Ben şöyleyimdir, ben böyleyimdir demekten hoşlanmam. Şimdi bunu anlatırken hoşlanıyormuş gibi gözükebilirim sana, yok öyle bir şey. Baştan anlaşalım :)
Merak edeni, soranı vardı. Düz lisede okurken gittiğim dershanede 'sınıf belirleme sınavı' denen şeyde ilk sınıfa girmeyi başarmıştım 12. sınıfta. Sınıfta on üç kişi vardı, tek Düz liseli ben, on iki tane Anadolu Öğretmen Liseli'nin arasında ders görüyordum. Hocalar da şaşırıyordu tabi bu ne arıyor gibisine. Ancak ikinci sınavda biraz düşük yaptım diye(15. olmuştum) bir hoca beni alt sınıfa almaya kalktı. İnat ettim 'bana bunu demeyecektin, bu hale düştüm mü ben' diye[hedefim yüksekti :)] bir sonraki sınavda 2. oldum. Bir şeye kızıp da çalışmanın keyfi ayrı oluyor. Dene derim.
Her neyse, anlatmak istediğim şu, o sınıfta okurken gördüklerim ve öğrendiklerim; Kendimden yukarıda gördüğüm kişiler aslında o kadar da yüksekte değilmiş, kendinden düşük bir öğrenci ile yanyana durmak o kişide değişik haller yaratabiliyormuş.
Hemen açayım; Benim gözümde AÖL'ler (Benim gördüklerimi diyorum ha, diğer AÖL'ler alınmasın sakın =)) benim giremediğim, puanımın yetmediği lise olduğu için 'çok iyi öğrenci' profilindeydi. Yanlarında durunca anladım ki onlar da herhangi başka öğrenci gibi. (Aynı şekilde fen liseliler de öyle. Aslında hepimiz aynıyız. Farkımız çalışmak, diyebilirim.)
Diğer mesele de, daha önemli olanı, bir arkadaşımı sınavda geçtiğimde hiçbir şey olmamış gibi, sınava girmemişim de ismim oraya yazılmamış gibi davranması inanın beni üzüyordu. Biraz daha yakın arkadaş olunca bu daha da üzücü oluyordu. 'Bak bak 2 net az yapsam şu beni geçiyormuş, şuna bak matematiği nasıl yapmış' bunları bana derken hiç benim sonucumla ilgilenmiyordu. İşte AOL'lerde ve Fen Liseli'lerde gördüğüm tek ve en büyük hata. (Yine diğer AÖL ve Fen öğrencilerini tenzih ediyorum ^^)
Son yıllarda artan ama yakında nesli tükenecek olan bu 'arkadaş' tipi, yakındakilerde zehir etkisi yaratabiliyor. Şöyle bir şey duyarsın: "Aslı bir haftada 7 kitap bitirmiş." Bunu duyduğun an: Ula, 7 kitap. Her birinde 1500 soru olsa. Kaç yapar la. Yuh! Her gün 1500 soru çözmüş. Uff be. Bana bak ben napıyorum. 100, 200. Bittim ben ya. Of! ~ tanıdık geliyor mu?
2 güne kalmaz kendisinden şöyle bir açıklama çıkar; Nerden uydurdunuz ben bir ayda demiştim. Hem hiç çalışmıyorum ki ben(Günde 7 defa tekrarlanan cümle) ~ İşte seni okuldan/dershaneden soğutan-soğutabilecek olan arkadaş profili. Özenle uzak dur derim. Uzak duramıyorsan da mantıklı düşünüp bu dediklerinin hepsinin yalan yanlış olduğuna kendini inandır derim. Sen kendini ondan uzak tuttukça, sınavlar gelip geçtikçe o da kendi kendini tüketecektir.
Yazar notu: Bu arkadaş profilinin tam tersi olan 'paylaşımcı' profil, okuduğum kadarıyla Z kuşağının özelliği imiş. Yakında nesli tükenecek demem ondandır. Ben de sene içerisinde böyle 'paylaşımcı' arkadaşlar ile tanışıp o hale geldiğim için şanslıyım. Ki aynı amaçla da sana yardımcı olmaya çalışıyorum :) Biraz uzun oldu bugün.
Merak edeni, soranı vardı. Düz lisede okurken gittiğim dershanede 'sınıf belirleme sınavı' denen şeyde ilk sınıfa girmeyi başarmıştım 12. sınıfta. Sınıfta on üç kişi vardı, tek Düz liseli ben, on iki tane Anadolu Öğretmen Liseli'nin arasında ders görüyordum. Hocalar da şaşırıyordu tabi bu ne arıyor gibisine. Ancak ikinci sınavda biraz düşük yaptım diye(15. olmuştum) bir hoca beni alt sınıfa almaya kalktı. İnat ettim 'bana bunu demeyecektin, bu hale düştüm mü ben' diye[hedefim yüksekti :)] bir sonraki sınavda 2. oldum. Bir şeye kızıp da çalışmanın keyfi ayrı oluyor. Dene derim.
Her neyse, anlatmak istediğim şu, o sınıfta okurken gördüklerim ve öğrendiklerim; Kendimden yukarıda gördüğüm kişiler aslında o kadar da yüksekte değilmiş, kendinden düşük bir öğrenci ile yanyana durmak o kişide değişik haller yaratabiliyormuş.
Hemen açayım; Benim gözümde AÖL'ler (Benim gördüklerimi diyorum ha, diğer AÖL'ler alınmasın sakın =)) benim giremediğim, puanımın yetmediği lise olduğu için 'çok iyi öğrenci' profilindeydi. Yanlarında durunca anladım ki onlar da herhangi başka öğrenci gibi. (Aynı şekilde fen liseliler de öyle. Aslında hepimiz aynıyız. Farkımız çalışmak, diyebilirim.)
Diğer mesele de, daha önemli olanı, bir arkadaşımı sınavda geçtiğimde hiçbir şey olmamış gibi, sınava girmemişim de ismim oraya yazılmamış gibi davranması inanın beni üzüyordu. Biraz daha yakın arkadaş olunca bu daha da üzücü oluyordu. 'Bak bak 2 net az yapsam şu beni geçiyormuş, şuna bak matematiği nasıl yapmış' bunları bana derken hiç benim sonucumla ilgilenmiyordu. İşte AOL'lerde ve Fen Liseli'lerde gördüğüm tek ve en büyük hata. (Yine diğer AÖL ve Fen öğrencilerini tenzih ediyorum ^^)
Son yıllarda artan ama yakında nesli tükenecek olan bu 'arkadaş' tipi, yakındakilerde zehir etkisi yaratabiliyor. Şöyle bir şey duyarsın: "Aslı bir haftada 7 kitap bitirmiş." Bunu duyduğun an: Ula, 7 kitap. Her birinde 1500 soru olsa. Kaç yapar la. Yuh! Her gün 1500 soru çözmüş. Uff be. Bana bak ben napıyorum. 100, 200. Bittim ben ya. Of! ~ tanıdık geliyor mu?
2 güne kalmaz kendisinden şöyle bir açıklama çıkar; Nerden uydurdunuz ben bir ayda demiştim. Hem hiç çalışmıyorum ki ben(Günde 7 defa tekrarlanan cümle) ~ İşte seni okuldan/dershaneden soğutan-soğutabilecek olan arkadaş profili. Özenle uzak dur derim. Uzak duramıyorsan da mantıklı düşünüp bu dediklerinin hepsinin yalan yanlış olduğuna kendini inandır derim. Sen kendini ondan uzak tuttukça, sınavlar gelip geçtikçe o da kendi kendini tüketecektir.
Yazar notu: Bu arkadaş profilinin tam tersi olan 'paylaşımcı' profil, okuduğum kadarıyla Z kuşağının özelliği imiş. Yakında nesli tükenecek demem ondandır. Ben de sene içerisinde böyle 'paylaşımcı' arkadaşlar ile tanışıp o hale geldiğim için şanslıyım. Ki aynı amaçla da sana yardımcı olmaya çalışıyorum :) Biraz uzun oldu bugün.
İyi çalışmalar bakalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder