7 Mayıs 2009 Perşembe

Ameliyatlar

Bedenin X-ışınlarına tabi tutulması sonra da verilerin bilgisayara yüklenerek ayrıntılı görüntülere dönüştürülmesine bilgisayarlı tomografi veya CT denir. CT aracılığıyla hastalığın aşaması belirlenmekte ve bazılarına göre, sadece bir dakika süren tek bir CT taraması "yaşam kurtarabilmekte" Ancak çoğu zaman CT taraması "aldatıcı müspetlere", yani, gerçekte her­hangi bir sorun yokken varmış gibi görünmesine yol açabilmektedir. Bu so­nuçlar ise gereksiz yere zararlı tedavilere hatta ameliyatlara sebep oluşturmaktadır.
Daha da kötüsü, araştırmacılar bilgisayarlı tomografinin kansere yol açabileceğini ve mevcut olan urları tetikleyebileceğini belirtiyorlar. Bu du­rum bizzat, kansere yatkın olanlar, kan grubu "A" ve "AB" olanlar ve yaşla­rı geçkin olanlar için tehlikeli olabilmektedir. Bütün bunlardan çıkan sonu­ca göre sağlıklı insana uygulanan CT taramasının vereceği zararlar sağlayacağı yararlardan çok daha fazla olabilir. Ancak doktorlar hemen hemen her keonuda CT, tomografi, röntgen, ultrason ve pahalı incelemeler istemekte­dir. Sonra da gereksiz yere ilaç tedavisi hatta ameliyatlar (bel fıtığı, kalp ameliyetleri sezaryen ameliyeti gibi) yapılmaktadır. Burada istek sadece doktorlardan gelmiyor, hastalardan da görüntülü ve inandırıcı teşhisler için büyük talep oluyor. Kendisinden tahlil, MR gibi tetkikler istemeyen, ciddi teşhisler koymayan, ilaç tedavisi vermeyen doktorlara hastalar şüpheyle bakıyorlar.
Örneğin, İskandinav ülkelerinde yaşayan Türkler Türkiye'deki doktorları tercih ederler. Çünkü bu ülkelerdeki doktorlar talepten birkaç gün hat­ta birkaç hafta sonra randevu verirler, ilaç yazmazlar, hastaneye yatırmaz-lar, kolay kolay ameliyat etmezler, normal doğum gerçekleşene kadar do­ğum sancısına sabretmeyi teşvik ederler.
Burada anlattığımız tedavi metodu uygulandığı sürece hiç kimsenin ka­zalar hariç, ameliyat gibi bir müdaheleye ihtiyacı kalmayacaktır. Eğer ame­liyat kaçınılmaz ise, ameliyattan sonra iştahı gelinceye kadar yemek yeme­mek ve istemedikçe bir şey içmemek gerekir. İştah gelince, sadece canının istediği meyve ve sebzeleri yemeli, bu meyve ve sebzelerin suyunu içmeli-dir. İnsan "faydalı" diye, canının istemediği yiyeceği kesinlikle yememelidir.
Beyin fonksiyonunu ağır bir şekilde etkilediği için genel anesteziden sa- kınmak gerekir. Kesinlikle uzak durulması gereken diğer bir işlem de kan nakli olup gereksiz bir işlemdir, hatta alan için zararlıdır.
Ameliyatta genel anestezi uygulanmışsa, ameliyat sonrası beyinde mey­dana gelen tehlikeli durum için acilen tedavi uygulanmalıdır. ("Hiperaktif Çocuklar" bölümüne bakınız.)
Burada bir gerçeği vurgulamak istiyoruz: Geniz eti, bademcik, apandist, safra kesesi, rahim gibi organların ameliyatla alınıp atılması çağdaş tıbbın bir cinayetidir. Çağdaş tıbbın hükmüne razı olan insanın ise emanet olarak verilmiş bedenine karşı işlediği daha büyük bir cinayettir. Değil bir organ, insan vücudundaki her bir hücre sağlık için büyük önem taşımaktadır.
Her bir organın hücrelerinin ürettiği enerji, vücudun tüm enerjisini bünyesinde toplayan tek bir enerji kanalına akar. Her organ, kendisiyle aynı zikri yapan gezegen veya gezegen grubuna enerji yoluyla bağlıdır. Tek bir organın alınması dahi güneş sistemindeki gezegenlerden birinin yok ol-ması kadar büyük bir faciadır.
Bu anlamda organ nakli daha trajik bir durumdur. Çünkü organ nakli iki kişiyi aynı anda bağlamaktadır. Organ bağışında bulunan kimsenin yaşıyor ya da ölmüş olması hiçbir önem taşımaz. Bizim ölümden sonraki hayatı bil­memiz imkansızdır, öğrendiğimizde ise çok geç olacaktır. Hazreti Isa "Eğer gözün seni günaha davet ediyorsa onu yerinden koparıp at gitsin. Gözü­nün ölmesi cehennemde tüm vücudunun yanmasından daha makbuldür", buyurmuştur. İnsanın kendi organı, kendisi için böylesine tehlikeli olabilir­se, başka birinin gözünü, kalbini ya da böbreğini nasıl taşıyabilir?
Kan nakliyle ilgili bir örnek çok dikkat çekicidir: Ameliyat sırasında ka­na ihtiyacı olan bir kadına kan nakli yapıldı. Hasta uyandıktan sonra, ha­yatında hiç sigara içmediği halde, şiddetle 'Kısa ...... sigarası' içmek istedi. Araştırıldığında kendisine kan veren amcasının 'Kısa .......' tiryakisi olduğu anlaşıldı. Kadın 15 yıldır bu istekle mücadele ediyor.
Bazan hastalar yalnızca çektikleri ağrıdan kurtulmak için ameliyata razı olurlar. Ancak kolu, bacağı, bademciği, rahmi veya safra kesesi ameliyatla alınan bazı hastaların hissettiği sancı, ağrı, kramp ve kaşıntılar ameliyattan sonra da yok olmaz. Çünkü beynin o organa ait merkezindeki kayıtlar si­linmemiştir ve hasta organ atıldığı için, bu ağrıların tedavisi artık mümkün değildir.
"Hastalıkların esas sebepleri" bölümünde bedenin hastalanma mekanizması anlatılmıştır. Yaptığımız hatalar karşılığında "hastalanma mekanizması" yaratıldığına göre, "iyileşme mekanizması" da yaratılmıştır. İyileşme mucizesini sadece ve sadece vücudun kendi "iyileşme mekanizması" gerçekleş­tirir. Bizim yapmamız gereken, bu mekanizmayı canlandırmak ve çalıştırmak, sonra da bu çalışmaya engel olmamaktır.
Yukarıdaki Hadis-i Şerifte hastalıkların tedavisi için açlık önerilmiştir-Açlık, iyileşme mekanizmasını canlandırıp çalıştırır, iyileşme mekanizması da bütün hastalıkları kökten kaldırır. Açlık kadar radikal ve asla hata riski taşımayan, masrafsız, zararsız ve hızla sağlığa kavuşturan ikinci bir metod yoktur. Açlıktan önce hiçbir ilaç, hiçbir bitki veya gıda bedenin iyileşme­sine doğrudan etki edemez, onlar, sadece açlıkla birlikte kullanıldığında fayda verir.
Açlık yapamayanlar bunun yerine açlık gününün 2 katı kadar günü meyve veya sebze suyu içerek, örneğin, 3 günlük açlık yerine 7 günü, 10 gün­lük açlık yerine 21 günü sadece meyve veya sebze suyu içerek geçirmelidir. Günde 1,5-2 litre meyve veya sebze suyu yeterli olabilir. Meyve ve sebze suyuna bir miktar su ilave etmeyi unutmamak gerekir. Meyve suyu seçerken hastalığınızı göz önünde bulundurarak "İlaçlar" bölümüne bakınız. Tek çeşit meyve suyu seçebileceğiniz gibi her öğün farklı meyve suları da içebilirsiniz. Mesela, 7 gün boyunca sadece elma suyu veya elma suyu + havuç suyu ya da kırmızı pancar suyu + havuç suyu karışımı da içe­bilirsiniz. Bu tip karışımların nasıl yapılacağını bu kitaptan öğrenebilirsiniz.
Mesela, sabah limon, greyfurt veya portakal suyu, öğlen nar, ikindide elma + havuç suyu karışımı, akşam ise havuç + kırmızı pancar suyu karışı­mı içilebilir. Sağlıklı insan için meyve suyundan çok meyvenin kendisi da­ha faydalıdır. Bu tedavinin uygulanması sırasında iyileşme krizi yaşanır. Nasıl ki insan hastalanırken ateşlenir, kusar, bademcikleri şişer, ağrı ve san­cı duyarsa iyileşme sürecinde de bunları yaşar, ancak hastalanma sürecin­den çok daha hafif geçer. Başka bir iyileşme yolu olmadığından, sabretmekten ve sağlığı yeniden kazanmak ve devam ettirmek için sağlıklı yaşam kanunlarını gözetmekten başka bir seçeneğimiz de yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder