17 Eylül 2013 Salı

B.. çuvalı gibi yere yığılmanın düşündürdükleri!

B.. çuvalı gibi yere yığılmanın düşündürdükleri!


Dünyayı yeniden dizayn etmek isteyen küresel güçlerin kendi güvenlikleri üzerinden kurduğu planlar tek tek uygulamaya konulurken, kendinden olmayana asla acınmadığını tarihteki acı deneyimlerden biliyoruz. Ama ne var ki bildiğimiz şeyleri göremiyor ve her defasında aynı oyuna geliyoruz.

Mısır’da asıl amacın halkın tercihi olmayıp İhvan’ı tamamen yok etmek ve Gazze’yi boğmak, Suriye’de iseEsed’in katliamlarına son vermek değil olası bir durumda kimyasalların İsrail’e karşı kullanılmasını önlemek olduğunu göremediğimiz gibi.

Ülkemizde de sokak çatışmaları çıkarmak sureti ile halkı etnik ve mezhepsel farklılıklar üzerinden birbirine kırdırmaya çalışanların hedefinin küresel güçlere hizmet olduğunu göremediğimiz gibi.

Böylesi bir ortamda yaşananları yorumlarken ve bir önceki yazımda “gençleri kandırarak sokağa döken ve yeni 12 Eylül denemeleri yapanlar onların katilleridir. Ve Allah tüm katillerin en ağır şekilde cezasını versin…” dediğim halde bana hala soruyorlar.

Başbakan kendinden olmayana yaşam hakkı tanıyor mu?

Herkes Başbakan’ı ve hükümeti desteklemek zorunda mı?

Esma’ya ağlarken ölen 5 gence niye ağlamıyorsunuz?

Ve ekliyorlar… “Polis tarafından ölümlerine sebebiyet verildiği kanıtlanmasına ve ellerinde silah olmayıp demokratik hakkını kullanmalarına rağmen! Evet, CHP suçlu ama en büyük suçu ülkede bu kadar ayrıştıran ve ötekileştiren bir yönetim varken halka bunları anlatmaması!”

El insaf diyorum size el insaf!

Kendinden olmayana yaşam hakkı tanınmaması durumunu umarım gerçekten yaşamazsınız.

Şimdi bende size soruyorum…

Başbakan’ı ve hükümeti desteklememek sokakları savaş alanına çevirmeyi mi gerektirir? Bu mudur demokratik hak!

Mısır gezisinde kendilerine “Hemen indirin Başbakan Erdoğan’ı, yarın indirin” dendiğini aktaran CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun partisi, sokaktaki gerilimi desteklemedi mi?

“Demokratik hak arayışı yakıp yıkmakla düşmanlıkla olmaz” dedi mi?

Sorunların çözümü ve toplumsal mutabakat için ne zaman siyasi bir yol geliştirdi?

Antakya’da hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın, ortaya çıkan görüntüler düşme sonucu hayatını kaybettiğini açıkça ortaya koyarken daha önce başından gaz kapsülüyle vurulduğunu ve yüksekten düşmesinin söz konusu olmadığını savunan sözde görgü tanıklarının kime hizmet ettiğini sorguladınız mı?

Ulusal Kanal muhabiri değil miydi olay gerçekleştiği anda Ahmet sokağın başında diye anlatan!

Türkiye’yi kaosa sokmak isteyenler gencecik insanların bedenleri üzerinden bunu hayata geçirirken kendileri nerede?

“Ahmet’in ailesi onun yolundan gitmeye kararlı amaçları ise AKP faşizmi son bulana dek mücadele…”diye haber yapanların hangisi birleştirici ve bütünleştirici?

Sosyal medyada Gezi ve ODTÜ olayları ile ilgili yüzlerce yalan ortaya atmaktan çekinmeyenler ve gençleri marjinal grupların kucağına atanlar mı demokrat?

Ahmet Atakan’ın gerçekte nasıl öldüğünü bilenler için "Düşüş şekli o anda kendinde olmadığını gösteriyor. Bir çuval gibi düşüyor. İnsan can havliyle bir gayret gösterir. Ne olursa olsun bu bir takdiri ilahi değildir"ifadelerini kullananailesi ne kadar önemli? Yada onların yürek parçalanması kimin umurunda?

Evlat acısı bu hiçbir şeye benzemez, Allah kendilerine sabır versin…

Ama bazı şeyleri konuşmak gerekir.

Evlatlarının bir çuval gibi düştüğünü söyleyen ailesi, Ahmet Atakan’ın Mısırlı Esma'nın şehitedildiği görüntüleri için facebook hesabından "Bok çuvalı gibi yere yığıldı" diyecek kadar nasıl bu hale getirildiğini de sorgulasaydı keşke…

Ya siz, bir genç nasıl böylesine düşmanca duygular içine sokulabilir diye düşündünüz mü hiç?

Esma’ların katilleri ile Ahmet’leri ölüme götüren yol aynı zihniyetin ürünüdür. O zihniyet ise gerçekte hiçkimseye acımaz…

Bir kez olsun, Müslüman halklara olan kininizle değil de somut gerçekler üzerinden sorgulama yapabilseniz!

Belki o zaman tüm sorularınıza yanıt bulabilirsiniz…

Ama emin olun ki aradığınız soruların yanıtları ne bende ne de benim gibi düşünenlerde değil!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder