8 Mayıs 2009 Cuma

Sülük Tedavisi

"İlaçların hayırlısı burna çekilen ve ağızdan alınan ilaçlar, müshil, kan aldırmak ve sülük vurdurmaktır"
Hadis-i Şerif
Nehir, göl ve ırmaklarda yaşayan, Allah tarafından insan ve hayvanların toplardamarlarını temizlemek için görevlendirilen sülükler, eski çağlardan beri tedavi için kullanılır. Sülükler, insan ve hayvanları ısırarak, toplardamarlarda oluşan tıkanıklıkları eriten, birikmiş kanı sulandıran ve dağıtan 105 farklı enzim salgılarlar. Sonra da derin tabakalardan, vücudun en kirli kanını emerler.
Sülükler eski yaralarda, egzama, uyuz, sedef, vitiligo, mantar, yılancık gibi her türlü cilt hastalığında kullanılır. Ameliyat sonrası yara izlerine, çürüklere, morluklara ve çillere de konabilir.
Varis ve basur gibi, damarlardaki tıkanıklık ve dolaşım bozukluğundan kaynaklanan her durumda, tiroid, hipofiz, yumurtalık, erbezi, prostat, rahim, kalp, karaciğer, dalak, akciğer, göz ve kulak hastalıklarının,- MS, alzheimer, parkinson,- fıtık, ateşli şişlikler, çıban, kangren gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Yüz, kafa, boyun, sırt, bel, makat, rahim ağzı, kuyruk sokumuna ve her azaya uygulanabilir.
Göz travması sonrası göz tansiyonu, göz damarlarının kanaması, gözyaşı kanalı tıkanması, arpacık, katarakt başlangıcı için göze yakın bölgelere, örneğin gözün dış veya iç köşesine, alt veya üst kapakçığına, çene altı ve Şakaklara,
Beyinde damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluğu, Sara, MS, Alzheimer, Parkinson ve üst diş eti hastalıkları için üst diş etlerine, kafa arkasına, kafanın iki yanına, kulaklar arkasına, boyuna ve çene altına,
Sara hastalığı, ağız ve dil yaraları için ağız içine, dil altına ve dile,
Rahim, yumurtalık, testis ve prostat hastalıklarında alt diş etlerine, kasıklara, makata, makat ile cinsel organ arasına, erbezine, hatta rahim ağzına,-
Karaciğer ve dalak hastalıklarında kürek kemikleri arasına, kürek kemik­leri altına, göğüs altına, makata ve ayaklara sülük konur.
Bel ve boyun fıtığında fıtık yerine sülükler konur.
Sülükler düştükten sonra sülüklerin tuttuğu her noktaya birkaç defa ku­pa kapatılıp akıntı iyice vakumlanır.
Tiroid bezi hastalıklarında tiroid üzerine sülük konur. Sülükler düştükten sonra sülüklerin tuttuğu her noktaya birkaç defa kupa kapatılıp akıntılar iyice vakumlanır, nodül varsa, çıkarmaya çalışılır.
Sülük kullanımı için en iyi mevsim ilkbahar, ikincisi sonbahardır.
En iyi sülükler rengi mor, kahverengi, toprak rengi, ince, fare kuyruğuna benzeyen ve başı küçük olanlardır. Bunlar ise suyu temiz, yeşil yosun ile kaplı ve kurbağası bol olan göllerden toplanan veya havuzda yetiştirilen sülüklerdir. Yeşil, mavi, siyah, kıllı, büyük başlı, karnı kırmızı ve sırtı yeşil olan, kokuşmuş, kurbağa yaşamayan sularda veya hızlı akan suda yaşayan sülükleri kullanmamak gerekir. Bu tip sülüklerin kullanımı aşırı kanamaya, yaralara ve şişmeye sebep olabilir.
Sülükler göllerden toplanacaksa, kullanımdan 1-2 gün önce toplanır, kuyruğundan baş aşağı tutarak kusturulur, sonra suya batırılarak yıkanır, yarısına kadar suyla dolu bir cam kavanoza yerleştirilir ve kullanım vaktine kadar (2-3 gün) bekletilir. Sülük koymadan önce, gerekli vücut bölgeleri ılık su ile yıkanır ve kurutulduktan sonra kuru lif ile masaj yapılır. Sonra sülükler bir bez parçası ile alınır ve hazırlanmış bölgelere yerleştirilir. Sülükler kendi kendine en önemli noktaları bulurlar ve vücudun en kirli kanını emerler, doyduktan sonra düşerler. Uzun süre düşmeyen sülükler üzerine biraz su, tuz veya kabartma tozu serpilir. Sülükler düştükten sonra, kana­mayı bir müddet daha devam ettirerek daha çok atık madde çıkartmak ve yarayı temizlemek için ısırılan noktalar üzerine kupa kapatılır. Sümüksü akıntı, gaz veya tıkanıklık çok ise, bunlar tamamen bitene kadar kupayı bir­kaç defa kapatmak gerekir.
Kanamayı, şiddetine göre, 12-48 saat durdurmamak gerekir. Çünkü yalnız kirli kan dışarı atılır, vücutta temiz kanı dışarı atacak bir mekanizma yoktur.
Sonra kanamanın olduğu bölge, kuru temiz bir bez ile kapatılır. Kana­ma hâlâ devam ediyorsa ve gerekli ise, ceviz kabuğu yakılarak külü kana­yan yere serpilir veya öğütülmüş nar kabuğunun tozu serpilir ve bantlanır. Fakat büyük tabiblere göre, en iyisi, esneme, mide bulantısı ve bayılma hissi gelene kadar beklemektir. Bu durum kan hacminin %20'dan fazlası kaybedilince görülür. Kan kaybında ilk tehlike kan hacminin % 30'dan fazlası kaybedilince oluşabilir (tahminen 1,5 litreden fazla). Ancak bağışıklık sisteminin devreye girmesiyle, bu tehlikeli noktaya gelmeden, doğal olarak hasta bayılır. Bayılınca, kalp atışları yavaşlar, tansiyon düşer, kanama oto­matik olarak durur. Sülüklerden sonraki kanama sebebiyle bayılan bir kim­se bugüne kadar görülmemiştir.
Sülükleri bekletirken her gün veya iki günde bir sularını değiştirmek, kullanılan sülükleri temiz bir akarsuya veya göle bırakmak gerekir. Sülük­ler 3-6 ayda bir defa beslenirler. Emdikleri kanı, içindeki mikroplarla bir­likte tamamen hazmederler. Onun için mikrobik hastalık taşıma riskleri yoktur.
Uyarı:
Kan sulandıran ilaç kullananlara sülük konmaz! Sülük koymadan 3 gün önce ilaç kullanımını bırakmak gerekir.
Kiraz, vişne ve limon kanı çok sulandırdığı için sülük koymadan 2 gün öncesinden itibaren ve sülük konulan gün bunları yememek gerekir. Hemofili hastalarına sülük konmaz!
· Ağrı kesici, ateş düşürücü, aspirin ve antibiyotik çok kullananların kan üretimi baskılanmış olabilir. Bu sebeple onlar sülük koymaya 3 tane­den başlamalı ve iki seans arası 3 haftadan daha sık olmamalıdır. Bu tür hastalar sülük tedavisini kan kontrolü ile yapmalıdır.
· Adetli kadınlara, tok karna ve abdestsiz olanlara sülük konmaz.
Organ nakli geçirenlere ve diyalize bağlanan böbrek hastalarına sülük koymamak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder