Karaciğer ve safra kesesi temizlemesine başlamadan önce hazım düzeltilmeli, bağırsakları çalıştırıp kabızlık giderilmelidir. Eğer ishal varsa, bağırsakları sağlamlaştırmak, mide ve bağırsaklarda yaralar varsa onları kapatmak gerekir. Yani sindirim sisteminin, karaciğerin ve safra kesesinin zararlı maddeleri atabilme kuvvetine ulaşması gerekir.
Hazımsızlık
Hazımsızlık her hastalığın başıdır.
Hazımsızlık sonucunda oluşan atık maddeler karaciğere sel gibi akar,-karaciğer bu atıkları kısmen parçalar ve kan vasıtasıyla dışarı atar, kısmen depolar, kısmen de safra kesesine çamur olarak gönderir. Safra kesesi, bünyesine sürekli olarak gelen bu çamurdan taşlar oluşturmaya mecbur kalır. Karaciğerde depolanan atık maddeler çoğalınca, görevi karaciğerdeki atıkları temizlemek olan kurtlar, mikroplar ve virüsler karaciğerde yuvalanmaya başlar. Bu süreç hepatit, siroz veya kanser, veya aklınıza gelen her ağır hastalığın oluşumuna kadar uzayabilir. Devamlı hazımsızlık midede iltihaplanma (gastrit), reflü, fıtık ve ülsere neden olur. Bu hastalıklar ise hazmı daha da zorlaştırır.
Tedavi
Tedaviye kusmayla başlanır ("Kusma" bölümüne bakınız.)
1-2 hafta boyunca hazımsızlığın şiddetine bağlı olarak şu beslenme şekli uygulanır:
· Her sabah 1-3 limon suyu bir bardak su ile (kan grubu "A" ve "AB" olanlar) veya bal ile zencefil çayı, veya bal şurubu (kan grubu "O" ve "B" olanlar) içilir.
· Acıkınca havuç suyu + elma suyu karışımı içmeye başlanır ve akşama kadar içmeye devam edilir.
· Akşam, uykudan önce 30-50 gr. sarımsaklı zeytinyağı 30-50 gr. limon suyu ile içilir. ("İlaçlar" bölümüne bakınız.)
· Tedaviye başladıktan 3 gün sonra her öğlen 1 çorba kaşığı taze sıkılmış zencefil suyu ilk önce küçük yudumlarla daha sonra büyük yudumlarla içilir.
Bu 1-2 hafta başka bir şey yenmez. Bu tedavi bittikten sonra karaciğer temizlemesi yapılır. ("Karaciğer temizlemesi" bölümüne bakınız.)
Kusma
Doğal beslenen sağlıklı insan fazla, mizacına uymayan, zararlı olan veya hazmedilemeyen yemeği kusar. Kusmak, zararlı yemekten kurtulmanın en kısa, en emniyetli ve en etkili yoludur. Sağlıklı insanın koruma sistemi kusma yeteneğini ömür boyu muhafaza eder. Ancak sistematik olarak doğal yiyeceklerin yerine yiyecek endüstrisi ürünlerini kullananlar mizaç değişimi, kusma yeteneğinin kaybı ve ilk hazmın (ağız, mide ve bağırsaklardaki) bozulmasıyla karşı karşıya kalırlar. Hazım bozulmasının ardından ise ciddi hastalıklar baş gösterir.
Öyleyse bu durumda kusmaya yeniden alışmak gerekir. Midede ağırlık, hazımsızlık, geğirme veya ekşime varsa, en doğru hareket kusmaktır. Kusmak için 1 çorba kaşığı zeytinyağı + 200 gr. ılık su karışımını içmek yeterli olabilir. Ayda bir ya da iki defa kusmak ile mide kasları ve bezleri zinde kalır, safra kesesi, karaciğer, böbrekler temizlenir ve kuvvetlenir. Bilhassa kan grubu "A" ve "AB" olanların zayıf mideleri için bu işlem çok önemlidir! Ancak sık sık kusan kimsenin midesi zayıflar.
Kusmada zorlanan kan grubu "O" veya "B" olanlar, midenin üzerine ılık su torbası koyarak, iki parmağı boğazlarına sokarak kusma hissini uyandırabilirler. Kusmayı başaramayanlar, 6 saat sonra müshil içmelidirler.
Kabızlık
Kabızlık, genel hazımsızlığın belirtisi ve tüm hastalıklara davetiye çıkartan bir rahatsızlıktır. Sağlıklı birinin, normal olarak, yediği her öğünden sonra büyük abdesti gelmelidir. Eğer gün boyunca yenen öğün sayısı birden fazla ama büyük abdest günde bir defa ise bu, kişinin kabız olduğunu, büyük abdest iki günde bir ise, sağlığın tehlikede olduğunu gösterir. Bu durumdan kurtulabilmek için, önce yeme alışkanlıkları değiştirilmelidir. Her yemekten 1 saat önce bir bardak su içilmelidir ("Su" bölümüne bakınız.) Su bağırsaklardaki kalıntıyı indirir ve bağırsağı harekete geçirir.
Sıhhatli olmak isteyen insan, yediği yemekten sonra büyük abdeste çıkmadan karpuz, incir, greyfurt, elma, üzüm gibi bağırsakları rahatlatıcı meyveler ve yeşil yapraklı sebzeler hariç ikinci bir öğünü yememelidir. Bu kaideye ömür boyu riayet edilmelidir.
Sıhhat için en sağlıklı olan alaturka tuvaletleri kullanmak, yani çömelerek oturmaktır. Klozet kullanmak ve sandalyede oturmak, kabızlığı tetikleyen ve vazgeçilmesi gereken alışkanlıklardır.
Parkinson, MS gibi nörolojik hastalıklarda kabızlık sık görülür. Trankilizanlar, idrar söktürücüler, demir- kalsiyum içeren ilaçlar, antiasitler gibi bazı ilaçların kullanımı da kabızlığa yol açar.
Bağırsakları Çalıştırmak İçin
Her gün öğütülmüş sinameki veya sinameki karışımlarından biri ya da keten tohumu veya magnezyum sülfat kullanılmalı, bağırsakların çalışması iyice düzene girene kadar devam edilmelidir. Bağırsaklar düzelince kullanım haftada 1 defaya indirilmelidir. Ömür boyu gerektikçe, sinameki, keten tohumu ve magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) kullanılabilir.
Bol miktarda çiğ meyve ve çiğ sebze yemek kabızlığı önler. Yemeğin yüzde altmışının çiğ ve diri olması gerekir. Sadece yüzde kırkı pişmiş yemek ve ekmek olabilir. (Örneğin, günlük yemek 1000 gr. ise, onun 600 gramını meyve, sebze, meyve suyu ve bal oluşturmalıdır. 400 gramı da yemek ve ekmek olabilir.)
Magnezyum sülfatın kullanımı:
Magnezyum sülfat derin tabakalardan toksin ve tuzları çekerek bağırsaklar yoluyla dışarı atar. Ödemleri indirir, böbreklerin işlevini kolaylaştırır. Bünyeye göre 1 tatlı kaşığından 1 çorba kaşığına kadar magnezyum sülfat (kaya tuzuna benzer bir tuz) bir bardak su ile karıştırılıp sabah içilirse, 1-2 saat sonra büyük abdest gelir. Magnezyum sülfat, bağırsakların hızlı çalışmasını sağladığından, akşam yemekten sonra değil, hazım bittikten sonra, sabah içilir. Hazmolunmamış yemek bağırsakları hızlı geçerek, bağırsakların kimyasal düzenini bozar.
Uyarı: Kan grubu "O" taşıyıcıları magnezyum sülfattan (ingiliz tuzu) zencefil suyu ilk önce küçük yudumlarla daha sonra büyük yudumlarla içilir. Bu 1 -2 hafta başka bir şey yenmez.
Bu tedavi bittikten sonra karaciğer temizlemesi yapılır. ("Karaciğer temizlemesi" bölümüne bakınız.)
Kusma
Doğal beslenen sağlıklı insan fazla, mizacına uymayan, zararlı olan veya hazmedilemeyen yemeği kusar. Kusmak, zararlı yemekten kurtulmanın en kısa, en emniyetli ve en etkili yoludur. Sağlıklı insanın koruma sistemi kusma yeteneğini ömür boyu muhafaza eder. Ancak sistematik olarak doğal yiyeceklerin yerine yiyecek endüstrisi ürünlerini kullananlar mizaç değişimi, kusma yeteneğinin kaybı ve ilk hazmın (ağız, mide ve bağırsaklardaki) bozulmasıyla karşı karşıya kalırlar. Hazım bozulmasının ardından ise ciddi hastalıklar baş gösterir.
Öyleyse bu durumda kusmaya yeniden alışmak gerekir. Midede ağırlık, hazımsızlık, geğirme veya ekşime varsa, en doğru hareket kusmaktır. Kusmak için 1 çorba kaşığı zeytinyağı + 200 gr. ılık su karışımını içmek yeterli olabilir. Ayda bir ya da iki defa kusmak ile mide kasları ve bezleri zinde kalır, safra kesesi, karaciğer, böbrekler temizlenir ve kuvvetlenir. Bilhassa kan grubu "A" ve "AB" olanların zayıf mideleri için bu işlem çok önemlidir! Ancak sık sık kusan kimsenin midesi zayıflar.
Kusmada zorlanan kan grubu "O" veya "B" olanlar, midenin üzerine ılık su torbası koyarak, iki parmağı boğazlarına sokarak kusma hissini uyandırabilirler. Kusmayı başaramayanlar, 6 saat sonra müshil içmelidirler.
Kabızlık
Kabızlık, genel hazımsızlığın belirtisi ve tüm hastalıklara davetiye çıkartan bir rahatsızlıktır. Sağlıklı birinin, normal olarak, yediği her öğünden sonra büyük abdesti gelmelidir. Eğer gün boyunca yenen öğün sayısı birden fazla ama büyük abdest günde bir defa ise bu, kişinin kabız olduğunu, büyük abdest iki günde bir ise, sağlığın tehlikede olduğunu gösterir. Bu durumdan kurtulabilmek için, önce yeme alışkanlıkları değiştirilmelidir. Her yemekten 1 saat önce bir bardak su içilmelidir ("Su" bölümüne bakınız.) Su bağırsaklardaki kalıntıyı indirir ve bağırsağı harekete geçirir.
Sıhhatli olmak isteyen insan, yediği yemekten sonra büyük abdeste çıkmadan karpuz, incir, greyfurt, elma, üzüm gibi bağırsakları rahatlatıcı meyveler ve yeşil yapraklı sebzeler hariç ikinci bir öğünü yememelidir. Bu kaideye ömür boyu riayet edilmelidir.
Sıhhat için en sağlıklı olan alaturka tuvaletleri kullanmak, yani çömelerek oturmaktır. Klozet kullanmak ve sandalyede oturmak, kabızlığı tetikleyen ve vazgeçilmesi gereken alışkanlıklardır.
Parkinson, MS gibi nörolojik hastalıklarda kabızlık sık görülür. Trankilizanlar, idrar söktürücüler, demir- kalsiyum içeren ilaçlar, antiasitler gibi bazı ilaçların kullanımı da kabızlığa yol açar.
Bağırsakları Çalıştırmak İçin;
Her gün öğütülmüş sinameki veya sinameki karışımlarından biri ya da keten tohumu veya magnezyum sülfat kullanılmalı, bağırsakların çalışması iyice düzene girene kadar devam edilmelidir. Bağırsaklar düzelince kullanım haftada 1 defaya indirilmelidir. Ömür boyu gerektikçe, sinameki, keten tohumu ve magnezyum sülfat (ingiliz tuzu) kullanılabilir.
Bol miktarda çiğ meyve ve çiğ sebze yemek kabızlığı önler. Yemeğin yüzde altmışının çiğ ve diri olması gerekir. Sadece yüzde kırkı pişmiş yemek ve ekmek olabilir. (Örneğin, günlük yemek 1000 gr. ise, onun 600 gramını meyve, sebze, meyve suyu ve bal oluşturmalıdır. 400 gramı da yemek ve ekmek olabilir.)
Magnezyum sülfatın kullanımı:
Magnezyum sülfat derin tabakalardan toksin ve tuzlan çekerek bağırsaklar yoluyla dışarı atar. Ödemleri indirir, böbreklerin işlevini kolaylaştırır. Bünyeye göre 1 tatlı kaşığından 1 çorba kaşığına kadar magnezyum sülfat (kaya tuzuna benzer bir tuz) bir bardak su ile karıştırılıp sabah içilirse, 1-2 saat sonra büyük abdest gelir. Magnezyum sülfat, bağırsakların hızlı çalışmasını sağladığından, akşam yemekten sonra değil, hazım bittikten sonra, sabah içilir. Hazmolunmamış yemek bağırsakları hızlı geçerek, bağırsakların kimyasal düzenini bozar.
Uyarı: Kan grubu "O" taşıyıcıları magnezyum sülfattan (ingiliz tuzu) çok etkilenirler. Bu sebepten onu sadece bazı tedavi metodlarında veya 2 haftada bir defa kullanabilirler. "A", "B" ve "AB" taşıyıcıları ise, magnezyum sülfatı, gerektiğinde her gün veya haftada 2-3 defa ya da haftada bir defa devamlı kullanabilirler.
NOT: Düz bağırsağındaki bir özellikten dolayı 20 yıl boyunca her gün ingiliz tuzu kullanan bir yaşlı adamın kan grubu "AB" idi. Onun kanı, dokuları ve organları, bu kitapta anlatılan tedaviyi 3 yıl boyunca uygulayanlar kadar temizdi.
Keten tohumunun kullanımı:
1 çorba kaşığı keten tohumu taze öğütülür, biraz bal ile karıştırılıp yutulur, üzerine bol su içilir. 1 tatlı kaşığı ısırganotu tohumu, 3-5 diş dövülmüş sarımsak ve yarım çay kaşığı zencefil eklenirse, daha da etkili olur. Bu, bağırsakları çalıştırıp kabızlığı önler, şişkinlikleri indirir, kanı temizler, kansere karşı korur, yaraları kapatır.
Veya
1 çorba kaşığı keten tohumu 100 gr. sıcak veya soğuk su ile karıştırılır, üzerine bez sarılıp, 1-2 saat bekletilir. Sabah uyanınca veya akşam uykudan önce veya hem sabah hem akşam suyla yutulur.
Uyarı: Öğütülmüş keten tohumu bekletilmez! içerisindeki omega yağ asitleri şifalı etkisini kaybeder!
· Keten tohumunu küçük, büyük, yaşlı, genç, herkes devamlı, ara vermeden kullanabilir.
· Keten tohumu mutlaka en az bir bardak su ile içilmelidir!
Sinameki karışımları:
· Kabızlık ve hazım zayıflığı için sinameki ve nanenin yarı yarıya karışımı,
· Kabızlık, gaz ve hazım zayıflığı için 30 gr. + sinameki, 20 gr. anason + 10 gr. kekik karışımı,-
· Kabızlık ve karaciğer zayıflığı için eşit miktarlarda sinameki + hindiba yaprağı + pelinotu karışımı,-
· Kabızlık ve hazım zayıflığı için 30 gr. sinameki + 15 gr. kekik + 15 gr. nane karışımı,
Bu karışımlar öğütülür ve yemek üzerine serpilerek günde yarım ila 2 çay kaşığı kadar kullanılır. Sadece nane öğütülerek değil de, ezilerek kullanılır.
· Öğütülen sinameki gerekli miktarda zeytinyağı ile karıştırılarak yutulur. Büyük abdeste normal ve rahat çıkmada çok etkilidir.
· Yemekten sonra bir tutam sinameki yaprağı çiğnemek de hemen hemen aynı sonucu verir.
Bu günlerde sık sık sinameki kullanmanın "zararları" gündeme gelmektedir. Bilakis, sinameki, herkes için daima faydalı bir bitkidir. Önemli olan sinamekinin nasıl kullanılacağını bilmektir.
Sinameki kullanımı:
· Normalde yenen yemeğin kalıntıları 24-36 saat sonra bağırsaklardan atılır.
· Kabızlık sorunu varsa ya da hazmedilen besinin bağırsaklara geçişi yavaşlamış ise, ancak o zaman sinameki kullanılmalıdır.
· Aç karna içilen sinamekinin müshil etkisi yoktur. Öğütülmüş sinameki veya sinameki karışımları günün son yemeğinden sonra veya yemekle beraber kullanılmalıdır.
· Herkes, sinamekinin kendisi için en uygun miktarını belirlemelidir. Bu miktar öyle ayarlanmalıdır ki henüz hazmolmamış besinin dışarı atılmasına sebep olmamalıdır. Bu miktar, normal hazım sürecini etkilememeli, sadece bağırsaktaki atıkların normal hızında atılmasını sağlamalıdır. Sinameki dozu doğru ayarlandığı takdirde, sinameki aldıktan 24 saat sonra hiç problemsiz büyük abdeste çıkmak mümkün olur.
· Karışık ve normalden fazla yemek yedikten sonra yediklerini hızla dışarı atmak için sinameki içenler, hazım kanunlarına aykırı hareket etmiş,- hazım sistemini, henüz hazmolmamış yemeği atmaya zorlamış olur. Bağışıklık sistemi, yapılan bu büyük hataya tepki olarak mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, terleme ve hatta bayılma ile karşılık verebilir. Ayrıca hazmedilmemiş yemek bağırsakları hızla geçerek, onların kimyasal düzenini bozar ve bağırsaklarda yara oluşmasına sebep olur.
· Dört günden fazla süren kabızlığı geçirmek için sinameki kullanılmaz!
Önce lavman yapılır, sonra sinameki veya herhangi bir müshil ilacı kullanılabilir.
• Mide ve bağırsaklarda yaralar varsa, sinameki değil, keten tohumu kullanılması gerekir. Yaralar kapanınca, sinamekiye geçilebilir.
Mide ve Bağırsaklarda Gaz
Karışık, iyi çiğnenmemiş, birbirine zıt yemekler, tabiata uygun olmayan veya bir önceki yemek hazmolmadan yenen yemekler, veya yemekten sonra yenen meyveler midede çürür, mayalanır, neticede gaz oluşur. Basit vakalarda gazı önlemek için, yenen öğünler arasında en az 6-8 saatlik aralar olmalıdır. Sabah aç karnına su, sebze veya meyve suyu içilmesi, meyve, sebze ve yemeklerden sadece gaz yapmayanların seçilerek tüketilmesi, tabiata (mizaca) uygun olmayan yiyeceklerin yenmemesi gerekir
Aynı zamanda gazı ve büyük abdesti uzun süre tutmanın kabızlığa ve erken yaşlanmaya sebep olacağını da unutmamak gerekir. Gazı rahat çıkartabilmek için çömelerek oturmak en iyi pozisyondur. Bu pozisyon büyük abdestin de sağlıklı atılmasını sağlar.
Çömelerek oturmak özellikle kızlar ve kadınlar için faydalıdır, kolay doğum yapmalarını sağlar. Eskiden kadınlar bütün işlerini çömelerek oturup yaparlar ve doğumları da problemsiz geçerdi.
Dondurulmuş meyvelerde oluşan kimyasal değişimler meyveyi bozar ve bağırsaklarda aşırı gaza neden olur. Kavun taze değilse, o da aynı problemi oluşturur.
Mevsim dışında yenen doğal kurutulmuş meyve, buzdolabında saklanan meyveden daha sağlıklıdır.
Gaz çıkaran ve gazı önleyen en güçlü ilaçlar:
· Kimyon, anason tohumu ve otu, rezene tohumu ve otu, dereotu ve tohumu, kakule, kekik ve zencefil. Bunlar öğütülüp, tek-tek veya karışım halinde, yemeklerin üzerine serpilir veya çay olarak kullanılabilir.
· 2 hafta boyunca her sabah 5 gr. özerlik tohumu su ile yutulursa gaz oluşmasını önler.
· 30 gr. havlıcan ve 30 gr. zencefil ince ince kesilir, 10 gr. karanfil eklenir ve bir litre su ile 10 saat ıslatıldıktan sonra kısık ateşte 5 dakika kaynatılır ve soğuduktan sonra süzülür. Her gün aç karnına 30-50 gr. olmak üzere 2-3 defa içilir. Bal ile tatlandırılabilir. Buna 2 hafta devam edilir.
Ancak, tabiatına uygun olmayan, karışık, hazır ve katkılı yemekleri tüketenler, yemekten sonra meyve yiyenler ve öğünlerini kısa aralıklarla yiyenler asla gazdan kurtulamazlar.
İshal
Her ishalden korkmaya gerek yoktur ve acilen durdurmaya çalışmak doğru değildir. Mide, bağırsak, karaciğer, dalak ve beyin hastalıklarından kaynaklandığı gibi, fazla veya bozuk yemek ve içeceklerden kaynaklanan ishal, vücudun zararlı atıklardan temizlenmesidir. İshal olanlar için banyo, uyku ve açlıktan daha iyi bir ilaç yoktur. Yapılacak ilk iş 3 günlük açlığa niyet etmek ve banyo yapmaktır. Banyodan sonra zeytinyağı (kekik yağı eklenebilir) ile genel bir masaj yaptırdıktan sonra yatmak ve bol bol uyumak gerekir. Hasta için en iyi olan 3 günlük açlık sürecinde hiçbir şey içmemektir. Fakat çok susanırsa, ishali durdurma özelliğine sahip olan soğutulmuş yağmur suyu veya zemzem suyuna, ya da dondurulup eritilmiş suya doğal sirke veya limon suyu karıştırarak, küçük yudumlarla içilebilir. Suyun soğuk olmasına dikkat etmek gerekir! Çünkü sıcak ve ılık suyun ishali şiddetlendirme ihtimali yüksektir. Basit ishal vakalarında tamamen iyileşmek için sadece 2-3 gün aç kalmak, sonra da beslenmeyi düzeltmek yeterli olabilir. Ancak, ishal kronik hastalıklar veya akut enfeksiyonlar ile bağlantılı ise, tedaviye devam etmek gerekir.
3 gün sonra:
Mevsime göre aşağıdaki meyve suyu ve karışımlarından hangisi mümkünse su ile karıştırılır ve küçük yudumlarla istendiği kadar içilir. Bunlar, mide ve bağırsaklardan yabancı mikropları atarak, faydalı mikropların çoğalmasını sağlar, mide ve bağırsakları kuvvetlendirip yaralan kapatır.
· Yeşil üzüm (koruk), koruk halindeki dut, mayhoş elma, vişne, limon veya nar suyu, Karpuzun çekirdekleriyle sıkılmış suyu, Havuç + elma suyu karışımı, Havuç + taze sıkılmış zencefil suyu karışımı,
· Maydanoz veya kereviz yaprağı suyu + ıspanak suyu karışımı, 9 Maydanoz veya kereviz yaprağı suyu + semizotu suyu karışımı, Kimyon ile kaynatılarak soğutulmuş yoğurt suyu içmeye başlanır. Her akşam sarımsaklı zeytinyağı, limon suyu ile karıştırılarak içilir. Buna 3 gün devam edilir.
Uyarı: Zencefil, maydonoz ve kereviz yaprağı suyu günde sadece 1 çorba kaşığı kullanılır.
3 gün sonra:
· Sabah: Bal şurubu içilir. Bal şurubuna elma suyu veya arpa suyu ilave edilebilir. Ya da incir, üzüm veya karpuz yenir. Mevsim kış ise 1 -2 çorba kaşığı taze kavrulup öğütülmüş keten tohumu + 1 tatlı kaşığı taze öğütülmüş ısırgan tohumu + yarım çay kaşığı öğütülmüş zencefil + 1 çorba kaşığı bal + istenirse, dövülmüş sarımsak karıştırılır ve yenir. Yeşil çay içilir.
· Öğle: Yağsız kavrulmuş pirinç, kaya tuzu katılarak haşlanır, sonra yoğurt suyu katılır ve biraz daha kaynatılır. Çorbaya nane, kimyon, zencefil ve safran eklenir, soğuduktan sonra içilir.
Veya
· Kavrulmuş pirinç, karanfil, zencefil ve kimyon ile paça çorbası pişirilir. Soğuduktan sonra limon suyu eklenir ve içilir.
· Ara öğün: Yukarıda belirtilenlerden herhangi bir meyve veya sebzenin suyu içilir ya da karpuz, incir veya üzüm yenir.
· Akşam: Papatya, kekik veya biberiye çayı balla içilir.
Veya
2 ölçü zencefil + 2 ölçü karanfil + 1 ölçü tarçın karıştırılır. Bu karışımdan 1 kahve kaşığı, 1 bardak kaynamış su ile 15 dakika demlendikten sonra içilir. Uykudan önce sarımsaklı zeytinyağı + limon suyu içilir.
3 gün bu şekilde beslenmeye devam edilir. Hastanın iştahı yoksa "faydalı olsun" diye yeme ve içmeye zorlanmamalı, iştahına göre yiyip içmesine imkan verilmelidir.
4 gün sonra ishal hâlâ devam ediyorsa, o zaman:
1 tatlı kaşığı dövülmüş veya öğütülmüş nar kabuğu bir bardak su ile 5 dakika kaynatılır. 10-15 dakika demlenerek 2'ye bölünür ve bal karıştırarak öğleye kadar 2 defa içilir. Gerekirse öğleden sonra tekrarlanır.
ishale karşı nar kabuğu yerine yeni çıkmış ceviz yapraklan veya cevizin iç perdeleri de aynı şekilde kullanılabilir. Nar kabuğu ve ceviz perdeleri kuvvetli ishal durdurucudur. Bu yüzden ishal durduğunda, kabızlığa yol açmamak için bunları hemen bırakmak gerekir.
Veya
1 çorba kaşığı kavrulup öğütülmüş pirinç ya da arpa 400 gr. su ile karıştırılır, 1 çorba kaşığı öğütülmüş nar çekirdeği + 1 çorba kaşığı öğütülmüş nar kabuğu eklenerek kaynatılır. 4'e bölünür ve günde 4 defa içilir veya bu karışım ile lavman yapılır. Bu ilaç ishali durdurur, mide ve bağırsak yaralarını kapatır.
İshal durduktan sonra, hastanın her sabah bal şurubu, sebze veya meyve suyu içmesi ve günde bir defadan fazla pişmiş yemek yememeye alışması gerekir.
Bu 9 günlük tedavi ile kanlı ishal dahil her türlü ishalle birlikte ishale sebep olan hastalık da iyileşir veya hafifler. Kanama yapıyor olsa bile, aynı tedavi ile mide ülseri ve bağırsak yaralan da kapanır.
Her tür ishali kısa zamanda durduran ilaçlar:
Kaynatılarak koyulaştırılan yabani semizotu suyu, ham dutun suyu, koruk suyu veya ayva suyu içmek, Keçi sütü içmek, Kavrulup öğütülmüş anason, sinirliot tohumu veya semizotu tohumunu su ile yutmak. Ayrıca karın üzerine birkaç defa kupa kapatmak ve her defasında 15 dakika bekletmek de ishali durdurur.
Mide reflüsü
Mide reflüsü olarak bilinen hastalık, mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen kapak mekanizmasının gevşemesinden dolayı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Eğer onikiparmak bağırsağından mideye doğru safra geri akımı varsa, mideden mide borusuna çıkan içerik hem asit, hem de safra içerir. Safra da, mide asidi gibi, yemek borusunun tahrişine neden olur. Bu durum genellikle mide fıtığıyla birlikte görülür. Mide fıtığının belirtisi reflü belirtisine o kadar çok benzer ki, ayırt etmek zordur:
· Midede hazımsızlık, ekşime, yanma ve gaz; Şişkinlik, geğirme ve ağız kokusu,- Su, gıda artıkları, veya safranın ya da bunların hepsinin birlikte birdenbire ağza gelmesi;
· Tok karna yatıldığında geceleri rahatsız eden şişkinlik, geğirme ve aşırı miktarda gaz,
· Geceleri öksürük, uyanırken meydana gelen ses kısıklığı ve boğaza doğru yayılan ağrı.
Bunlar sırtüstü yatma ve öne eğilmeyle daha da çoğalabilir. Hazımsızlık durumu devam ederse: Şişkinliğin kalbe baskısı, kalp çarpıntısı ve kan dolaşımında bozukluk,-Devamlı mide içeriğinin yemek borusuna kaçması ile kronik farenjit, sinüzit ve alerjik astım,
• Ses tellerinin tahrişi ve kalınlaşması, ses kısıklığı, kronik tahriş öksürüğü ve diş çürümesi meydana getirir. Midenin aşırı dolmasından sonra oluşan hazımsızlık ve şişkinlik, sürekli öksürük, sık ve aşırı kusma, ağır egzersiz, ve tok karna cinsel ilişki karın içi basıncını artıran nedenlerle birlikte diafram kasının gevşemesine (reflü) ve fıtıklaşmasına yol açar. Ayrıca, gebelikte karaciğerden mideye gönderilen ve kusarak dışarı atılan toksinler, yemek borusunun altındaki kasları etkileyerek gevşemesine yol açar. Yaşlılarda reflü ve mide fıtığının oluşması dokuların gevşemesiyle ve elastikiyetini kaybetmesiyle ortaya çıkar.
Kısacası, reflü, midesini aşırı dolduran, karışık ve birbirine ters yiyecekler yiyen ve sonunda hazımsızlığa yakalanan insanlarda ortaya çıkar. Fazla doldurulan ve içinde besinlerin uzun süre beklemesi ve çürümesi sonucu gazla şişen mide mukozası iltihaplanmaya, mide kasları gevşemeye ve sarkmaya, kapak mekanizması da bozulmaya başlar. Diğer faktörler, tetikleyici faktörlerdir. Erişkinlerin yaklaşık %25'inde mide reflüsü görülmektedir.
Mide ülseri
Mide ülseri reflü ve fıtık ile birlikte veya tek başına da görülebilir. Hastalığın başlangıcında mide ekşimesi ve ağırlık hissi, ağıza ekşi su gelmesi, dil paslanması, karnın üst kısmına bastırılınca ağrı hissedilmesi, yemeklerden 2-3 saat sonra sırta doğru, kürek kemikleri arasına yayılan şiddetli mide ağrıları görülür. Kusma ile kan gelmesi veya büyük abdestin kahverengi olması, ülserin ilerlemiş olduğunu gösterir. Mide reflüsü, gastrit ve mide ülserinin sebebi aynı olduğu için tedavisi de aynıdır.
Tedavi
· Bir hafta boyunca her sabah 30-50 gr. sarımsaklı zeytinyağı + 30-50 gr. limon suyu karışımı içilir ("ilaçlar" bölümüne bakınız.)
· Gün boyunca acıktıkça sebze suyu karışımları istendiği kadar (5-8 defa) içilir,
· Her akşam uykudan önce bir çorba kaşığı yeni sıkılmış taze zencefil suyu küçük yudumlarla içilir.
Sebze suyu karışımı mevsime göre seçilir:
· 50 gr. soğan suyu + 150 gr. taze sıkılmış ısırgan suyu + 50 gr. su karışımı, 150 gr. havuç suyu + 1 çorba kaşığı maydonoz suyu + 1 çorba kaşığı kereviz yaprağı suyu + su karışımı,
· 100 gr. havuç suyu + 100 gr. elma suyu + 50 gr. su karışımı,
· 150 gr. ıspanak suyu + 50 gr. kırmızı pancar suyu + 1 çorba kaşığı maydanoz suyu + 1 çorba kaşığı kereviz yaprağı suyu+ su karışımı,
· 200 gr. semizotu suyu + 1 çorba kaşığı maydanoz suyu + su karışımı,
· 50 gr. soğan suyu + 150 gr. patates suyu + 1 çorba kaşığı maydanoz suyu + su karışımı.
· Mayıs papatyası, civanperçemi, biberiye, mercanköşk, kekik veya kuru zencefil ince ince kıyıldıktan sonra yarım tatlı kaşığı alınır, bir bardak kaynar suyla haşlanır ve 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyunca 3 defa, bu şekilde demlenen taze çay soğutulmadan içilir.
· Sıkıştırıcı-büzüştürücü etkiye sahip olan nar çekirdeği ve iç zarları ince öğütülüp elekten geçirilir ve sabah-akşam suyla birlikte 1 tatlı kaşığı yutulur. Tarhana, yoğurt çorbası veya mercimek çorbası nar çekirdeği ile pişirilerek içilir.
· Meşe kabuğu ve meşe kozalakları da reflü, fıtık ve mide büyümesine karşı kullanılır. Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış veya öğütülmüş meşe kabuğu, bir bardak kaynar suyla karıştırılıp 15-20 dakika demlenir ve süzülür. Gün boyunca 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır. 1 kahve kaşığı ince öğütülmüş taze meşe kozalağı sabah-akşam suyla yutulur.
Bu hafta bittikten sonra Mide ve Bağırsakların Genel Tedavisi yapılır. Hastaların, gece yatarken gövdelerinin üst kısmını yüksekte tutmaları gerekir. Yatmadan önce 2-3 saat bir şey yiyip-içmemek ve saat 21'den sonra ağza hiçbir şey almamak gerekir.
Mide ve Bağırsakların Genel Tedavisi (2-4 haftalık kür)
Mide tedavisine hazırlanmak için ilk önce kusmak gerekir. ("Kusma" bölümüne bakınız.) Yemek sırasında ve sonrasında su içme alışkanlığı terk edilmelidir. ("Su" bölümüne bakınız.) Beslenme hataları düzeltilmeli, yemek iyice çiğnenerek yutulmalıdır. ("Hastalıkların esas sebepleri" bölümüne bakınız.)
Kusamayanlar için hazmı kolaylaştıran ilaçlar: Yarım çay kaşığı toz zencefil yemekten önce veya yemekten sonra yutulur. 1 çorba kaşığı taze sıkılmış zencefil suyu içmek veya rendelemiş taze zencefil yemek daha da iyidir.
Veya Zencefil, kekik, mercanköşk veya biberiye çayı yemekten 1,5-2 saat sonra şekersiz içilir.
Veya Yemekten sonra karpuz yenir ya da nane, taze biberiye, mercanköşk, tarhun, kekik gibi yeşil yapraklı otlar çiğnenir.
İnatçı hazımsızlık için kullanılan ilaç:
· Tane kimyon sirke ile ıslatılır ve 7-9 saat sirke içinde bekletildikten sonra suyu süzülerek kurutulur. Sonra kavrulur ve aynı miktarda fülfül, beyaz biber, karabiber ve zencefil ile karıştırılarak öğütülür. Günde yarım çay kaşığı, yemekten önce veya yemekten sonra yutulur. İstenirse hem yemekten önce hem yemekten sonra yarım çay kaşığı alınabilir. Mideyi kuvvetlendirir, hazmı kolaylaştırır, mide ve bağırsaklardaki gazı yok eder.
Mide ve bağırsaklar için ilaçlar:
· Keten tohumu, inatçı hazımsızlıkta kullanılır. (Keten tohumu her defasında taze öğütülmüş olmalı! Kronik kolit için öğütülmemiş keten tohumu kullanmak gerekir.)
· 1 çorba kaşığı halis bal, 1 bardak ılık su ile (40 dereceden daha düşük olmamalıdır) karıştırılarak her sabah aç karnına içilir. Sabah-akşam, yani günde 2 defa da içilebilir. Günde 2 yemek kaşığından fazla bal kullanmak, kilolu olanlar için ise 1 yemek kaşığından fazla kullanmak doğru değildir.
· Bağırsaklarda yaşayan zararlı mikroplara karşı kuru soğan ve 3-9 diş sarımsak yemeli veya yutulmalıdır.
· Kabukları soyulmadan havuç, semizotu veya ıspanak suyu sıkılır. Elde edilen 150 gr. sebze suyuna 50 gr. su karıştırılır, başka hiçbir şey yemeden öğleye kadar 2-3 bardak içilir. Sebze suyu yerine evde yapılmış yoğurt suyu da içilebilir. Sebze ve yoğurt suyu, 1 bardağa 1-2 çorba kaşığı maydanoz veya kereviz yaprağı suyu katılmak suretiyle zenginleştirilebilir. Kan grubu "B" ve "AB" olanlar, kendileri için çok faydalı olan, patatesi kabuklarını soymadan sıkarak suyunu içebilirler. Yalnız patatesin genetiği değiştirilmemiş olmasına dikkat etmek gerekir.
· İncir ile hurma kabuklan soyulmadan ve yıkanmadan yenmelidir. Eğer yıkamaya mecbur kalınırsa, yıkadıktan sonra 1-2 saat bekletilir ki üzerindeki faydalı mikroplar çoğalsın. Bunlar bulunmadığı zaman karpuz tercih edilir.
· Çimlenmiş eski Türk buğdayı (yani 405-550 cinsi değil) ve çimlenmiş arpa, mükemmel ilaçlardır. Yıllar boyu devam eden mide, bağırsak hastalıklarını bile 40 gün içerisinde tedavi edebilir.
· 30-50 gr. sarımsaklı zeytinyağı aynı miktarda limon suyu ile karıştırılarak içilir. Sarımsaklı zeytinyağı sindirim yollarını açar, iyileştirir ve kuvvetlendirir. Karaciğeri temiz tutar, safra taşlarının parçalanmasına ve düşürülmesine yardımcı olur. Yemek ve salata üzerine de kullanılabilir. Ancak, unutmamak gerekir, fazla zeytinyağı şişmanlatır!
Mide ve bakırsak hastalarının beslenmesi şu 2 tertipte olabilir.
1. Tertip
· Sabah (saat07:00-08:00) 1 bardak bal şurubu içilir.
· 1-2 saat sonra havuç suyu, ıspanak suyu, semizotu suyu, greyfurt suyu, veya yoğurt suyu içmeye başlanır ve öğleye kadar (2-3 bardak) devam edilir. Bu arada 1-3 diş sarımsak yutulur.
· öğlen (saat 13:00-14:00) salata, yoğurt veya yeşillik ile 1 çeşit yemek yenir. Yemekle beraber veya yemekten sonra 1-3 diş sarımsak yutulur. Sarımsak yerine çiğ soğan da yenebilir.
· Akşam (saat 19:00-20:00) 1-3 diş sarımsak yutulur ve tercihe göre ya keten tohumu ya da 1-3 kaşık çimlenmiş buğday yıkanarak yenir (bal ve sarımsak eklenebilir) veyahut incir, hurma veya karpuz yenir (hurma karpuzla birlikte yenebilir). Taze incir mevsimi değilse önceden su ile ıslatıldıktan sonra zeytinyağında bir gün bekletilen kuru incir de yenebilir.
· Yemek olarak: Pırasa, semizotu, kereviz, taze fasulye veya kabak gibi sebzelerden biri arpa ekmeği, pirinç ekmeği veya pilavla yenebilir. Ya da yaprak sarması, yoğurt çorbası, limonlu paça çorbası veya pirinç pilavıyla yeşillik ya da sarımsaklı yoğurt yenebilir. Yağ olarak sadece rafine edilmemiş zeytinyağını kızartmadan kullanmak gerekir. Zeytinyağına, tadını güzelleştirmek için sarımsak, taze soğan, ince kesilmiş maydanoz, kereviz yaprağı, tere, fesleğen, kekik, nane gibi yeşil sebzelerden biri karıştırılabilir. Baharat olarak çemenotu, köri, kimyon, defne yaprağı kullanılabilir.
Kan grubu "O" olanlar için et kırmızı pul biber, defne yaprağı, kimyon, kekik, bol soğan ile haşlanır, önce suyu içilir sonra bir miktar etinden yenir. Etin yanında ekmek veya pilav yenmez.
2. Tertip
· Sabah 1 çorba kaşığı bal ile hazırlanan bal şurubu içilir.
· 1 saat sonra 1-3 çorba kaşığı çimlenmiş buğday veya arpa yıkanarak yenir. Mevsimine ve isteğe göre çimlenmiş buğday yerine taze incir veya limon ve sarımsaklı zeytinyağı katılmış yeşil salata ya da bol yeşillikle yapılmış cacık yenir. Cacığa sarımsak da katılabilir.
· Acıkınca havuç suyu, ıspanak suyu, semizotu suyu veya yoğurt suyu içilir ve akşama kadar devam edilir (3-4 bardak). Aralarda 3 diş sarımsak yutulur.
· Akşam sarımsak ve bal ile birlikte keten tohumu sonra incir veya hurma yenir (hurma karpuzla yenebilir). Taze incir yerine su ile ıslatılmış ve sarımsaklı zeytinyağında bir gün bekletilmiş 3 tane kuru incir de yenebilir.
Herkesin, kendi bağırsaklarının durumunu anladığı oranda sağlığını kontrol etme imkanı vardır.
Bunun için:
· 1 tane kırmızı pancar (100-150 gr.) rendelenerek, limon suyu, sarımsak ve zeytinyağı ile salata yapılır. Bu salata, küçük bir parça ekmekle veya en iyisi ekmeksiz yemek olarak yenir. Kırmızı pancar salatası yendikten 3 saat sonra idrar kontrolüne başlanır, 36 saate kadar kontrol etmeye devam edilir. Bağırsak sağlıklı ise, kırmızı pancarın rengi kana karışmaz ve idrara çıkmaz. İdrarın rengi normal olur. Bağırsak hasta ise pancarın rengi kana karışır, idrar da kırmızı renk alır. Bu durumda pancar vücuttan tamamen çıkana kadar (24-36 saat) idrarın rengi kırmızı kalabilir. Bu bağırsakların bozuk olduğunun işaretidir. İdrarın rengi ne kadar kırmızı ise, bağırsak da o kadar bozulmuştur. Eğer renk hafif kırmızı ise bu durum normal sayılır. İdrar bir kaç saat boyunca kırmızı olup da ara ara temiz renk verirse, bağırsaklar bölge bölge bozulmuş demektir. Bu durumda bağırsak tedavisi yapılmalıdır.
Mide ve bağırsakları kuvvetlendirmek ve kan dolaşımını canlandırmak için aşağıdaki ilaçlardan biri kullanılır:
· Günde 2 defa birer çorba kaşığı, kabuklarıyla beraber sıkılmış taze zencefil suyu aç karnına içilir.
· Taze zencefil, kabuğu ile beraber rendelenir ve hakiki bal ile karıştırılır. Günde 1 çorba kaşığı yutulur.
· 50 gr. toz zencefil, 200 gr. bal ile karıştırılır ve günde iki defa birer çay kaşığı bu karışımdan yutulur.
Veya
· Çörekotu ve çemen aynı miktarda öğütülür, dövülmüş sarımsak eklenir ve bal ile karıştırılıp her sabah aç karnına veya her akşam uykudan önce bir çorba kaşığı alınır. Kuvvetli bir sindirim sistemine sahibi olmak isteyen her insan bunu yılda 2-3 defa 2 haftalık kürler halinde yapmalıdır. Apandist ameliyatı geçirenler taze veya kuru zencefil kullanmayı hiç bırakmamalı, zaman zaman 1 -2 aylık aralar vererek, kullanmaya devam etmeliler. (Zencefil, çay olarak veya yemeklerde baharat olarak, veya rendelenip bal ile karıştırılarak da kullanılabilir). Bağırsak tedavisi için yukarıda önermiş olduğumuz iki seçenekten biri uygulanırken, bir taraftan da verilen aralarda 3 günlük açlıklara, iyileşme gerçekleşene kadar devam edilmelidir. Burada 3 günlük orucun rolü büyüktür. Genişleyen mide ve bağırsaklar ancak bu orucun yardımıyla normal formuna kavuşur. Önceden oluşmuş cepler, genişlemeler ve iltihaplanma sebebiyle meydana gelen bağırsaklardaki kısmî kaynamalar bu tedaviyle yok olabilir. Bağırsak tedavisi sırasında, incir, hurma, vişne, zencefil, keten tohumu, sarımsak ve bal tüketmek gerekir. Bağırsakların durumu ne kadar ağır olursa olsun, kelleşmiş, yaralanmış, kısmen daralmış, genişlemiş, cepler oluşturmuş dahi olsa iyileşebilir, yeter ki yukarıda belirtilen tedavi dikkatle uygulansın.
Tedavinin amacı
· Bağırsaklara sinamekiyle hareket vermek,
· Keten tohumu ile temizlemek ve şişkinlikleri yok etmek,
· Sarımsakla yabancı mikropları öldürmek,
· Semizotu, ıspanak, havuç suyu veya yoğurt suyuyla yaraları kapatmak,
· İncir ve hurmayla gerekli mikroplan bağırsakta çoğaltarak onu kuvvetlendirmek,
· Oruçla mide ve bağırsaklara formunu yeniden kazandırmaktır.
Mide ve bağırsaklar tedavi edilirken, tüm vücut tedavi görmüş olur. Çünkü, Allah'ın yarattığı mükemmel mekanizma böyle çalışır. Modern tıp metodlarıyla bir organın tedavisi sırasında, bütün vücudun harap edildiğini her gün farklı örneklerle görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder