16 Ekim 2012 Salı

9.SINIF 6. ÜNİTE: TÜRKİYE TARİHİ


VI. ÜNİTE: TÜRKİYE TARİHİ
 ANADOLU’YA YÖNELİK TÜRK AKINLARI: Anadolu’ya ilk Türk akınları Avrupa Hunları tarafından 395 – 398 yılları arasında Balkanlar ve Kafkasya üzerinden yapıldı. Anadolu’ya ikinci Türk akını ise, Sasanilerle anlaşan Sibirler ( Sabarlar ) tarafından VI. Yy. da düzenlendi. Üçüncü olarak da Abbasiler döneminde Avasım şehirlerine yerleştirilen Türkler tarafından yapılan akınlar yer alır. Bu akınların hiçbiri Anadolu’ya yerleşme amacı taşımıyordu.
       Selçuklular döneminde; Gazne ve Karahanlıların baskısı sonucu yeni bir yurt bulma ihtiyacının ortaya çıkması üzerine Çağrı Bey keşif amaçlı Anadolu seferlerini başlattı. Büyük Selçuklu Devleti’nin kurulmasından sonra Horasan’a gelen yurtsuz Oğuz Türkleri, Tuğrul Bey tarafından kitleler halinde Anadolu’ya doğru yönlendirildiler. Selçukluların Anadolu’ya yapmış olduğu akınlar, başkentin Nişabur’dan Rey’e taşınmasıyla daha sistemli ve etkili hale gelmiştir. Bundan rahatsız olan Bizans’ın 1048’de Pasinler Savaşı’nda yenilmesinden 1071 Malazgirt Savaşı’na kadar geçen dönemde yapılan akınlarla Anadolu’daki Bizans direnişinin kırılması amacıyla yıpratma savaşları yapılmıştır. 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında ise yerleşme amaçlı fetihlerle kısa sürede Adalar Denizi’ne ( Ege Denizi ) kadar ulaşılmıştır.
        Bizans İmparatorluğu’nun siyasi birliğinin bozulması ve Anadolu üzerindeki otoritesinin zayıflaması, Anadolu’ya yerleşmeyi planlayan Türklerin işini kolaylaştırmıştır. Alp Arslan, Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun fethini tamamlamak amacıyla önemli komutanlarını Anadolu’ya göndererek ‘ fethedilen yerlerin fethedenin malı’ sayılacağını belirtmiştir. Bu durum, Anadolu’nun kısa sürede fethedilmesini sağladığı gibi merkezi otoriteyi sarsabilecek beyliklerin kurulmasına da neden olmuştur.
ANADOLU’DA KURULAN İLK TÜRK BEYLİKLERİ:
 Tarihçiler tarafından TÜRKİYE TARİHİ şu bölümlerde incelenebilir:
1-      İlk Türk Beylikler Dönemi,
2-      Türkiye Selçuklu Devleti Dönemi,
3-      II. Anadolu Beylikler Dönemi,
4-      Osmanlı Devleti Dönemi,
5-      Türkiye Cumhuriyeti Devleti Dönemi
SALTUKLULAR ( 1072 – 1202 ): Alp Arslan’ın komutanlarından Ebul Kasım Saltuk tarafından Erzurum merkezolmak üzere kurulmuş, Bayburt, Kars ve çevresine hâkim olmuşlardır.
·         Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliğidir.
·         Danişmentlilerle birlikte Haçlılara karşı mücadele etmişlerdir.
·         Erzurum, Akdeniz limanlarından Azerbaycan ve Türkistan’a uzanan ticaret yolu üzerinde bulunduğundan Saltukulular döneminde önemli bir ticaret merkezi olmuştur.
·         Erzurum’da bulunan Kale Cami, Tepsi Minare, Mama Hatun Türbesi, Üç Kümbetler, Ulu cami Saltuklulardan günümüze ulaşan önemli eserler arasında yer almaktadır.
·         Türkiye Selçuklu hükümdarı Rükneddin Süleyman Şah tarafından yıkılmıştır ( 1202 ).
DANİŞMENTLİLER ( 1080 – 1178 ): Danişment Ahmet Gazi tarafından Sivas merkez olmak üzere kurulmuş, zamanla Tokat, Amasya, Çankırı, Kastamonu, Kayseri ve Malatya’ya kadar genişlemişlerdir.
·         Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliklerinden en geniş sınırlara ulaşanı ve en güçlüsüdür.
·         Emir Gazi dönemi en güçlü dönemidir.
·         İç Anadolu’ya hâkim olan Danişmentliler, bir süre Türkiye Selçuklularını da hâkimiyetlerine alarak Anadolu’da en önemli siyasi güç haline geldiler.
·         Emir Gazi’nin oğlu Melik Muhammed’in ölümünden sonra başlayan taht kavgaları sonucunda Kayseri – Sivas – Malatya olmak üzere üç kola ayrıldı. Eski güçlerini kaybeden Danişmentlilerin üç kolu da Türkiye Selçuklu hükümdarı II. Kılıç Arslan tarafından ortadan kaldırılmıştır ( 1178 ).
·         Danişmentname en önemli destanlarıdır. Anadolu’nun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan, 12.yy.da sözlü olarak şekillenen, 13.yy.da yazıya geçirilen İslami Türk destanlarındandır. Eser, üç ayrı yazar tarafından farklı yy.larda kaleme alınmıştır. İlk olarak Mevlana İbn-i Ala tarafından II. İzzeddin Keykavus zamanında onun emriyle ( 1244 – 1245 ) yazıldığı tahmin edilmektedir. İkinci olarak Tokat Kalesi dizdarı Arif Ali tarafından I. Murat devrinde ( 1360 – 1361 ), üçüncü olarak da XVI.yy tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali tarafından kaleme alınmıştır.
       XI.yy.da yaşamış Türk devlet adamı Melik Danişment Gazi’nin hayatını, savaşlarını, Anadolu’daki bazı şehirlerin ( tokat, Zile, Niksar, Amasya, Çorum ) fethini anlatmaktadır. Danişmentname, hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmaları ve Anadolu coğrafyasının gerçek isimleriyle anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir.
·         Kayseri Ulu Cami, Tokat ve Niksar’daki Yağıbasan Medreseleri Danişmentlilerin en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Yağıbasan medreselerini yaptıran Nizameddin Yağıbasan, Danişmentli Beyliği’nin kurucusu Danişment Gazi’nin torunu, ikinci hükümdar Melik Gazi’nin oğludur. Bu medreseler Anadolu’nun ilk medreseleri olarak kabul edilmektedir.
MENGÜCEKLİLER ( 1080 – 1228 ): Mengücek Gazi tarafından Erzincan – Kemah – Divriği ve Şebinkarahisar’da kurulmuştur.
·         Mengücek Gazi’nin oğlu İshak, Artuklularla ve Danişmentlilerle yaptığı savaşlarda yenilmiş, daha sonra da Danişmentlilerin himayesine girmiş ve kısa bir süre sonra da Divriği ve Erzincan olmak üzere ikiye ayrılmıştır( 1142 ). Moğol istilasından önce de I. Alaeddin Keykubad döneminde Türkiye Selçuklu Devleti’ne bağlanmıştır.
·         Gürcülerle ve Rumlarla mücadele etmişler, Rumların Trabzon’dan güneye yani Anadolu’nun içlerine doğru inmelerine engel olmuşlardır.
·         Mengücek hükümdarı Davut Şah’ın ilme karşı duyduğu yakın ilgi dolayısıyla Erzincan’da ilim ve kültür düzeyi yükselmiştir.
·         Divriği ( Sivas ) Külliyesi Mengücekliler döneminin en önemli eseridir. Ayrıca Divriği Ulu Cami ve Darü’şşifası mimari özelliklerinin yanı sıra, sergilediği Anadolu geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.
ÇAKA BEY DEVLETİ ( 1081 – 1093 ):  Selçuklu – Bizans mücadelelerinde Bizans’a esir düşen Çaka Bey, Bizans’tan kurtulduktan sonra İzmir ve çevresini ( Urla – Foça ) ele geçirerek burada devletini kurdu.
·         Çaka Bey, ilk Türk donanmasını kuran ve ilk deniz komutanı olan Türk beyidir.
·         Kurduğu donanma ile Bizans’ı yenilgiye uğrattı ve Midilli, Rodos, Sakız, İstanköy adalarını ele geçirdi.
·         Bizans’a karşı Türkiye Selçukluları ve Balkanlardaki Peçeneklerle ittifak yapmaya çalıştı.
·         Bizans’ın kışkırtmaları sonucunda damadı I. Kılıç Arslan tarafından öldürüldü. Böylece Batı Anadolu’daki 12 yıllık ilk Türk hâkimiyeti sona erdi. Ayrıca Türk denizciliğinin gelişmesi de duraklama sürecine girdi.
ARTUKLULAR ( 1102 – 1409 ): Bu devlete adını veren Artuk Bey, Anadolu’nun fethine katılan komutanlardan olup, Diyarbakır dolaylarına gelen oğulları tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, Hasankeyf Artukluları ( 1102 – 1231 ), Mardin Artukluları ( 1108 – 1409 ) ve Harput Artukluları ( 1112 – 1234 ) olmak üzere üç kol halinde kuruldular.
·         Halktan çok az vergi alındığı için komşu ülkelerden Artuklu topraklarına göçler yaşanmıştır.
·         Dericilik, metal işçiliği, el sanatları oldukça gelişmiştir. Mardin ve civarında pamuk ekimi yapıldığı ve dokumacılığın çok geliştiği, seyyah Marko Polo tarafından ifade edilmektedir.
·         Ticari yönden gelişmiş merkezlerinin başında Ahlat ve Kızıltepe gelmektedir. Ahlat, Van Gölü üzerinden yapılan nakliyat, Kızıltepe ise Suriye, Anadolu ve İran’dan gelen tüccarların mallarını pazarladığı bir yer olması nedeniyle ticari merkez haline gelmiştir.
·         İnşa edilen kervansaraylar, medreseler, köprüler, su kanalları Artuklu ülkesindeki iktisadi canlılığın bir göstergesidir.
·         En tanınmış bilim adamı El – Cezeri’dir. Robotik biliminin babası olarak kabul edilen sibernetik üzerine çalışmalar yapan ilk bilim adamı ve mühendistir.
·         Mardin’de Hatuniye Medresesi, Koçhisar’da Ulu Cami, Şehidiye ve Hüsamiye Medreseleri, Batman Irmağı üzerinde Malabadi Köprüsü en önemli eserleri arasında yer almaktadır.
İLK TÜRK BEYLİKLERİNİN ANADOLU’NUN TÜRKLEŞMESİNDEKİ ROLLERİ:
1-      Anadolu’nun fethedilmesinde büyük rol oynamışlardır.
2-      Anadolu’daki Hristiyan halkın Bizans ve balkanlara göç etmelerinde etkili olmuş, Horasan, Harzem ve Maveraünnehir bölgelerinde yaşayan Türklerin Anadolu’ya gelmelerine ve Anadolu’nun Türkleşmesini sağlamışlardır.
3-      Anadolu’da cami, medrese, kervansaray, han, şifahane gibi dini ve sosyal içerikli kurumlar kurarak Türk İslam kültürünü Anadolu’ya taşıyarak İslamlaşmasını ve buraya Türkiye denilmesini sağlamışlardır.
4-       Anadolu’da yeni yerleşim alanları kurarak buralara Türkçe adlar vermişlerdir. Yer adlarını Türkçeleştirmişlerdir.
5-      Anadolu’da birçok kültür ve sanat eseri bırakmışlardır.
6-      Bulundukları bölgeleri Bizans, Haçlı, Gürcü, Ermeni ve Rum saldırılarına karşı korumuşlardır.
7-      Anadolu’daki küçük yerleşim yerlerini zamanla büyük şehirler haline getirmişlerdir.
8-      Alp Arslan’ın komutanları tarafından kurulan bu beylikler, iç işlerinde serbest olmak üzere Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı olarak yaşamışlar, Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurulmasına zemin hazırlamışlardır. Bütün bunların sonucunda XII.yy.dan itibaren Avrupa’da Anadolu’nun bir Türk yurdu olduğunu kabul etmiş ve Anadolu’yu Türkiye adıyla anılmasını sağlamışlardır.

                         TÜRKİYE ( ANADOLU ) SELÇUKLU DEVLETİ ( 1077 – 1308 )
KURULUŞ DÖNEMİ: Selçuklu soyundan gelen Kutalmış Bey’in oğullarından Süleyman Şah tarafından kurulmuştur. Kutalmış ( Selçuk Bey’in torunu, Arslan Yabgu’nun oğlu, Tuğrul ve Çağrı Beylerin kuzenidir), Alp Arslan ile taht kavgasına girişmiş, ancak başarılı olamayınca öldürülmüştür. Oğulları Mansur ve Süleyman Şah Suriye’ye gönderilir. Burada başarılı olamayınca Anadolu’ya geçmişlerdir. İki kardeş Konya, Afyon, Kütahya ve İznik’i alarak burayı başkent yaptılar. Ancak Mansur, Süleyman Şah’ı ortadan kaldırıp tek başına hâkim olmak isteyince Süleyman Şah, Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Melik Şah’tan yardım ister. Melik Şah, Porsuk Bey’i gönderir. Süleyman şah ve Porsuk Bey’in kuvvetleri birleşir ve Mansur’u öldürürler. Bunun üzerine Melik Şah, Süleyman Şah’a hükümdarlık unvanını veren bir ferman, Abbasi halifesi de bir menşur göndererek hükümdarlığını onaylar, böylece Türkiye Selçuklu Devleti kurulmuş olur ( 1077 ).
SÜLEYMAN ŞAH DÖNEMİ ( 1077 – 1086 ): Bizans’taki taht kavgalarından yararlanarak Güney Marmara kıyılarını, Kocaeli Yarımadası’nı, Üsküdar ve Kadıköy’ü ele geçirdi. Üzerine gönderilen Bizans ordusunu yenilgiye uğrattı. Boğazın Anadolu yakasında bir gümrük idaresi kurarak geçen gemilerden vergi almaya başladı. Vergi karşılığında barış teklif eden Bizans ile bir antlaşma yaptı. Buna göre DRAGOS ÇAYI sınır kabul edildi. Bundan sonra Orta Anadolu’nun fethine yöneldi.
         Süleyman Şah, dedesi Arslan Yabgu’dan dolayı Büyük Selçuklu tahtında hak iddiasında bulunarak Doğu Seferi’ne çıktı. Adana, Tarsus ve Kozan’ı alarak Hristiyanlığın önemli merkezlerinden Antakya’yı fethetti( 1084 ).Ancak Suriye Selçuklularına ait Halep’i kuşatması üzerine iki devlet arasında yapılan savaşı kaybetti ve öldü ( bazı kaynaklarda intihar ettiği de yer alır ) ( 1086 ). Cenazesi, Suriye’de Ceber Kalesi’nin yanına gömüldü. Lozan Antlaşması ile Süleyman Şah’ın mezarının bulunduğu yer Türk toprağı olarak kabul edilmiş ve koruyuculuğu Türk askerlerine bırakılmıştır.
FETRET DÖNEMİ ( 1086 – 1092 ): Melik Şah, Süleyman Şah’ın ölümü üzerine oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan’ı beraberinde Isfahan’a götürmüş ve yanından ayırmamıştır. Bu durum, Türkiye Selçuklularının Süleyman Şah’tan sonra Fetret Dönemi’ni yaşamasına neden oldu. Ayrıca Melik Şah bu tutumu ile Türkiye Selçuklu tahtını boş bırakarak kendi kontrolü altında tutmaya çalışmıştır. Süleyman Şah’ın sefere çıkarken yerine bıraktığı Ebu’l Kasım başarılı yönetimiyle devletin dağılmasını önlemiştir.
I. KILIÇ ARSLAN DÖNEMİ ( 1092 – 1107 ): Melik Şah’ın 1092’de ölümü üzerine serbest kalan Kılıç Arslan İznik’e gelerek Türkiye Selçuklu Devleti tahtına oturarak Fetret Dönemi’ne son verdi. Çaka Bey’in kızı ile evlenerek Bizans’a karşı ittifak yaptı. Ancak Bizans’ın kışkırtmaları ve Çaka Bey’in büyümesinden çekindikleri için bu beyliği ortadan kaldırmış ve batı sınırının güvenliğini sağlamıştır.
          Doğu Seferi’ne çıkan I. Kılıç Arslan, Malatya’yı kuşattığı sırada Haçlılar Anadolu’ya yaklaşmaktaydı. Bunun üzerine kuşatmayı kaldırarak İznik’e geri dönmüştür. Danişmentlilerle ittifak kurarak Haçlılara karşı başarılı bir mücadele vermişse de Batı Anadolu’nun Haçlıların eline geçmesini engelleyememiş ve başkenti Konya’ya taşımıştır. Bundan sonra Bizans ile antlaşma yaparak tekrar doğuya yönelmiştir.
           Danişmentlilerden Malatya’yı almış, ayrıca Dilmaçoğulları ( Bitlis ve çevresi ) ve İnaloğulları ( Diyarbakır ve çevresi ) Beyliklerini ortadan kaldırmıştır. I. Kılıç Arslan’ın bu tututmu, Anadolu Türk birliğini sağlamayı hedeflediğini gösterir. Daha sonra Suriye’ye yönelip Musul’u alınca Büyük Selçuklu hükümdarı Mehmet tapar, Emir Çavlı komutasında bir ordu gönderdi. Yapılan savaşı kaybeden I. Kılıç Arslan,  ülkesine dönerken Habur Nehri’nde atından düşüp boğularak ölmüştür. Böylece Türkiye Selçuklu Devleti yine hükümdarsız kalmıştır.
FETRET DÖNEMİ ( 1107 – 1110 ): I. Kılıç Arslan’ın ölümü üzerine oğulları Şahin şah ve Mesud Isfahan’a götürüldü. Böylece Türkiye Selçuklu tahtı yine sahipsiz kaldı. Bizans hemen saldırıya geçmiş ve Türkler Batı Anadolu’dan uzaklaştırılmıştır. Ayrıca bu dönemde Anadolu’da siyasi üstünlük de Danişmentlilerin eline geçmiştir. Bir süre sonra Büyük Selçuklu Devleti’ndeki taht kavgalarından yararlanan Şahin şah konya’ya gelerek Türkiye Selçuklu tahtına oturdu.
ŞAHİN ŞAH DÖNEMİ ( 1110 – 1116 ):Bizans üzerine sefere çıkmasından yararalanan kardeşi Mesud, kayınpederi Danişment Beyi Emir Gazi’nin yardımıyla Konya’ya gelerek tahtı ele geçirdi ( 1116 ).
I. MESUD ( 1116 – 1155 ): İktidarı kayınpederinin yardımıyla ele geçirdiği için bir süre Danişmentlilere bağlı kaldı. Bu durum, Danişmentlilerin Anadolu’da siyasi üstünlüğü ele geçirmelerine neden oldu. Danişmentlilerle birlikte Bizans’a karşı başarılar kazanan Mesud, Emir Gazi’nin ölümüyle yaşanan taht kavgalarından yararlanarak Danişmentlilerin Anadolu’daki siyasi üstünlüğüne son verdi ( Ankara, Çankırı, Kastamonu ve Elbistan’ı almıştır.) Sivas ve Malatya’yı da alan I. Mesud, Çukurova’ya girmiş ancak veba salgını nedeniyle geri dönmüştür. 
        II. Haçlı Seferi’ne başarıyla karşı koyan I. Mesud, Bizans ve Haçlıları yenerek Anadolu’nun güvenli bir Türk yurdu olmasında önemli bir rol oynamıştır. Toroslardaki Ermenileri de itaat altına almıştır. Onun döneminde Türkiye Selçuklularında ilk kez imar ve şehirleşme faaliyetleri başladı. İzlediği adaletli yönetim anlayışı, Bizans egemenliğinde yaşayan Rumlardan bir kısmının Türkiye Selçuklularına bağlanmasına katkıda bulundu. I. Mesud döneminde Batı kaynaklarında Anadolu ilk defa Türkiye diye geçmeye başlamıştır. 

                                     HAÇLI SEFERLERİ ( 1095 – 1270 )
I.HAÇLI SEFERİ ( 1096 – 1099 ): Kralların katılmadığı bu sefer soylular tarafından düzenlenmiştir. 1095’te Anadolu’ya gelen öncü ( çapulcu, dağınık ) kuvvetleri Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan imha etti. Ardından 600.000 kişilik düzenli birlikler geldi ( 1096 ). Bizans ile bir antlaşma yaparak Anadolu’ya geçtiler. Bu antlaşmaya göre:
* Bizans, Haçlı ordularının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak ve Anadolu’da rehberlik yapacak,
* Buna karşılık Haçlılar da Anadolu’da ele geçirdikleri yerleri Bizans’a bırakacaklardı.
        I. Kılıç Arslan başarılı bir mücadele verdiyse de Haçlıların çok kalabalık olmalarından dolayı başarılı olamayacağını anlayınca Anadolu’nun iç kesimlerine çekilmiş Ve İznik, Bizans tarafından teslim alınmıştır ( 1096 ).
    I. Kılıç Arslan Danişmentlilerle birleşerek Eskişehir yakınlarında DORİLEON SAVAŞI’nda büyük kayıplar verdirmesine rağmen yenileceğini anlayınca geri çekildi ( 1097 ). Bundan sonra yıpratma taktiği ( gerilla taktiği ) uyguladı. Haçlılar Antakya ve Urfa’yı ele geçirdiler. Kudüs’e ulaştıklarında 50.000 kişi kadarlardı. Fatımilerden Kudüs’ü alan Haçlılar burada bir Latin Krallığı kurdular ( 1099 ).
SONUÇLARI: 1- Batı Anadolu ve İznik Bizans’ın eline geçti.
2- Kudüs, Haçlıların eline geçti ve bir Latin Krallığı kuruldu.
3-Türkiye Selçuklu Devleti, merkezini Konya’ya taşıdı.
4-Haçlılar tarafından ele geçirilen Antakya, Urfa, Trablusşam, Sur, Yafa ve Nablus’ta feodalite rejimine dayalı dukalık ve kontluklar kuruldu ve Latin Krallığı’na bağlandı.
5-Feodalite, Ortadoğu’ya taşındı.
6-En başarılı Haçlı Seferidir. Diğer Haçlı seferlerinde bu seferde kazanılan topraklar korunmaya çalışılmıştır.
II. HAÇLI SEFERİ ( 1147 – 1149 ): Bu sefere neden olan gelişme, Musul Atabeyi İmameddin Zengi’nin önce Urfa’yı, ardından da Halep ve Şam’ı Haçlılardan geri almasıdır. Bunun üzerine Kudüs Latin Krallığı Papa’dan yardım istedi. Papa’nın çağrısı ile Alman İmparatoru III. Konrad ve Fransız Kralı VII. Lui ayrı yollardan Anadolu’ya geldiler. ( Kral ve imparatorların katıldığı ilk Haçlı Seferidir. )  Haçlı kuvvetleri, I. Mesud tarafından bozguna uğratıldılar. Antalya’dan deniz yoluyla Suriye’ye gelen ve Şam’ı kuşatan iki kral başarılı olamadılar.
III. HAÇLI SEFERİ ( 1189 – 1192 ): Türklerin Bizans’ı 1176’da Miryokefalon Savaşı’nda yenilgiye uğratması ve Fatımileri yıkarak Mısır’da devlet kuran Selahaddin Eyyubi’nin 1187’de HITTİN SAVAŞI’nda Haçlıları yenerek Kudüs dâhil olmak üzere Suriye’nin büyük bir kısmını Haçlılardan geri alması III. Haçlı Seferi’ne neden olmuştur.
          Bu gelişmeler üzerine Haçlı dünyası yeniden harekete geçmiş; Alman İmparatoru Frederik Barbarossa, Fransa Kralı Filip Ogüst ve İngiliz Kralı Arslan Yürekli Rişar büyük ordularla kara ve deniz yoluyla sefere çıkmışlardır.
          Alman İmparatoru, Türkiye Selçuklularında yaşanan taht kavgalarından yararlanarak Silifke’ye kadar gelmiş, ancak Silifke Çayı’nda boğulunca ordusu dağılmış ve geri dönmek zorunda kalmıştır. Deniz yoluyla gelen Fransız ve İngiliz kralları, Akka Kalesi’ni ele geçirdiler. Ancak iki kralın anlaşmazlığa düşmesi ve şartların çok ağır olması nedeniyle Fransa Kralı geri döndü. Yalnız kalan İngiliz kralı iki yıl daha bölgede kalmış ancak o da başarılı olamamıştır. Sonunda Selahaddin Eyyubi’nin şartlarında bir antlaşma yaparak ülkesine geri dönmüştür.
IV. HAÇLI SEFERİ ( 1202 – 1204 ):Eyyubilerin Yafa ve Suriye’deki bazı şehirleri ele geçirmesi, III. Haçlı Seferi’ndeki başarısızlığın giderilmek istenmesi üzerine Papa’nın çağrısı ile Senyör ve Şövalyeler Venedik’te toplandılar. Deniz yoluyla yapılması amaçlanan bu sefer için Venedikllilerden gemiler kiralamışlardır. Bu sırada Bizans’ta taht kavgaları yaşanmakta olup devrik imparator Haçlıları İstanbul’a çağrılmıştır. Papa’nın karşuı çıkmasına rağmen İstanbul’a gelen Haçlılar, devrik imparator İzak Angelos’u tahta çıkarmış, ancak İstanbul’u yağmalamışlardır. Bunun üzerine İstanbul halkı ayaklanarak imparator İzak Angelos’u öldürmeleri üzerine Haçlılar, İstanbul’u işgal ederek burada bir Latin İmparatorluğu kurdular. İstanbul’dan kaçan Bizans hanedanından bazı kişiler, Anadolu’ya geçerek İznik Rum İmparatorluğu’nu ( 1204 – 1261 ) ve Trabzon Rum İmparatorluğu’nu ( 1204 – 1461 ) kurdular.
       İznik Rum İmparatorluğu 1261’de İstanbul’daki Latin İmparatorluğu’nu yıkarak Bizans’ı yeniden canlandırdılar. Trabzon Rum İmparatorluğu ise 1461’de Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilinceye kadar varlığını devam ettirdi.
        IV. Haçlı Seferi’nden sonra gerçekleşen diğer Haçlı Seferleri deniz yoluyla Kuzey Afrika ve doğuya gerçekleştirilmiştir. Daha çok ekonomik amaçlar ön planda tutulmuştur. Başarılı olamamışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder