Ufak bir not: Birçok şey hakkında konuşacağımız için yazıları birkaç cümlede bitirmek yerine uzun tutacağım.
Evet başlıyoruz. Bu yazıdan itibaren sınav sonuna kadar sana "sen" diye hitap edeceğim. 'Siz' yok. Neden? Sen diye seslenirsem daha etkili olur onun'çün :)
Çok güzel, önünde gelecek senenin güzel sınavları var. Hedefin de aşağı yukarı belli. Çalışmak istiyorsun.Kafanda da hafiften planlar yapmaya başladın. Güneş yavaş yavaş yükseliyor. Bir an heveslenip bir an düşünceli oluveriyorsun. İşte tam bu ruh hali "sınav dönemine başlama" halidir. Bildiğin pazartesi sendromu yani :)
Tanımı yaptık. Peki nasıl atlatılır? Yani daha Türkçe haliyle; Çalışmak istiyorum çalışamıyorum ne yapmalıyım? Bak bu soruyu bir soran var bir de cevaplayan. Soran da aslında cevabı bilir ama başkasından duymak ister onu. Duyduğunda ise yattığı yerden ayağa kalkar yoluna güçlü bir şekilde eder. Konumlar değiştiğinde ise önceden o soruyu soran kişi şimdi aynı şeyleri diğerine anlatır. Böyle sürer gider. Bu soru sadece şimdi değil; sınav süreci boyunca bir çok kez kafana takılacak. Nasıl çalışırım?
İleride kitap önerileri de yapacağım. Onlara hafiften başlayayım şimdiden. Mümin Sekman bu duruma "atalet" der. Yani durgunluk hali. Şöyle tanımlar, ne yapacağını biliyorsun, nasıl yapacağını biliyorsun, harekete geçsen kazançlarını, geçmesen kaybedeceklerini de biliyorsun ama harekete geçemiyorsun işte bu atalettir. (Mümin Sekman - Kişisel Ataleti Yenmek)
Tanımda bu kadar çok durmamın sebebi, çok önemli bir nokta olduğunu anlatmaktı. Şimdi çözüme geçelim. Bu konuda da en başarılı çözüm Erdal Demirkıran'dan geliyor. Diyor ki, program yapıp başlayamıyorsan önce şuan yaptıklarını programla. Yani 5 saat gezip yarım saat ancak çalışabiliyorsan bunu yaz programına. günde 3 saat televizyon izliyorsan onu da yaz. Ama mutlaka uy bu programa. Hatta arkadaşlarına anlat benim böyle bir programım var, oh mis. Bunu birkaç gün uygula, diyor. Sonra da programda ufak ufak değişikliklere başla. 4 saat 45 dakika gezme +45 dakika ders yaz. 2 saat 45 dakika televizyon + 15 dakika ders yaz. Ve programa uymaya devam et. 2 günde bir 15 dakika 15 dakika arttır. Göreceksin ki istediğin kadar çalışmaya ve çalıştığın kadar istemeye başlamışsın bile. (Yerim Seni ÖSS - Erdal Demirkıran)
İşte bu seni o sendromdan kurtaracak en etkili çözüm. Haydi ufaktan program yapmaya ;)
Evet başlıyoruz. Bu yazıdan itibaren sınav sonuna kadar sana "sen" diye hitap edeceğim. 'Siz' yok. Neden? Sen diye seslenirsem daha etkili olur onun'çün :)
Çok güzel, önünde gelecek senenin güzel sınavları var. Hedefin de aşağı yukarı belli. Çalışmak istiyorsun.Kafanda da hafiften planlar yapmaya başladın. Güneş yavaş yavaş yükseliyor. Bir an heveslenip bir an düşünceli oluveriyorsun. İşte tam bu ruh hali "sınav dönemine başlama" halidir. Bildiğin pazartesi sendromu yani :)
Tanımı yaptık. Peki nasıl atlatılır? Yani daha Türkçe haliyle; Çalışmak istiyorum çalışamıyorum ne yapmalıyım? Bak bu soruyu bir soran var bir de cevaplayan. Soran da aslında cevabı bilir ama başkasından duymak ister onu. Duyduğunda ise yattığı yerden ayağa kalkar yoluna güçlü bir şekilde eder. Konumlar değiştiğinde ise önceden o soruyu soran kişi şimdi aynı şeyleri diğerine anlatır. Böyle sürer gider. Bu soru sadece şimdi değil; sınav süreci boyunca bir çok kez kafana takılacak. Nasıl çalışırım?
İleride kitap önerileri de yapacağım. Onlara hafiften başlayayım şimdiden. Mümin Sekman bu duruma "atalet" der. Yani durgunluk hali. Şöyle tanımlar, ne yapacağını biliyorsun, nasıl yapacağını biliyorsun, harekete geçsen kazançlarını, geçmesen kaybedeceklerini de biliyorsun ama harekete geçemiyorsun işte bu atalettir. (Mümin Sekman - Kişisel Ataleti Yenmek)
Tanımda bu kadar çok durmamın sebebi, çok önemli bir nokta olduğunu anlatmaktı. Şimdi çözüme geçelim. Bu konuda da en başarılı çözüm Erdal Demirkıran'dan geliyor. Diyor ki, program yapıp başlayamıyorsan önce şuan yaptıklarını programla. Yani 5 saat gezip yarım saat ancak çalışabiliyorsan bunu yaz programına. günde 3 saat televizyon izliyorsan onu da yaz. Ama mutlaka uy bu programa. Hatta arkadaşlarına anlat benim böyle bir programım var, oh mis. Bunu birkaç gün uygula, diyor. Sonra da programda ufak ufak değişikliklere başla. 4 saat 45 dakika gezme +45 dakika ders yaz. 2 saat 45 dakika televizyon + 15 dakika ders yaz. Ve programa uymaya devam et. 2 günde bir 15 dakika 15 dakika arttır. Göreceksin ki istediğin kadar çalışmaya ve çalıştığın kadar istemeye başlamışsın bile. (Yerim Seni ÖSS - Erdal Demirkıran)
İşte bu seni o sendromdan kurtaracak en etkili çözüm. Haydi ufaktan program yapmaya ;)
Soruların olursa çekinmeden sorabilirsin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder