22 Kasım 2012 Perşembe

YAYINLAMANIN DAYANILMAZ YANLILIĞI…


Okurlarım belki de biliyordur, “TED Talks” önemli isimlerin, önemli konularda düşüncelerini kısa bir süre içinde anlattığı bir organizasyondur (ted.com). Bu adreste özellikle bilim ve tıp konusundaki konuşmaların bazıları gerçekten çok çarpıcı olabiliyor.

Doktor Michael Goldacre’ın konuşması da bunlardan biri.

Michael Goldacre bilim adamı ve aynı zamanda popüler bilim yazarıdır. Guardian’da “kötü bilim (Bad Science)” isimli bir köşesi var.

TED için bu yıl yaptığı konuşma bilimin ve tıbbın önemli sorunlarının altını çiziyor.

Goldacre diyor ki;
 
"Mart 2012'de, bazı araştırmacılar Nature dergisinde bir makale yayınlayarak, kanser hastalığının potansiyel tedavi hedeflerine ilişkin 53 adet basit bilimsel çalışmayı tekrar etmeye çalıştıklarını aktardılar. Bu 53 çalışmadan sadece 6 tanesini başarılı bir şekilde tekrar edebildiler. Elli üç çalışmadan 47 tanesi ise tekrarlanamadı. " 
 
Goldacre’ın altını çizdiği nokta öyle kolayca yenilip yutulur bir şey değil.

Aslında söyledikleri bilimsel yöntemin kalbine sıkılmış bir kurşundur.

Demek istediği açıkça şu;

Çalışmalar her zaman tekrarlanabilir olmuyor.

Yani bir laboratuarda yaptığınız bir çalışma bir başka laboratuarda doğrulanamıyor.

Yani bilimsel çalışmaların doğruluğuna her zaman güvenmeyin. 

Kastettiği basbayağı bilimsel kaygıyla, iyi laboratuarlarda, sorumlu bilim insanlarınca yapılan çalışmalar.

Bilimsel sahtekârlıktan söz etmiyor yani.

Daha bitmedi.

Goldacre’ın söylediklerini özetlemeye devam edeyim.

“… Çalışma sonucunda araştırmacılar üniversite öğrencilerinin “önsezileri” olduğuna ait kanıtlar bulup, bulgularını hakemli bilimsel dergilerden birinde yayınladılar.

Daha sonra başka bilim adamları aynı yöntemi kullanarak aynı çalışmayı tekrarladılar ancak bulgular üniversite öğrencilerinin aslında “önsezi” sahibi olmadıklarını gösteriyordu.

İkinci grup bu makaleyi önceki makalenin basıldığı dergide yayımlamak istediler.

Derginin Editörü yayınlamamak konusunda netti;

Biz tekrar edilen çalışmaları, sonuç alınmayan çalışmaları yayınlamıyoruz”.

İşte Goldacre’ın bilimin kalbine sıktığı ikinci kurşun…

Goldacre aslında şunu anlatmak istiyor.

“Bilim adamları bazı çalışmalar yaparlar, çalışmalardan bir sonuç alırlarsa yayınlarlar, almazlarsa yayınlamazlar veya yayınlayamazlar”.

Daha anlaşılır biçimde anlatmaya çalışayım.

A ilacının X hastalığında etkili olduğuna dair bir çalışma yaptınız. Çalışma sonunda A ilacının X hastalığının tedavisinde etkili olduğunu gösterdiniz. Bu durumda bulgularınızı hakemli bir bilim dergisinde yayınlamak istersiniz.

Ya da tam tersi, A ilacını X hastalığında test eden bir başka çalışma yaptınız ancak sonuç ilacın etkisiz olduğunu gösterdi. Goldacre’a göre bu çalışmayı büyük olasılıkla makale haline getirmezsiniz, getirseniz de yayınlayacak bir dergi bulamazsınız.

Peki, pratik olarak ne oluyor?

Pratik olarak, uygulayıcılar yani hekimler literatürde X ilacının A hastalığında kullanıldığını okuyup, diğer yayınlanmayan etkisiz olduğu ile ilgili sonuçları bilmediklerinden X ilacını etkili sanıyor ve hastalarında kullanıyorlar.

Yenilir, yutulur bir saptama değil ve üzerinde kafa yormaya fazlasıyla değer.

Bu köşenin takipçileri bilime olan inancımı bilirler.

Amacım bilimi sorgulamak değil, ancak bilimsel yöntemle ilgili büyük tartışmaların sürdüğü de bir gerçek.

Bu konuda başka noktalarda var tartışılması gereken.

Önümüzdeki yazımda bu konuyu yazmaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder