I. Dünya Savaşı öncesi zor yaşam koşulları altında
Kırım halkı büyük acılar çeker. Eserin kahramanı Sadık Turan, babası hapse atıldığı zaman, daha çocuk yaştayken, ailesinin geçimini üstlenmek zorunda kalır.
Korkuç Yıllar Roman |
Sadık, artık bir Rus askeridir ve Ruslar için Almanlar'a karşı savaşacaktır. Birliğine katıldığında çeşitli sıkıntılar çeker. Onu ailesinden aldığı mektuplar biraz olsun rahatlatır. Fakat bir gün kardeşinin gönderdiği gazetelerin dilinin Rusçaya dönmüş olduğunu acıyla görür ve Rusların, Kırımlıların dillerine bile karşı olduğu gerçeği beyninde uyanır. Bir çarpışmada Süleyman şehit, Sadık ise Almanlara esir düşer. Sadık, bir esir kampına gönderilir. Artık taşlı, samanlı, kuru ekmeğe, yatacak temiz bir yere muhtaç durumdadır. Bir müddet sonra kampta hemşehrilerini bulur, onlarla tanışır. Bunların içinde Mustafa Ağa isminde ihtiyar ama bir o kadar çalışkan biri vardır. Mustafa Ağa, çalışkanlığıyla Almanların gözüne girer ve kamp dışındaki işlere gider. Böylelikle iyi ekmek ve su bulur. Bunu da hiç düşünmeden bir baba gibi hemşehrilerine dağıtır. Bazen kendine bile ayırmaz ekmekleri.
Bir gün başka bir kampa yola çıkarlar. Uzun ve zor bir yolculuktur bu. Geride kalanlar öldürülür. Esirlerin psikolojisi iyice bozulmuştur. Hemşehrilerden bir Mustafa Ağa, bir de Sadık, sağ salim kampa varır. Ancak sadık, çürük damgası yiyerek ölümü bekleyenlerin yanına atılır. Sadık bu durma dayanamaz ve ilk firsatta diğer barakaya kaçar Mustafa’yı arar; fakat bulamaz.
Cengiz Dağcı Korkunç Yıllar |
Birkaç gün sonra sihhiye bölüğündeki bir hemşehrisi onu, hem yardım etsin, hem de karnını doyurabilsin diye yanına alır. Hastenedeki ölüleri gömdükleri esnada Mustafa Ağa’nın ölmüş olduğunu görür. Sadık, bu işe devam edemez artık. Esir kampına geri döner. Orada aşçı İskender ile tanışmasıyla hayatının rotası tamamen değişir. O da artık bir aşçıdır ve aşçılık en saygı değer bir iştir o kampta. Alman subaylarından sonra kampta onların sözü geçmektedir. Bir süre sonra bir Alman subayının emir eri olur. Artık onun için çok rahat günler başlamıştır. Sadık, esir kampının pis, bitli barakaları yerine Almanarın müttefiki olan Romanyalıların yanında rahat içinde kalmaktadır artık.
Sadık, Almanların gözünde o kadar güven toplamıştır ki sonunda onu Alman casusluk okuluna gönderirler. Ama o bu durumu okuldaki ikinci günü ancak anlayabilmiştir. Bu durumu kabul etmez. Bu durum üzerine Almanlar; vatanı,milleti, bağınsızlığı için, Kırım için Alman üniformasıyla giyerek çalışıp çalışmayacağını sorarlar. İlk bakışta bu teklif son derece masumdur. Sonunda dayanamaz ve bu teklifi kabul eder; çünkü Sadık orada ve bu fikirde yalnız değildir. Türklerin hepsi kendi bağımsızlıklarını kazanmak için örgütlenmişlerdir. Kötü günler artık bitmiş ve bağımsızlık için yeni günler başlamıştır. Ancak bir süre sonra Almanların kendilerine karşı takındığı tavır Sadık'ın zihnini bulandırmaya başlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder