U planlı gar binası; deniz tarafından bakıldığında heybetli bir duruşu sergilerken iç tarafı ise trenlerin yanaşmasına imkan verecek şekilde tasarlanmıştır. Gar, her biri 21 metre uzunluğundaki 1100 ahşap kazık üzerine inşa edilir. Otto Ritter ve Helmuth Cuno Avrupa’da o sırada yaygın olan Barok mimarlığından ve Alman Rönesansı gibi üsluplardan etkilenilerek inşa edilmiştir. Binanın temelinde Hereke’den getirilen pembe granitler kullanılmış. Dış yüzünde ise Lefke-Osmaneli’den getirilen açık nefti renkli taşlar kullanılmıştır. Bu taşların özelliği orta sertlikte, kolay işlenebilmesi ve her türlü hava koşuluna dayanıklı olmasıydı. Binanın yapımı için İtalya’dan özel olarak taş ustaları getirilmiş, göz alıcı vitraylar ise O.Linneman tarafından özenle hazırlanmıştı. Odaların tavanları tek tek kalem işi nakışlarla süslenmiş, tavanların dört köşesine de o zamanlar demiryollarının amblemi olan kanatlı tekerlekler resmedilmişti.
5 katlı yapının her katında bir koridor etrafında sıralanmış ve daha sonra büro olarak kullanılan odalar inşa edilmiştir. Gar binası bugüne dek üç ağır hasar alır. Bunlardan ilki 6 Eylül 1917’de gerçekleşmiştir. Anadolu’ya gönderilmek üzere depolanan cephane, bir İngiliz ajan tarafından havaya uçurulur ancak çatısı dışında aslına uygun olarak restore edilir. Daha önce şimdiki halinden çok daha yüksek olan özellikle deniz tarafındaki sivri üçgen kesitli olan çatı yüksekliği azaltılarak, kırıklı olarak yeniden inşa edilir.
İkincisi kaza ise Haydarpaşa Limanı açıklarında meydana gelen tanker kazası sırasında gerçekleşir.15 Kasım 1979’da Haydarpaşa açıklarında Independanta adlı petrol tankeri infilak eder, o sırada Kadıköy ve çevresinde bu yangın ve patlamadan dolayı kırılmadık cam kalmaz. Bu büyük patlamanın ardından 15 gün boyunca yanan tankerdeki patlamaların etkisiyle garın renkli vitrayları paramparça olur.
Üçüncü kaza ise yakın zamanda 28 Kasım 2010 yılında çatısının yanması ile meydana gelmiştir. Bu yangında çatı çökmüş ve 4. kat kullanılamaz hale gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder