27 Mayıs 2009 Çarşamba

Draconian, bitmiş angora ardından la cava de los gitanos ve çizdiğim ağaçlar


Sadece iki parçalık bir playlist (çalma listesi yani illa türkçesini demem lazım) yaptım bu gece. Ardarda çaldı öyle. Draconianın böğüren aralarda şuh sesli hatun vokalli bir parçasını dinledim ardında camillo ve camaron de la isla yla devam ettim. Angoranın şarabını aldım. Gayet iyi gitti aslında tavsiye edilesi.
Arabesk edebiyatına ait bir cümle gördüm demin birinde hayat bir sınavsa ismimi yazar çıkarım diye. Gülmekle tebessüm arasında sıkıştım bunu görünce. İsmimi yazmamayı tercih ederdim bak ben. Ha bir de ağaç çizerdim. Çok severdim küçükken defterin sağına soluna ağaç çizmeyi çünkü çizdiğim zaman başkasına gösterdiğimde ne olduğunu anlayabildikleri tek şey ağaçtı. Yapraksız bir sürü dal kümülesi dibinede bir kaç çizikle otlar koyardım. Bir süre bakardım sonra arka sayfayı çevirip gene başka bir ağaç çizerdim. Bir zaman sonra ulan hep aynı boku çiziyorum dedim kendime. Yaprak ekledim sonra o da çok yoruyordu bir sürü nokta gibi şeyler. Gene güldüm bak kendi kendime. Nokta gibi yaprak yapardım kızamık olmuş ağaç gibi.
Demin uzun bir süreden sonra gene çizdim dedim kendime insan hiç mi değişmez. Aynı sık dallar aynı nokta gibi yapraklar.
Hiç değişmemişim ağaçlar konusunda.

ek not: eskiden ağaçlarda ağaçtı ama hani şimdi nerde fidanlar falan minik minik
ek not 2: evet şişe bitti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder