Çiğ sebze ve meyvelerin hazmı kolaydır ve sağlıklı beslenme için yeterlidir. Meyve ve sebzelerdeki su, organik asitler, vitamin ve mikroelementler vücut için arındırıcı ve şifa vericidir. Tüm bu maddeler, meyve ve sebze çiğ olarak yendiği zaman kıymetli olur. Pişirilen sebze ve meyveler, suyunu, organik asitlerini ve proteinlerindeki doğal strüktürü kaybederek vitaminlerden yoksun kalır. Kısacası, canlı olanlar can verirler. Mesela, domates, veya ıspanak suları çiğ olarak tüketildiği zaman vücudun kireçlerini temizler, kansızlığı düzeltir, hastalıklara karşı direnci arttırır. Domates çiğ yendiğinde kemik erimesini ve hatta kanseri önler. Fakat pişirildiğinde içerdiği oksalasid zararlı hale gelir, kireçlenme, damarlarda daralma, kansızlık, böbrek ve safra taşı yapar.
Kurutulmuş sebze ve meyveler ise hemen hemen taze sebze ve meyve sıfatlarını taşır. Bu sebeple kurutulmuş meyveleri kaynatarak komposto yapmak doğru değildir. Bunun yerine, kuru meyveler 4-7 saat suda bekletilerek bu su içilir, meyveleri yenir.
Meyve mutlaka yemekten ayrı olarak veya yemekten önce yenmelidir. Buna mukabil sebze yemekten önce ve yemekle beraber tüketilebileceği gibi, yemekten sonra da yenmesinde bir sakınca yoktur. Unutulmaması gereken nokta şudur: Yemekten sonra yenen meyve hazmolmadan mayalanır, ispirto, sirke asidi, gaz oluşturarak çeşit çeşit hastalıklara ve ayrıca siroz hastalığına sebep olur.
Meyve ve sebze, kabuğu soyulmadan birkaç çekirdeğiyle yenmelidir. Karpuz, limon gibi meyvelerin az da olsa bir miktarını kabuğuyla yemek faydalıdır. Balkabağı, patates, patlıcan, kırmızı pancar gibi sebzeler fırında veya közde kabuğuyla pişirilir.
Katı meyve ve sebzeler sıkılırken de mutlaka kabuğu ile sıkılmalıdır (elma, havuç vs.). Meyvelere şeker, süt, tuz eklenmez. Birkaç farklı çeşit meyve de birbiri ile karıştırılarak yenmez. Ancak aynı cinsten olanları, mesela portakal, greyfurt, limon ya da vişne, kiraz gibi meyveler, birlikte yenebilir. Yalnız, aynı cinsten olup da rengi farklı ise (mesela kırmızı ve yeşil elma) karıştırılarak yenmemelidir, gaz ve şişkinlik yapar. İki farklı meyve ancak 30 dakika-1 saat ara ile yenebilir.
Peygamberimiz Aleyhisselam taze hurmayı kaymakla, kuru üzümü ise ekmekle yerdi. Siz de sağlıklı iseniz, çilek ve hurmayı kaymakla, muzu balla yiyebilirsiniz. Veya ekmeğiniz doğal, rafine edilmemiş, katkısız undan, doğal maya ile yapılmış ve tandırda pişirilmiş ise, onu nar veya üzüm ile yiyebilirsiniz. Meyve sularını ve meyveleri birbiriyle karıştırarak ilaç olarak kullanmak ise ancak bu konuyu bilen hekim tavsiyesiyle mümkündür.
Her meyvenin tadında şüphesiz hikmet vardır. Böyle olmasaydı, Allah-ü Teala bütün meyveleri aynı tat ile yaratırdı. Bir meyvenin tadını tuzla, şekerle değiştirmeden önce bunu düşünmek gerekir. Sebzelerde de hüküm aynıdır.
Yetişme mevsiminde yenen meyve ve sebzeler hastalıkları iyileştirici özelliklere sahiptir, fakat mevsimi dışında yenen meyve ve sebzeler hastalık yapabilir. Mesela, buzdolabında dondurulduktan sonra oluşan kimyasal değişikliklerden dolayı kavun, elma veya armut, mayalanarak alkol, sirke veya aseton üretir, hazım ve metabolizma bozukluklarına, bağırsaklarda aşırı gaza neden olabilir. Ya da uzun zaman saklanan meyve ve sebzede toplanan hormon ve kimyasal maddelerin molekülleri parçalanırsa, bu yeni oluşum eskisinden daha da tehlikeli olabilir.
Meyve ve sebzenin en iyisi en taze olanı ve en yakın bahçe veya tarladan gelenidir. Bir ekolojik ortamda faydalı olan meyve veya sebze başka ekolojik ortamda yaşayan biri için beklenen faydayı sağlayamaz, çünkü ekolojik çevre ve insan bir bütündür.
Kurutulmuş meyve ve kuruyemişler Meyvelerin kurutulması sırasında renklendirici ve güve-böcek yemesine karşı koruyucu, bozulmayı önleyici özelliği olan Sodyum sülfit (E221) kullanılır. Araştırmalar sonucunda, sodyum sülfitin besin yolu ile alınmasının, öğrenme ve hafıza bozukluğuna sebep olduğu, beyin fonksiyonlarına zarar verdiği ve zamanla bu zararın daha da büyük boyutlara çıkmasının kaçınılmaz olduğu tespit edilmiştir. Kimyasal maddelerle kurutulmuş meyve ve kuruyemişler arasında canlı kurt bulmak mümkün değildir. Çünkü ilaçlanmış meyveyi hayvan, kuş, kurt, böcek ve sinek asla yemez, hatta mikrop bile dokunmaz. Pazardan bir şey alırken, hangi meyveye arı ve sinekler hücum ediyorsa, onu almak gerekir, çünkü o meyve ilaçlanmamıştır,- hangisine yaklaşmıyorsa, ona yaklaşmamak gerekir, çünkü o ilaçlanmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) getirilen kuru hurma kurtlu ise, kurdunu ayıklardı ve yerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder