Marifimiz ve Servet-i İlmiyemiz, Tüccarzade İbrahim Hilmi, T.C.Kültür Bakanlığı, 2000,Ankara
Avrupa devletlerinin gerisinde kalma nedenlerimiz incelenmiş, çözüm önerileri getirilmiştir.Balkan Harbi’nde millete çöken yeis ve ümitsizliği izale etmek ve ahlaki, içtimai, idari, askeri, siyasi bütün karışıklıkların esasını araştırmak, iki asırlık kötü idaremizi ilan ederek millette bir uyanış hissi oluşturmak üzere Çatalca müdafaası esnasında başlatılmış olan Kitaphane-i İntibah külliyatında 1913 yılında yayınlanan bir kitaptır. Bu kitapta Tüccarzade İbrahim Hilmi Avrupa devletlerinin gerisinde kalma nedenlerimizi incelemiş ve çözüm önerileri getirilmiştir. Böylece İbrahim Hilmi Batılılaşmamıza yön verenler arasında bulunur.
Yalnız bizi değil bütün İslam memleketlerini en şiddetli zelzelelerden , harp ve kasırgalardan daha çok sarsan, daha çok tahrip eden şey var ise onun da umimi cahaletimiz ve eğitimsizliğimiz olduğunu, asırlarca boyunduruğumuz altında yaşayıp da sonradan istiklal kazanan ve başımıza en büyük musibet ve felaketleri getiren unsurların üstünlük sebepleri , onların maarife verdikleri ehemmiyetle, bizim bu hususta gösterdiğimiz rehavet olduğunu, Osmanlının orduya ve donanmaya ehemmiyet verdiğini, fakat maarife hiç ehemmiyet vermediğini, Eğitim bakanlığına asla ehil bir adam aranmadığını, küçük Balkan devletlerini yücelten yeğane sebebin öğrenime verdikleri önem olduğunu belirtmiştir.
Yazar diğer batı ülkelerinin eğitim bütçelerini Osmanlı ile kıyaslayarak konuya açıklık getirmeye çalışmış ve kitabında Milli Eğitimimizi; Milli Eğitim Bakanlığı, Mekteplerimiz, Mektep hayatı, Öğretmenler, Proğramlarımız ve ders kitaplarımız, Kütüphanelerimiz, Yayınlarımız, Resmi matbaalarımız, Tiyatrolarımız, Edebiyat ve musuki, Müzelerimiz ve Oyunlarımız başlıkları altında incelemiş ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Kitabı şu şekilde özetleyebiliriz;
Milli Eğitim Bakanlığı :
Milli Eğitime yeterli önemi vermememizden bahsederek Bulgaristan, Romanya, İspanya gibi ülkelerle bizim eğitime ayırdığımız bütçeyi kıyaslamakta bizimdiğerlerinin çeyreği, yarısı veya daha azı olduğundan bahsedilmektedir.
Mekteplerimiz :
Okul seçimlerinde yabancı okullarının tavsiye edildiğinden bahsederek bizim okulların eğitim kalitelerinin yeterli seviyede olmadından bahsedilmektedir. Öğretmenlerin eğitim seviyelerinin yetersiz seviyede olduğu belirtilerek çocukları yeme, içme, giyim, kuşam, hal ve hareketlerine bizde hiç dikkat edilmediği, okulların eğitim vermeye uyğun şartlara sahip olmadığını batıda ise okulların saray gibi olduğunu bahsetmekte, bunun da onların eğitime verdikleri önemi gösterdiğini belirtmektedir.
Mektep Hayatı :
Bizde okul hayatına yeterli önemin verilmediğini belirterek,okullarda karmakışık ders okutulduğunu, masa ve sıraların olmadığını, Batı ülkelerinin ise okullarının pırıl pırıl ve yardımcı malzemelerinin tam olduğunu, çocuklarında iteat ve intizamın hat safhada olduğunu belirtmektedir.
Öğretmenler :
İstikbali kurtaracak ordunun öğretmenler ordusu olduğunu,askarlerin olmadığını belirtmekte, Bizde öğretmenliğin bir meslek, bir sanat olarak tanınmadığını belirtmekte, Batıda en mükemmel esrleri meydana getirenlerin çoğunlukla o ilim ve fende uzun seneler hocalıkyapan profesörlerin olduğunu belirtmektedir.
Proğramlarımız ve Ders Kitaplarımız :
Eğitim sistemimizde esaslı bir ders proğramının takip edilmediğini, Batı milletlerinin ise tedrisat proğramına son derece itina gösterdiğini, bizde eğitim proğramları hazırlanırken bu proğramlara menfaat kaynaklı kitap listelerinin dahil edildiğini belirtmektedir.
Kütüphanelerimiz :
Hiçbir milli kütüphanemizin, okuma salonumuzun olmadığını, Avrupa ve Amerikanın ise birçok kurumlarında umumi ve milli kütüphanelerinin olduğunu, ve hatta birçok meslek sahibinin bile özel kütüphanesinin olduğunu belirtmiştir
Yayınlarımız :
Teorik ve pratik bilgilere ait yayınların bizde pek olmadığını, yayınları bu azlığı aydın ve düşünür beyinlerin de azlığına devletlerin ileri gelenlerin kıtlığına işarat olduğunu belirtmektedir.
Resmi Matbaalarımız :
Resmi matbaalarımızda yolsuzluklar ve mantıksızlıklar olduğunu belirtmekte, matbaacılıkta ise devlet adına ticaret yapıldığını, gelir getirmek için vasıta olarak kullanıldığını belirtmiştir.
Tiyatrolarımız :
Birkaç defa karagöz tarzı oyunlara gittiğini belirterek tiyatromuzun sanattan uzak olduğunu oralarda adi ve terbiyesizce sözlerin kullanıldığını, Batı’ da ise tiyatroların milletin fikri ve ruhi terbiyesine pek büyük hizmet ettiğini, milli hislerimizle hiçbir alakası olmayan Ermeni, Rum, Musevi ve Kıpti kadınlara tiyatroda muhtaç kaldığımızı bunun da bizi tiyatroda millilikten uzaklara götürdüğünü belirtmiştir.
Edebiyat ve musuki :
Edebiyat ve musukimizin Batı’ nın enğin genişliği karşısında zayıf kaldığını, Ecnebi lisanlarını öğrenenlerin bir daha Türkçe kitabı eline almayı istemediğini belirtmiş, geçmişte eserlerin anlamsız, şiirlerin faydasız divana sahip olduğunu, batı müziğinin insanın ruhunu okşadığını, bizim musikimizin ise keşmekeş içinde olduğunu belirtmiştir.
Müzelerimiz :
Batıda müzelere önem verildiği için okullara varıncaya kadar birer müze meydana getirildiğini, bu muzelerin de eteorik ve pratik bilimlerin tahsilini kolaylaştırdığını, bizim fakirliklerimden birinin de müzelerimizin olmayışını belirtmiştir.
Oyunlarımız :
Oyunların sağlığı korumak için gerekli olduğunu, Batıya mahsus oyunları kabul etmemiz gerektiğini, özellikle jimnastiğin herkes tarafından uyğulanması gerektiğini, çocuklara sporla daha küçüklükten itibaren askeri eğitim verilmesi gerektiğini, genç kızlarımızın spordan çok uzak olduğunu, tenis kriket, jimnastik gibi sporları yapmaları gerektiğini belirtmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder