Volendam Amsterdam'a yaklaşık yarım saat uzaklıkta bir balıkçı kasabası. Kasaba dediysem de aklınıza alelade uyduruk evlerin olduğu bir yer gelmesin. Buradaki evler o kadar güzel ki insan hayran kalıyor. Bütün kasaba bizim ülkemizde yüklü paralara alınacak güzellikte evler ve bahçelerle dolu (gerçi Hollanda'nın geneli öyle).
Volendam evleri
Her yer tertemiz ve yemyeşil. Zaten daha önceki yazılarda da söylediğim gibi Hollanda'daki yeşil tonunun güzelliğini daha önce görmemiştim. Evlerin en önemli özellikleri ise (diğer kasabalarda da aynı görüntüler vardı) salon camlarının kocaman olması. Ayrıca istisnasız bütün camlarda birbirinin aynısı olan iki saksı veya vazoda mutlaka çiçek sergileniyor (çoğunluğu da orkide. Hollandalılardaki bu orkide ve iki vazo aşkını anlamadım. Özel bir anlamı olsa gerek).
Yel değirmenleri
Volendam'ın en önemli özelliklerinden biri ise ünlü yel değirmenlerinin ve tahta ayakkabıcıların burada olması. Her ne kadar günümüze pek fazla eski yel değirmeni ulaşmasa da (sanırım sadece 3 tane gerçek yel değirmeni kalmıştı) simgesel anlamı fazla olduğu için görülmeye değer. Volendamın diğer özelliği ise yine Hollandanın simgelerinden olan tahta ayakkabı imalatçılarının çoğunun burada olması (bu arada şunu belirtmem gerek, ayakkabılar alışık olmadığımız için ağır geliyor ve insan yürümekte zorlanıyor. Bunun yerine kumaş pofidik olanlardan alabilirsiniz.
Tahta ayakkabıcı
Hem rahat hem de hafif olduğu için taşıması kolay). Bu güzel kasabaya gelmişken ünlü peynir üreticilerinden Henri Willig'in peynir fabrikasıda bence uğranması gereken duraklardan biri. Henri Willig'in Amsterdam içinde de mağazaları var (bir tanesi Red Light bölgesindeydi yanlış hatırlamıyorsam) ama burası kırsal kesimde daha otantik bir hava yaratıyor.
Henri Willig peynir fabrikası
Ayrıca aklınızda olması gereken birşey de buraya gelmişken sahile gidip, taptaze envai çeşit deniz ürününü çok uygun fiyatlarla yemek...
Marken'e gelince; burası aslında bir ada fakat daha sonra karayla arası doldurularak bir yol bağlantısı yapılmış. Waterland bölgesinde bulunan adaya arabayla ulaşabileceğiniz gibi, Volendam'dan düzenlenen feribot seferleriyle de ulaşabiliyorsunuz.
Marken Volendam'a göre daha sakin, daha az turistik. Ama çok güzel, sevimli ve huzur dolu bir ortamı var burasının. Ada olması sebebiyle havası biraz daha keskin (muhtemelen kışın feci soğuk oluyordur). Ayrıca bu şirin kasabanın enteresan bir tarihi de var. Marken 1300'lü yıllarda keşişlerin yaşadığı bir bölgeymiş. 1957 yılında adayı anakaraya bağlayan yol yapılana kadar biraz kendi içlerinde kopuk bir hayat sürmüş kasabalılar.
Marken liman
Bir de sanırım cadılıkla ilgili pek de hoş olmayan bir tarihi var buranın (hatta bazı evlerin kapılarında cadı resmi ve kısaca "giremezsin" yazısı vardı (yazının yanında abidik gubidik fotoğraflarımız olduğu için koyamıyorum. maalesef tek çekmemişim). Aynen Volendam gibi buranın limanında da çok keyifli barlar ve cafeler var.Biz öğle yemeğimizi Marken sahilde bulunan bir restoranda yedik ve tek kelimeyle bayıldık.
Marken'in muhteşem deniz ürünleri
Enteresan bira bardakları - Marken
Marken de bir balıkçı kasabası olduğu için deniz ürünlerini taze bulabileceğiniz yerlerden birisi. Alışverişe gelince, Volendam kadar turistik olmasa da liman bölgesinde bir iki tane hediyelik eşya dükkanı var ama en büyük dükkan kasabanın girişinde bulunan yer. Burada çeşit çeşit hediyelik ıvır zıvırın yanı sıra tahta ayakkabılar ve meşhur lale soğanları da satılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder