31 Temmuz 2013 Çarşamba

Emmanuelle

Emmanuelle 
Hisli Duygular
Yapım Yılı :
1974
Lisan : 
Original Sound / Turkce Dublaj / Turkce Altyazı
Tür :
Dram  / Erotik
Yönetmen :
Just Jaeckin
Oyuncular :
Alain Cuny / Sylvia Kristel / Marika Green / Daniel Sarky / Jeanne Colletin / Christine Boisson /Samantha / Gabriel Briand / Gregory
Hikaye:
Emmanuelle, Bangkok'ta diplomat olan kocasının yanına gidecektir. Orly'den kalkan uçakta, onu Asya'da bekleyen erotik tatların ilkiyle karşılaşır. Duygular başkenti Bangkok'ta ise, Mario adlı bir adamın rehberliğinde ve kocasının da 'katkılarıyla' , genç kadın kendini zevklerin kucağına bıracaktır.  



  • Emmanuelle Turkce Dublaj

  • Emmanuelle Orijinal

PATLICAN HAFİF BİR YAZ YEMEĞİ

MALZEMELER
250 Gram kıyma
5-6 adet patlıcan
2 kuru soğan
3 adet büyük domates
3-4 adet yeşilbiber
4-5 adet sarımsak
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı haşlanmış nohut
tuz,pulbiber,nane
1 yemek kaşığı tereyağ
Arzuya göre sumak veya nar ekşisi veya limon
YAPILIŞI
 patlıcanlar  Alacalı soyulup (istediğiniz gibi kesebilirsiniz ) tuzlu suda bekletilir.15 dakika sonra teflon tavaya sıvı yağ ilave edilir patlıcanlar tavaya konup kapağı kapalı  kısık ateşte yumuşayıncaya kadar pişirilir.
Ayrı bir tavada kıyma suyunu çekene kadar kavrulur  yemeklik doğradığımız  soğanlar ve 2 kaşık sıvıyağ veya 1 kaşık tereyağ ilave  edilip kavrulur,Diğer malzemeler yemeklik doğranıp baharatları ve nohutu ilave edilip yine kısık ateşte  kapağı kapalı  pişirilir.Patlıcanların üzerine harcımızı yerleştirip az su ilave edip pişmeye bırakıyoruz .isteğe göre sumak ,nar ekşisi veya limon sıkılabilir  Arzu edilirse 1 yemek kaşığı tereyağ eritilir üzerine pulbiber ve bir tatlı kaşığı nane eklenir, yemeğimizin üzerine gezdirilir 

Ders Notu 1 - Fotosentez ve Kemosentez

Biyoloji ders notu fotosentez kemosentez sinaviyerim
 Söz verdiğim gibi ders notlarımı paylaşmaya başladım :)

Bu ders notunun özelliği, 2 senede birçok kaynaktan defalarca çalıştığım Fotosentez - Kemosentez konusunu bir türlü ama bir türlü yapamıyordum. Bu notları hazırladıktan sonra çözdüğüm ilk testlerde 48 soruda 48 net yaptım :)
Sana tavsiyem, önce bir konu anlatım kitabından bitir, sonra bu notlara göz at.
Fotosentez - Kemosentez Notlarım:

DERS NOTLARINI TEK TIKLA İNDİRMEK İÇİN BURAYA TIKLA!!
Fotosentez Kemosentez ders notu

Fotosentez Kemosentez ders notu

Fotosentez Kemosentez ders notu

Fotosentez Kemosentez ders notu


Resimler FEM'den alıntıdır.

30 Temmuz 2013 Salı

KITIR EKMEKLİ MENEMEN

Malzemeler:
  • 2 büyük domates
  • 2 diş sarımsak
  • 2 adet yeşilbiber
  • 2 adet yumurta
  • 2 kaşık sıvı yağ
  • Pul biber
  • 2 dilim ekmek
  • 2 kaşık sıvı yağ (ekmekleri kızartmak için)
Hazırlanışı:
  • 2 kaşık sıvı yağı tavaya koyup küçük doğradığımız sarımsak ve biberler ilave edilir.
  • Biberler kızarınca kabuklarını soyup yemeklik doğradığımız domatesleri ilave edip domatesler suyunu çekene kadar kavuruyoruz.
  • Yumurtaları kırıp karıştırıyoruz tuz ve pul biber ilave edip ateşten alıyoruz.
  • 2 kaşık sıvı yağı ayrı bir tavada ısıtıyoruz çok küçük doğradığımız ekmekleri hafif kızarıp kıtırlaşınca menemenin üzerine koyup servis ediyoruz çok lezzetli değişik bir menemen .

Original Sin ( Gunahkar )

Original Sin
Gunahkar
Yapım Yılı :
2001
Lisan :
Turkce Dublaj
Tür :
Dram / Gizem / Romantik / Erotik
Yönetmen :
Michael Cristofer 
Oyuncular :
Antonio Banderas / Angelina Jolie / Thomas Jane / Jack ThompsonGregory Itzin / Allison Mackie / Joan Pringle / James Haven / Pedro Armendáriz Jr. / Mario Iván Martínez
Hikaye:
Kahvesi de meşhur olan kübada yaşayan antonyo meşhur bir kahve tüccarıdır. antonyonun sadece mektuplarla tanıştığı birde sevgilisi vardır. ondan yanına gelmesini ister.mektup arkadaşı geldiğinde onun güzelliğine ilk anda vurulmuştur. ihtiraslı ve aşk dolu bir birliktelik yaşamaktadırlar. güzel günler julia'nın gerçek yüzünün ortaya çıkması ile bitmiştir. mektuplaştığı kadının o olmadığını anladığında çok geç olacaktır. işin içine girdikçe bir çok sırrı da çözmeye başlayacaktır. 

Sister Act ( Yırtık Rahibe )

Sister Act
Yırtık Rahibe
Yapım Yılı : 
 1992
Lisan :
Turkce Dublaj
Tür :
Komedi / Suç / Müzik
Yönetmen :
Emile Ardolino
Oyuncular :
Susan Johnson-Kehn / Georgia Creighton /Prudence Wright Holmes / Pat Crawford Brown / Carmen Zapata / Ellen Albertini Dow / Richard Portnow / Robert Miranda / Bill Nunn / Harvey Keitel / Mary Wickes / Wendy Makkena / Kathy Najimy
Hikaye:
Akademi ödüllü Whoopi Goldberg (Ghost), peşinden koşan çetenin bakacağı, akla en son gelecek yer olan sessiz bir manastıra saklanmak zorunda kalan küstah bir salon şarkıcısını canlandırmaktadır. Manastırda, aykırı davranışlarıyla bir sürü sadık taraftar toplar ve çok geçmeden rahibelerin ruhsuz kilise korosunu, danslı, şarkılı, capcanlı bir müzik korosuna çevirir.


Mutluluğun Öteki Yüzü- Kitap Tanıtımı


Gerçek mutluluk nedir, nerededir? Peki, onu bulmak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?

Ella Beene için mutluluk eşi Joe ve Joe’nun önceki evliliğinden olan iki küçük çocuğuyla kurduğu mutlu yuva demektir. Ancak bir yaz sabahı Joe’yu onlardan sonsuza dek koparan acımasız dalga, sadece onu değil sırlarını da beraberinde götürür. Üç yıl boyunca çocuklara kendi öz evlatlarıymışçasına bağlanan Ella’nın hayatı, cenaze töreninde çocukların biyolojik anneleri Paige’in ortaya çıkmasıyla da tamamen altüst olur.
Joe’yla evlilikleri boyunca Paige’in Joe’yu ve çocukları terk edip gittiğini ve ortadan kaybolduğunu sanan Ella’nın kalbinde tarifsiz bir acı, elindeyse çözülmesi gereken yepyeni bir bulmaca vardır artık. Bir yandan canından çok sevdiği çocukları için Paige ile velayet savaşı verirken, diğer yandan Joe’nun ona miras bıraktığı diğer şeyin, yani hiç açılmamış mektupların içinde pusuda bekleyen sırların ardındaki gerçeği öğrenmek zorundadır. Ella, kalp ağrıları ve gözyaşlarıyla dolu bu yolculukta her şeye rağmen umut etmeyi bir kez daha hatırlayacaktır.
Seré Prince Halverson’ın duygu yüklü kaleminden dökülen Mutluluğun Öteki Yüzü, herkesi derinden etkileyecek, yüreklerinize kazınacak türden bir roman.


“Halverson’ın güçlü ve gerçekçi bir hikâyeyle süslediği bu harika roman sizi alıp götürecek. Sayfaların nasıl akıp gittiğini anlamayacaksınız bile.”
Library Journal

 Çıkış Tarihi: 12 Ağustos



Türkçe Nasıl Çalışılır?

Renkli kitaplar, kitap
Türkçe'ye çalışmak zevkli midir? Yapabiliyorsan evet! Bir hocam şunu sormuştu bize; "Yapabildiğiniz dersi mi seversiniz, sevdiğiniz dersi mi yapabilirsiniz?" Bu, civciv yumurta olayına benzese de cevabı iki tane 'evet'tir. Peki ne demek bu?
Sevdiğin ders ile seve seve ilgileneceğin için o dersi rahatlıkla öğrenebilirsin.
Yapabildiğin dersi de başlarda pek sevmeyebilirsin, ama yaptıkça sevmeye başlarsın.




Peki, konumuz Türkçe. Türkçe nasıl çalışılır?
İlk yöntemi şu değerli günlerini çalışmakla harcayanlara anlatacağım, sen de bunların içindesindir umarım :) 

1 Tane konu anlatımlı kitap, 1-2 tane de cep kitabı bir de defter(not defteri de olabilir) alacaksın. Konunun ilk parçasını konu anlatımlı kitaptan bitireceksin. Bunları defterine kısaca not edeceksin. Sonra o parçayı cep kitaplarından da bitirip eksik kalan kısımları da tamamlamış olacaksın. Sonra bunları da defterine özet şeklinde not edeceksin. Konunun diğer parçalarını da böyle bitirdikten sonra konu testleri + 100 soru da sen çözeceksin. Dershane hocamın bana tavsiye ettiği, benim de uyguladığım bir yöntemdir.
Bir avantajı da, bir konuyu unutmaya yakın olduğunda, bir konunun bir kısmını hatırlayamadığında birçok kaynak taramak yerine açacaksın defterini tak diye bulacaksın.
Türkçe nasıl çalışılır?

Sonraki zamanlarda ise biraz soru + çokça deneme ile Türkçe'ni düzeltip zirvelere taşıman mümkün.
Önemli olan hiçbir noktayı atlamaman. Hiçbir soruyu, çözümünü öğrenmeden bırakmaman.

Peki böyle çalıştığımda ne kadar yükselebilirim?
Sınavda 4Y yaptığıma bakmayın, en zor sınavlarda bile bu çalışmayla 40 neti bulduğum olmuştu.

İkinci yöntem ise, yukarıda anlattığımdan 'not defteri'nin çıkarılmış halidir. Yani konuyu 1-2 yerden çalışıp üstüne soru çözmek, ileriki zamanlarda da soru + çokça deneme ile işi halletmek.


Paragraf Soruları'nda napalım?
Türkçe uzun Paragraf sorusu sbs
8. Sınıf SBS Sorusu

Bu apayrı bir konu, birdahaki Türkçe incelememde sadece paragraf sorularını ele alacağım.
Okuduğun için teşekkürler. İyi çalışmalar :)

The horizon of narrative

The first time Hans Henny Jahnn's trilogy Fluß ohne Ufer came to my attention was in Reiner Stach's biography of Kafka. I noted that of the "five monumental unfinished ruins of modern German-language prose" that includes two by his subject, River Without Shore is the only one still to be translated into English. A few years later, China Miéville recommended The Ship, the first part of the trilogy that had been translated over forty years ago. Imagine a longer, more expressionist version of The Stoker and you have a good idea of what it's like. It made me wish the rest was available in English, not out of some generalised curiosity but an unfocused yearning, as if the German volumes resting on a bookstall stood for the generalised promise of all unread books, the fulfilment of which also remains untranslated.

It wasn't until I read Landscape as the Origin of Music, Noor de Winter's essay published in the first edition of Reliquiae, that the content of the trilogy revealed itself and suggested in part why it remains untranslated: "full of reflections on music, nature and the creation of art", Fluß ohne Ufer "tells the story of fictional composer Gustav Anias Horn and his friend Tutein, their travels and friendship". This is a long way from an uncanny thriller and much closer to Thomas Mann's Doctor Faustus. No wonder publishers have shied away. "Anias" the essay explains, "is haunted by the possibility of permanent pain without salvation" to the extent that, on a trip to Norway, he empathises with the suffering of birch trees whose leaves are used to feed livestock. He develops "a supernatural longing" to "capture the melody of the soil, the song of the gravel on which the birches grew".


De Winter describes Anias as an artist-as-listener rather than "someone who imprints his vision upon his surroundings"; he is "someone through whom a vision of something else can be transported, translated, transformed". In this way the landscape is an unread book whose translation takes another form. The literal nature of this transformation is revealed when Anias discovers that birch bark looks very much like mechanical piano rolls whose growth rings can be transliterated into written music.
Ever-changing interpretations braided themselves into each other, appeared like a deluge of strange harmonies suddenly dissolving, falling apart to lamenting antiphonies. [...] When I had played this music I knew it didn't originate in me, it came to me. A miraculous telluric power of disclosure had used me.
However miraculous, the essay concludes by acknowledging that such music "can express only something of the wonder that [Anias] experienced in the birch grove" and that it is "perhaps the lot of the artist-as-listener to acknowledge the deficiency of any particular realisation of their theme".

This final point reminds us of the closeness we have to the book and distance to its object. While we read of Anias' project and perhaps become enchanted by his example and practice, what we read is the opposite of any epiphanic vertigo we might experience before a landscape or listening to a piece of music. Any lyricism the narrative might have is a result of the animation of the distance between itself and its subject. Music is its own unmediated presence; literature is entirely mediation. We are like Anias himself with the only difference being that our realisation of deficiency is itself the experience of art. An impoverished experience, we might think. So what does this mean for the novel if, as Walter Pater wrote, "all art constantly aspires towards the condition of music"?

The difference between the novel and music appears like that between sociology and sleep: the first only a matter of comprehension and density and, the second, a matter of their absence. The curious thing about "the condition of music" is its lack of content. Music can lead one to sense an elemental pressure irreducible to notation or lyric sheet. If we compare it to a vision of nature, the condition is equivalent to where a landscape leads: the blank horizon. From stoney escarpment and dense copse to lush meadow and glistening stream, the eye is drawn to the empty sky in the distance; an epiphany without manifestation. The urge to capture the experience can be seen in the incessant and forlorn posting of heavily filtered nature photographs.

In contrast, there is no visible horizon of the novel. The reader experiences the book by descending into a literary landscape: walking along a dirt path, sheltering in a dappled grove, paddling in a stream. The horizon is obscured. Poetry, which may be thought more tuneful, is elevated by being set to music – think of Blake's Jerusalem – while a novel turned into an opera has no bearing on the original. What's closer might be the Proustian epiphany in which time opens and collapses like a concertina, except, again, this is narrated like Anias' experience of telluric power. We might therefore assume that even closer is dreamlike, automatic writing taking precedence over conscious mastery, allowing the chance effects of music to occur. But this would seem to diminish the form, at best subordinate it to music and nature. Notice that the distance between Ulysses and Finnegans Wake is immeasurably greater than that between a Bach fugue and a Schoenberg piano piece. Yet what if you read novels to approach that horizon? Where is the horizon of narrative?


Perhaps merely asking these questions defines a particular experience of reading and indicates a fundamental disconnection with the prevailing mode of reading fiction, which focuses on the foreground and, if it is aware of something more, misplaces the horizon, like Bach admirers seeking the true Goldberg among all his variations. What's lacking from literary criticism is the expression and investigation of this experience and even though, for me, this must be its primary purpose. It's why Knausgaard's My Struggle is such a remarkable work. He is able to unite the banality of a life with the unaccountable experience of art. So perhaps indirection is the necessary future of the form, although, as Fluß ohne Ufer demonstrates, it has always been the form, waiting to be translated, a song waiting to be heard, a clearing waiting for daylight.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Okumaya Başladım #11 Dönüşüm


 Sonunda okuyacağım ! Nasıl mutluyum anlatamam. Ama  biterse diğer kitabın çıkmasını beklemem gerektiğini hatırlıyor ve kahroluyorum :'(

 Allahım! Kapağın güzelliğine bakar mısınız ? 

 Hemen bitirmemeye çalışacağım. Bakalım kaç gün dayanabileceğim :)


Akıl Haritası Oluşturalım

Zihin Haritası nasıl oluşturulur
İlk Bölüm : Akıl Haritaları Nedir? 
Bir önceki yazıyı okumak için yukarıya tıkla.

Solda bir akıl haritası görüyorsun. Üstüne tıklayıp bir incele, insan böyle hazırladığı bir şeyi unutur mu! :)



Bir Akıl Haritası Yaratmak
(Malzemeler: Kocaman bir kağıt, mümkünse A3, rengarenk kalemler)

Malzemelerinizi topladınız, yol gösterici ipuçlarını okudunuz ve şimdi bir Akıl Haritası'nın bir sayfa üzerinde bir araya getirilmiş düşüncelerden daha fazla bir anlamı olduğu konusunda bir fikriniz var. Öyleyse başlayalım:



1. Önce ana hedefinize, arzunuza ya da öngörünüze odaklanın. Neyi amaçladığınız ya da neyi çözmek istediğiniz konusunda net olun. (Temel hedefimiz, konunun ismi olmalı. Yani; Hücre Bölünmeleri'ne odaklanalım mesela.)

2.Önünüzdeki sayfayı yanlamasına çevirin(manzara resimlerindeki gibi). Böylece dar ebatlarla kısıtlanmadan kendinizi ifade edebileceksiniz.

3. Boş sayfanın ortasına sizin amacınızı simgeleyen bir resim çizin. Çiziminizin iyi olup olmadığını umursamayın, amacınız için bu hiçbir şey fark ettirmez.
Akıl Haritanızın başlangıç noktası olarak bir resim çizmeniz hayal gücünüzü harekete geçirir.
Mind map


4. Daha etkili vurgu için renkleri kullanın. Haritanın bütününde en az üç renk kullanmaya ve kendi renk-kodlama sisteminizi yaratmaya çalışın. Renkler hiyerarşik ya da tematik biçimde ya da belli noktalara vurgu yapmak için kullanılabilir.

5. Şimdi merkez resimden ışınlar gibi bir dizi kalın çizgi çıkarın. Bunlar Akıl Haritanızın önde gelen unsurları ve bir ağacın en güçlü, ana dalları gibi düşüncelerinizi "taşıyacaklar". Bu ilk dalları merkezi resme sıkıca bağlamanız önemli çünkü beyin, dolayısıyla hafıza, çağrışımlar kurarak çalışır.

6. Düzden çok eğimli çizgiler kullanmaya çalışın çünkü onlar gözleriniz için daha ilginç, beyniniz için daha kolay hatırlanırlar.

7. Her bir dalın üzerine ana başlık ile ilintilendireceğiniz tek bir Anahtar Sözcük yazın. Bunlar sizin şu ürden kavramlarla ilintili Ana Fikirlerinizi oluşturur. Durum  Duygular  Gerçekler  Seçenekler
Satır başına tek bir sözcük kullanmanın ybir yandan çağrışımın beyninizde daha çarpıcı olarak saklanmasına yardımcı olurken bir yandan da incelemekte olduğunuz konunun tam özünü tanımlamayı sağladığını unutmayın. İfadeler ve cümleler, yaratılmak istenen etkiyi hafifletir ve aklınızı karıştırır.

8. Akıl Haritanıza birkaç tane de boş dal ekleyin. Beyniniz bir zaman onlara da bir şey yazmak isteyebilir.

9. Daha sonra, Çağrışmış ve İkincil Düşüncelerin'iz için ikinci ve üçüncü düzey dallar yaratın. İkinci düzey dallar ana dallara, üçüncü düzet dallar ikincilere bağlanır. Bu işlem sürecinde çağrışım her şeydir.
ağaç dalları

Şurayı da inceleyebilirsin :)
Alıntıladığım Kaynak: Tony Buzan - Akıl Haritaları . Daha fazlası için almanız gereken bir kitap.
Sonraki yazı "Akıl Haritası oluştururken nelerden kaçınmak gerekir?"
İyi çalışmalar

28 Temmuz 2013 Pazar

Dangerous Liaisons ( Tehlikeli Iliskiler )

Dangerous Liaisons
Tehlikeli Iliskiler
Yapım Yılı :
2012
Lisan :
Turkce Altyazı
Tür :
Dram / Gizem / Romantik / Erotik
Yönetmen :
 Jin-ho Hur
Oyuncular :  
Cecilia Cheung / Dong-gun Jang / Ziyi Zhang / Shawn Dou / Lisa Lu / Dan Tong Han / Rong Rong / Candy
Wang / Shuli Xiao / Zhang Yun
Hikaye: 
Çin, Şangay 1939. Madam Mo Jieyu; zengin, güçlü, fakat hiç aşık olmamış bir bayandır. Varlıklı bir kasanova olan Xie Yifan çevresinde bir sürü kadın olduğu halde, yalnızca Madam Mo Jieyu'yu istemektedir. Bir partide Madam Jieyu, Xie Yifan'ın Madam Du Fenyu'yu izlediğini fark eder. Bunun üzerine Xie Yifan ile iddialı bir bahse girer. Şayet Xie Yifan Madam Du Fenyu'yu tavlayabilirse ona da sahip olacaktır. Lakin tavlamayı başaramazsa, deniz kenarındaki tüm mülklerini Madam Mo Jieyu'ya bırakacaktır. Oyun başlar... 



  • Dangerous Liaisons VK dan izle

ŞEHRİYELİ DOMATES ÇORBASI





MALZEMELER
2 Büyük domates
2 kaşık un
1 türk kahve fincanı şehriye
1 yemek kaşığ tereyağ
2 yemek kaşığı sıvıyağ
YAPILIŞI
 Domatesler rendelenir,2 kaşık sıvıyağda suyunu çekene kadar kavrulur.Ayrı bir tavada tereyağ eritilir,içerisine un ilave edilir pembeleşene kadar kavrulur,domateslerin üzerine kavrulan un ilave edilir,sıcak su ile kıvamı ayarlanır tuzu katılır. Blendr'la pürüzsüz bir kıvam elde edilir.son olarak
tel şehriye katılıp şehriyeler pişene kadar beklenip ateşten alınır.Ekmekler çok küçük doğranıp 1 kaşık sıvıyağda kavrulur,çorbaının üzerine servis yapılacağı zaman ekmek ve   kaşar rendesi  ile servis yapılır.ben kaşar peynirini tercih etmedim ama sevenler için güzel bir seçim olabilir.

Sertab Erener Öylede Güzel Şarkı Sözü

Sertab Erener, 2013 Öylede Güzel adlı şarkısı tüm müzik marketlerde yerini almıştır.Şarkı gayet başarılı ve güzel olmuş.Şarkının sözleri sitemizde yerini almıştır değerlendirip şarkı hakkında duygu ve düşüncelerinizi iletebilirsiniz.





Sertab Erener Öylede Güzel Şarkı Sözü:
Bir Bakarsa Hevesi Kalır
Gözleri Ne Kadar Da Güzel
Kızdırırsan Eser Geçer
Öfkesi Ne Kadar Da Güzel
Seferince Yankılanır
Gülüşü Yağmur Misali
Üzülürse Buğulanır
Gözleri Sonbahar Misali
Niganedir, Şahanedir, Mucizedir Her Hali  


Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Dokunursa Yanar Tenin
Ellerin Ne Kadar Da Güzel
Yaklaşınca Nefesinin Ateşi Ne Kadar Da Ne Güzel
Aklını Alır Bir Başından Sevebilme İhtimali
Her Daim İsmini Anmaktan Kalmadı Kalbimin Mecali
Niganedir, Şahanedir, Mucizedir Her Hali
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
Öyle De Güzel, Böyle De Güzel
 


İlgili Aramalar: Sertab Erener Öylede Güzel, Öylede Güzel Şarkı Sözü

Once Upon a Time in Mexico ( Bir Zamanlar Meksika'da )

Once Upon a Time in Mexico
Bir Zamanlar Meksika'da
Yapım Yılı :
2003
Lisan :
Turkce Dublaj
Tür :
Aksiyon / Gerilim
Yönetmen :  
Robert Rodriguez
Oyuncular :
Antonio Banderas / Salma Hayek / Johnny Depp / Mickey Rourke / Eva Mendes / Danny Trejo / Enrique Iglesias / Marco Leonardi / Cheech Marin / Rubén Blades / Willem Dafoe
Hikaye:
Yaşadığı trajediyi aklından çıkarmayı başaramayan El Mariachi, inzivaya çekilerek içine kapalı bir yaşam sürmektedir. Yozlaşmış CIA ajanı Sands'in ısrarı sonucunda saklandığı yerden çıkmak zorunda kalır. Şeytani kartel kralı Barrillo, Meksika başkanına yönelik haince bir suikast planlamaktadır. Bunu önlemekse yine El Mariachi'ye düşecektir. Ama onun geri dönüşünde kişisel bir sebep daha vardır: Kan davası.



  • Once Upon a Time in Mexico M.ru dan izle

Lolita

Lolita
Yapım Yılı :
1997
Lisan :
Turkce Dublaj
Tür :
Dram / Romantik / Erotik
Yönetmen :
Adrian Lyne
Oyuncular :
Melanie Griffith / Jeremy Irons / Frank Langella / Ed Grady / Ronald Pickup / Emma Griffiths Malin / Ben Silverstone / Angela Paton / Michael Goodwin / Angela Paton / Ben Silverstone /Emma Griffiths Malin/ Ronald Pickup
Hikaye:
Orta yaşlı öğretim görevlisi Humbert Humbert, ev sahibi Charlotte Haze ile evlenirken aslında aklında sadece güzel kızı Lolita'ya yakın olmak vardır. Lolita ona trajik biçimde kaybettiği ilk gençlik aşkını anımsatır. Ancak Humbert'in Lolita'ya duyduğu yasak aşk çok geçmeden herkesin yaşamını altüst edecek saplantılı bir tutkuya dönüşür. Charlotte'nin ölümüyle Humbert ve masumiyet simgesi Lolita ilişkilerini farklı bir düzeye taşır ve ülkeyi bir uçtan diğerine kat etmek üzere yola çıkarlar....

12.Sınıf vs Mezun

12. sınıflar ile Mezunlar sınav konusunda birçok kez karşı karşıya gelirler.


Dershane ortamını ele alalım. 12.Sınıftaysan hocadan duyduğun: Mezunlar fena çalışıyor.
Mezunsan hocadan duyduğun: 12. Sınıflar fena çalışıyor.
Gülünç ama aynen böyle :)

12. Sınıfta okuyorsan kendi sınıfındakileri geçtikten sonra mezunlar ile seve seve yarışacaksın.
12. Sınıfın bir mezunu geçmesi ise mezun için moral bozucudur.

12. Sınıftayken gittiğim dershanede bir 11.sınıf, TMleri geçmişti deneme sınavında, sınavdan sonra öğrencileri geçtim hocalar bile sen sınavlara girme dedi :D O yüzden 11deyken böyle şeyler yapmana gerek yok :) 12. sınıftayken mezunları geçme çaban olsun ama.

Bu kadar rakip göstermiş olsam da bu durumun tam tersi de var. Yani [Rekabet] yerine [Paylaşım]'ı seçmek.
Diğerlerini bırakalım ister 12 ol ister mezun, birbirinizle ve arkadaşlarınızla o paylaşım ağını kurmaya çalışın. İşte o zaman ikiniz de kazançlı çıkarsınız. Hocaların dürtüklemesiyle elbette dozunda rekabet ve dershanede derece çaban olacak ama en onun kadar değerli olan şey de karşılıklı yardımlaşmaktır.
Böyle bir ortamı dershanende bulamazsan Whatsapp'ta bulabilirsin.

Bugünlük bu kadar, yarın "Akıl Haritası Oluşturalım "

27 Temmuz 2013 Cumartesi

MİNİK TARTLAR



MALZEMELER
120 gram tereyağ( yağ çok soğuk olacak)
1/2 su bardağı pudra şekeri
1/2 çay kaşığı tuz
2 su bardağı un
1 yumurta
YAPILIŞI
Tereyağını küçük küçük kesiyoruz , pudra şekeri ile iyice yoğuruyoruz,un , yumurta ve tuzu ekleyerek bir hamur yoğurup üzerini streçle kapatıp buzdolabında yarım saat bekletiyoruz.
Dinlenen hamurumuzu çok az unladığımız masamızda merdaneyle tart kalıbının büyüklüğünde açıp yağlı kağıt serdiğimiz tart kalıbımıza yerleştiriyoruz hamurumuz kabarmasın diye çatalla deliyoruz, 160 derecede ısıtılmış fırında üzerini yağlı kağıtla kapatıp 10 dakika pişiriyoruz,
üzerindeki kağıdı alıp tekrar 10 dakika pişirip fırından çıkartıp soğumaya bırakıyoruz .
KREMASI
2 su bardağı süt
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nışasta
4 yemek kaşığı şeker
1 yumurta
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı tereyağ veya margarin
100 gram labne peyniri
YAPILIŞI
Soğuk sütün içine un , nışasta ,yumurta ve şekeri ilave ederek devamlı karıştırarak pişirin pişen krema ılındıktan sonra labne peyniri ve vanilyayı katıp mikserle 5 dakika çırpıp, soğuyan tart hamurunun üzerine döküp, hazırladığımız meyvelerle süsleyerek meyvelerin üzerine jöle veya bal dökerek meyvelerin kararmasını önlemiş ve parlak bir görüntü vermiş oluruz, dolapta 1 saat kadar dinlendirerek servis yapabiliriz .

Kavala, Thassos

Kalbimiz Komşuda Kaldı!


Rotamız Yunanistan!  
Yakın mesafedeki Kavala ve Thassos umduğumuzdan çok daha iyi bir seçim oldu hafta sonu kaçamağı için. Her ne kadar cuma akşamı başlayan yolculuğumuz pazar akşamı dönüşe geçişimizle sonlanmış olsa da biliyorduk ki, bu bizim Kavala’ya son gidişimiz olmayacaktı.

Karayolundan gitmeyi tercih ettik. İstanbul – Tekirdağ – Keşan - İpsala üzerinden Dedeağaç (Alexandrapolis) ve daha sonra Kavala’ya varmış oluyorsunuz. İpsala Gümrük kontrollerine takiben 2 saat sonra Kavala’daydık.


Liman bölgesinde çok iyi ve hizmet kalitesine göre çok da makul olan Air Galaxy’de konakladık. Cuma gecesi vardığımız otelden cumartesi sabahı yola çıkarak arabalı feribotların kalkış noktası Keramoti’ye gittik. (4 yolcu + araç tek yön 36 EUR) Kavala merkezden Keramoti yaklaşık 45 dakika, feribot ile de Thassos’a 40 dakikada geçmiş olduk.  Buralarda araçla olmanızda fayda var. Zira gezilecek çok fazla koy ve görülecek çok güzel manzaralar var. Ayrıca toplu taşımanın pek de yaygın olmadığını gördük. Biz de araçla olduğumuz için Thassos adasını çepeçevre turladık, hoşlandığımız koylarda durup yüzdük ve daha sonra tekrar devam ettik. Deniz suyu sıcaklığını bizim Kuzey Ege koyları gibi düşünmeyin, son derece ılık, girerken asla titremiyorsunuz. Deniz pırıl pırıl ve hafif dalgalı.

Plajlardan Potos'u ve Psili Ammos'u yürekten öneriyoruz. Plajı, denizi yemekleri gayet başarılı. Gerçi gurme lezzetler beklemeyin, ancak menüdekileri hakkıyla sunuyorlar.
Dolaşırken muhtelif koylarda yerleşik bir çok tesis görüyoruz, gayet de popüler gözüküyor. Thassos'ta konaklamak da iyi bir fikir olabilir. Feribotu kaçırmamak için fazla oyalanmayıp devam ediyoruz. Kavala’ya son feribot akşam 21.00’de. 

Akşam yemeği Kavala’da  yenecek.

Gitmeden önce bloglarda sıkça gördüğümüz Panos Zafira‘dayız. Ana yemek değil de ara sıcak ve meze sipariş ederek tamamen doyduk. Ahtapot, kalamar dolma, karışık kızartma tek kelimeyle muhteşemdi. Fiyatlar gayet makul, muamele çok iyi. Yunanlıların tam bir Türk  dostu olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Esnafın bir çoğu çat pat da olsa Türkçe biliyor, menüler Türkçe geliyor. Kendimizi hiç de yabancı hissetmiyoruz.


Pazar günü Kavala’da ufak bir şehir turu (kale, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Konağı vb.) sonrası limana 4-5 km mesafedeki beachlerden (Batis Multiplex) birine gidiyoruz. 1 EUR gibi komik bir giriş ücreti ödeyip akşama kadar burada kah yüzerek kah bir şeyler içerek ve müzik dinleyerek keyifli vakit geçiyoruz. Tesis, geniş bir alana kurulmuş ve her şey düşünülmüş, özellikle çocuklu aileler için de harika bir alternatif olabilir.

Akşam yemeği için gene bloglarda sıkça rastladığımız Orea Mitilini'ye gitmeye karar veriyoruz, ancak son anda çark edip kendimizi gene Panos Zafira‘da buluyoruz. Lezzet yoğun yemek sonrası doygunluğun ve kazıklanmamışlığın getirdiği mutlu bir ruh hali ile İstanbul’a doğru yola koyuluyoruz.

Kavala – Thassos deyince akla ne gelir diye sorarsanız, güzel yemekler, harika koylar ve pırıl pırıl deniz, güleryüzlü Yunan insanı. Bu bölge için iki gün yeterli, ancak gidince dönmek isteyeceğinizi sanmıyorum.

ZEYTİNYAĞLI PATLICAN YEMEĞİ


malzemeler
5-6 adet patlıcan
2 kuru soğan
3 adet büyük domates
3-4 adet yeşilbiber
tuz
1 kesme şeker
4-5 adet sarımsak
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1/2 çay bardağı zeytinyağı
YAPILIŞI
 patlıcanlar  Alacalı soyulup (istediğiniz gibi kesebilirsiniz ) tuzlu suda bekletilir.15 dakika sonra teflon tavaya sıvı yağ ilave edilir patlıcanlar tavaya konup kapağı kapalı  kısık ateşte yumuşayıncaya kadar pişirilir.
Diğer malzemeler yemeklik doğranıp ilave edilir ,baharatları ve zeytinyağıda ilave edilip yine kısık ateşte  kapağı kapalı  pişirilir.Pişip tencereden boşalttıktan sonra üzerine ince kıyılmış maydanoz serpilir.
not:daha önce çığırtma diye yapmıştım bu sefer daha değişik pişirdim bence daha güzel oldu 

Kitap Alışverişi #12 Çok Mutluyum =D


 Bu alışverişte az kitap almama rağmen aldığım kitapları çok merak ettiğim için beni çok mutlu eden bir alışveriş oldu. İyi seyirler :)


 Aldığım kitaplar:


Aylık Planda İnce Noktalar

günlük haftalık aylık program
Aylık plan yapmasını biliyorsundur. Soldaki gibi bir tablo oluşturuyorsun. Sadece sağ kısmı çizsen yeter, yatay çizgilere gerek yok.
Sonra her hafta ne yapacağını genel olarak yazıyorsun. "Türkçe'de ilk 5 konuyu bitir." gibi.

Bu yazıda bahsedeceğim asıl kısım YGS - LYS Dengesini ayarlamak ki bu en önemli yazılardan olacak.

Sınava giren 10 öğrenciden 9unun düştüğü hatadır YGS'ye kadar YGS çalışmak. Böyle yapılmasının birkaç nedeni var hemen söyleyeyim; YGS'ye daha önce gireceksin, YGS'nin konu sayısı daha fazla.
Kabataslak baktığımızda da, şuan ısınma aşamasındasın diye kabul ediyorum(değilse de ha gayret!).  Eylül'de çalışma kıvamını yakaladın desek YGS'ye 7 ay, LYS'ye 2,5 ay çalışmış oluyorsun bu mantıktan. Hem YGS'nin konu sayısı fazla olsa bile LYS'nin konuları daha uzun ve daha derin(Level 2 :)). O yüzden bu yapılan kesinlikle bir hatadır.

Peki nasıl yapayım? diyeceksin şimdi. Şöyle yap;


»Eylül - Ekim - Kasım - Aralık - Ocak aylarında YGS konularının tamamını ve LYS'nin en önemli konularını(Öyle seç ki LYS'nin %50si bu konular olsun) bitir. Sana tam 5 ay süre. Hedefine ulaşman için.
Önemli Edit: YGS Konularında fazla oyalanma. 5a ayın 1,5a'sı YGS 3,5a'sı LYS olsun. 
»Şubat - Mart aylarında da, ki bu tam 1,5 aylık bir süre, %90 YGS odaklı çalışacaksın. Yani arada bir tekrar testleri çözeceksin, ama onun dışında tam kapasite YGS yükleneceksin.
*Şöyle bir gerçek var araya sıkıştırayım; LYS çalışırken YGS de çalışmış olursun. YGS çalışırken de LYS'ye temel oluşturursun. O yüzden o 5 aylık sürede hem YGS hem LYS'de olan konuların önce YGS kısmını sonra LYS kısmını bitir. İkisini de bitirmelisin çünkü iki sınavın soru tipleri de farklı.
»Nisan-Mayıs-Haziran ayları ise tam bir şenlik. Geri kalan LYS konularını rahatça bitirip sürekli soru çözeceksin olay budur :)
*Sayısaldan girecekler için not düşeyim diğer alandakiler de kritik yapıp kendilerine uyarlasınlar: "LYS'ye konu çalışarak hazırlanır" sözü tamamen bir saçmalık! İlk sene buna güvenmiştim LYS'de bir adım ilerleyemedim. Çok da pişman olmuştum soru çözmeyip konu çalıştığıma. Aman ha!
Bugünlük bu kadar :)