Biliyorum şu yazıyı okuyana kadar bir başlıkta, 3 tane de resimde olmak üzere 3 kere 'üç ay' okudun, amacım seni kaygılandırmak kesinlikle değil, böyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun :) Amacım başarı elde edeceğimiz o sınava ne kadar kaldı aklına yerleştirmek.
Bu yazıda, Moral motivasyon kısmını anlatacağım. Biraz uzunca yazı olacağı için 2ye böldüm yazıyı; devamı hafta sonu gelecek.
Planladığım sırasıyla önce "Moral ve Motivasyon" kısmına bakalım. Moral ve motivasyon kazanmak için nelere yapabileceğini buradaki yazımda anlatmıştım, bu sefer ise arkadaşlarındaki değişim ve sana etkisi üzerine konuşacağım.
Moral ve Motivasyon
Bugünlerde ve ilerleyen günlerde olacak değişim şudur, hocalarınız sınav üzerine daha fazla konuşma yapmaya başlar. Arkadaşların sınav eksiklerinden daha çok bahseder. Kaygılı arkadaşlarını geçtim, diğerlerinden bile kaygılı olanlar çıkıverir. İşte, tüm samimiyetimle söylüyorum sınav son aylarda kazanılır. Çünkü, hedefindeki neti yapacağın gün geldikçe çevrende kaygılananlar olacak, kaygı yarı-bulaşıcı bir şey olduğu için de seni etkilemesi muhtemel, işte bugün bu durumu anlatıyorum ki buna karşı hazırlıklı olasın :)
Her gün gördüğün, en az senin kadar iyi olan, denemelerde netlerinizin birbirini kovaladığı o sınıf arkadaşının düştüğünü göreceksin 'ben deneme çözmeyi bıraktım' hatta 'ben seneye bıraktım' cümlesini de duyabilirsin. Hiç şaşırma. Dersini dinlediğin rehberlik hocan, 'Gençler. Netleriniz neden az? Neden daha çok çalışmıyorsunuz, sınavı umursamıyor musunuz?' seslenişlerini yapacak sınıfa. İşte dediğim an tam bu an, kendine olan inancının etkisinden bahsediyordum ya, işte bu günlerde sadece ona sarılacaksın.
Aile desteği de önemli, biliyorsun ve biliyorum. Ama bazen aileleriniz sizi kaygıya itiveriyor; isteyerek veya istemeden. Onların güveni olduğunda çok iyi, ama olmadığında da kendin için sınava girip kazanacaksın. Tam tersi durumda, sizi yanlış gidişatınızdan da kurtarabiliyorlar. Ben ikinci senemde tekrar YGS'ye girmeden bir hafta önce akrabam bize gelmişti, genelde odada olduğumdan arada bir mutfağa giderdim. O gün de açmış 5 saat bilgisayar oynamıştım, tüm suçluluk duygusu üstümdeyken odadan çıktım; bir baktım içeride konuşuyorlar, dinlemeye başladım onlara hissettirmeden. Akrabam benim ders durumumu sordu ve şu cevabı aldı ailemden, "Tekrar hazırlanıyor, pek çalışmıyor son günlerde ama kendisine güveniyor, bakalım.." Bunu duyduktan sonra gittim banyoya yıllar sonra tekrar ağladım, geçtim ayna karşısına ve yemin ettim, "Sen önemsemiyorsun, bu sınavı kendin için değil onlar için kazanaksın." Bu inançla girdikten sonra 49 binden 3 bine çektim. İlk sene bende eksik olan inanç buydu, kendine güvenmek ve yaptığının farkında olmak; yani "Üniversiteyi istemek ile Üniversiteyi haketmenin farkı"nı öğrenmek 365 günüme mâl oldu.
Bunları anlatma sebebim canını sıkmak değil sadece sınavın en çetin koşullarını son aylarda yaşayacağın gerçeğini fark etmeni sağlamak. Bazılarınız hala tam farkında olmayabilir onların farkındalığını arttırmak, bunun farkında olanları da olası tehlikelere karşı uyarmak amacım.
Sonuç olarak, YGS de LYS de son aylarda kazanılır. Bu ayların değerinin, kıymetinin farkında ol ki önündeki uzun yaşamında hangi okulda okumuş olacağını sınav yerine sen belirle.
YGS'ye 3 ay kala LYS
Ben dahil birçok öğrencinin sınav sonrası aklından şöyle bir cümle geçmiştir "Keşke YGS'ye kadar YGS değil, biraz da LYS çalışsaydım."
Bugüne kadar LYS çalışmamış olabilirsin, ama bu normal bir durum, değil mi? Çünkü, bu sene başladığını hesap edersek, Eylül-Ekim-Kasım-Aralık ayları temel olan YGS konularıyla geçti. Konu sayısının çokluğunu da göz önünde bulundurursak yaptığın doğruydu. Ama bugünden, tam bugünden itibaren Şubat 23'e kadar LYS'deki derslerinin en kritik konularını seçip onları çalışmalısın. Tavsiyem, YGS'de zaten olan konular değil, çok soru çıkan ve/veya hiç çalışmadığın konulara çalış, inan bu ekstra çalışma YGS'den sonra sana çok olumlu yansıyacak, ben ikinci sene bunu yaşadım biliyorum, o yüzden sana bunun garantisini verebilirim :)
%50 YGS %50 LYS şeklinde gitmelisin ve toplamda %70 konu ile %30 soru dağılımını yakalamalısın. Soruları ne zaman, ne kadar çözeyim dersen; Konu anlatımlı kitabının sorularını çöz, netlerin iyiyse testlerde, yeterlidir. 1 hafta içinde o konudan sadece 1 test çöz, ama bunu mutlaka yap. Bak, tekrar yap tekrar konu çalış diye cümle kurmak şu bloga yazmak istediğim en son cümle. Çünkü çalışmayı ne kadar sevsem de en sevmediğim şey, TEKRAR. O yüzden sana tekrar yap derken, o konuyu baştan sona tekrar bitir, sonra onunla ilgili 90 soru çöz falan felan demeyeceğim :) Çünkü, en az bunun kadar etkili olan bir tekrar sistemi benimsedim ve gayet de başarılı oldu. Bir sonraki paragrafta bahsedeceğim. Burada ise soru çözümü hakkında bir not daha söyleyeceğim. İlk iki testi konu anlatımına bakarak çözdün, üçüncü testi bakmadan çözdün fakat netlerini beğenmedin. 3 durum var; Netler beklediğinden çok düşükse daha çok 'çözümlü örnek' bak, netler beklediğinden biraz düşükse başka bir kitaptan istediğin neti yakalayıncaya kadar 2-3 test çöz, netler beklediğin gibiyse o konu için çalışman tamamdır, sadece tekrar testi çözmen yeter.
Konu Tekrarı Nasıl Yapılır?
Konu tekrarı, belirttiğim gibi, o konuyu baştan bitirip veya başka kaynaktan tekrar bitirip üstüne soru çözülerek olmaz. Çünkü bu yöntem; Sıkıcıdır, Etkili değildir ve Zaman Kaybıdır. Belki daha önce beni bir şeye bu kadar karşı çıkarken bulmadın çünkü tekrar, çalışmada en sevmediğim kısım. Peki, ben nasıl yaptım?
Konu çalışırken o sayfada önemli/unutulabilecek detay varsa onu sayfanın üstündeki boş kısma yazdım, bir formül olabilir bu mesela. Sonra test çözdüm, testlerde en çok baktığım yer ise konu üstündeki notlardı. Tekrar yaparken ise direkt teste daldım, ha, hatırlayamadığım bir şey olduğunda sadece o notlarıma bakmak yetti. Bunu çoğu derste böyle yaptım. İstisna olarak, biyoloji ve tarih gibi biraz daha sözel derslerde ise kritik cümlenin defalarca altını çizdim, cümle başına yıldızlar attım maksat sayfadaki önemli noktalara gözümün çarpmasını sağlamaktı. Ek olarak, konu ağır geldiğinde ve aldığım/alacağım notlar çok fazla ise ayrıca bir kağıda özenle yazar o kağıda bakarak çözerdim ilk testleri.
Böyle bir tekrar yaparsan, hem dersten sıkılmazsın, hem de çok pratik bir hatırlatma yapmış olursun. Şu formülü kurabiliriz; TEKRAR = Konuya 5 Dakika Göz Atma + Bir kaynaktaki soruları bitirme
İşte, kalan kısıtlı zamanda kullanabileceğin en etkili tekrar yöntemi. Bunu, bitirdiğin her konu için yap. Ve arada bir aklına gelsin, hmm "Hücre Bölünmeleri" ben bu konuda Mitozun Mayozdan farkını hatırlıyor muyum, bir düşüneyim, pek değil, o zaman bu konudan soru çözeyim. Biyoloji çalışırken bunu fark edebilirsin, anında birkaç test çöz, en güzel tekrar işte.
Bu yazıda, Moral motivasyon kısmını anlatacağım. Biraz uzunca yazı olacağı için 2ye böldüm yazıyı; devamı hafta sonu gelecek.
Planladığım sırasıyla önce "Moral ve Motivasyon" kısmına bakalım. Moral ve motivasyon kazanmak için nelere yapabileceğini buradaki yazımda anlatmıştım, bu sefer ise arkadaşlarındaki değişim ve sana etkisi üzerine konuşacağım.
Moral ve Motivasyon
Bugünlerde ve ilerleyen günlerde olacak değişim şudur, hocalarınız sınav üzerine daha fazla konuşma yapmaya başlar. Arkadaşların sınav eksiklerinden daha çok bahseder. Kaygılı arkadaşlarını geçtim, diğerlerinden bile kaygılı olanlar çıkıverir. İşte, tüm samimiyetimle söylüyorum sınav son aylarda kazanılır. Çünkü, hedefindeki neti yapacağın gün geldikçe çevrende kaygılananlar olacak, kaygı yarı-bulaşıcı bir şey olduğu için de seni etkilemesi muhtemel, işte bugün bu durumu anlatıyorum ki buna karşı hazırlıklı olasın :)
Her gün gördüğün, en az senin kadar iyi olan, denemelerde netlerinizin birbirini kovaladığı o sınıf arkadaşının düştüğünü göreceksin 'ben deneme çözmeyi bıraktım' hatta 'ben seneye bıraktım' cümlesini de duyabilirsin. Hiç şaşırma. Dersini dinlediğin rehberlik hocan, 'Gençler. Netleriniz neden az? Neden daha çok çalışmıyorsunuz, sınavı umursamıyor musunuz?' seslenişlerini yapacak sınıfa. İşte dediğim an tam bu an, kendine olan inancının etkisinden bahsediyordum ya, işte bu günlerde sadece ona sarılacaksın.
Aile desteği de önemli, biliyorsun ve biliyorum. Ama bazen aileleriniz sizi kaygıya itiveriyor; isteyerek veya istemeden. Onların güveni olduğunda çok iyi, ama olmadığında da kendin için sınava girip kazanacaksın. Tam tersi durumda, sizi yanlış gidişatınızdan da kurtarabiliyorlar. Ben ikinci senemde tekrar YGS'ye girmeden bir hafta önce akrabam bize gelmişti, genelde odada olduğumdan arada bir mutfağa giderdim. O gün de açmış 5 saat bilgisayar oynamıştım, tüm suçluluk duygusu üstümdeyken odadan çıktım; bir baktım içeride konuşuyorlar, dinlemeye başladım onlara hissettirmeden. Akrabam benim ders durumumu sordu ve şu cevabı aldı ailemden, "Tekrar hazırlanıyor, pek çalışmıyor son günlerde ama kendisine güveniyor, bakalım.." Bunu duyduktan sonra gittim banyoya yıllar sonra tekrar ağladım, geçtim ayna karşısına ve yemin ettim, "Sen önemsemiyorsun, bu sınavı kendin için değil onlar için kazanaksın." Bu inançla girdikten sonra 49 binden 3 bine çektim. İlk sene bende eksik olan inanç buydu, kendine güvenmek ve yaptığının farkında olmak; yani "Üniversiteyi istemek ile Üniversiteyi haketmenin farkı"nı öğrenmek 365 günüme mâl oldu.
Bunları anlatma sebebim canını sıkmak değil sadece sınavın en çetin koşullarını son aylarda yaşayacağın gerçeğini fark etmeni sağlamak. Bazılarınız hala tam farkında olmayabilir onların farkındalığını arttırmak, bunun farkında olanları da olası tehlikelere karşı uyarmak amacım.
Sonuç olarak, YGS de LYS de son aylarda kazanılır. Bu ayların değerinin, kıymetinin farkında ol ki önündeki uzun yaşamında hangi okulda okumuş olacağını sınav yerine sen belirle.
YGS'ye 3 ay kala LYS
Ben dahil birçok öğrencinin sınav sonrası aklından şöyle bir cümle geçmiştir "Keşke YGS'ye kadar YGS değil, biraz da LYS çalışsaydım."
Bugüne kadar LYS çalışmamış olabilirsin, ama bu normal bir durum, değil mi? Çünkü, bu sene başladığını hesap edersek, Eylül-Ekim-Kasım-Aralık ayları temel olan YGS konularıyla geçti. Konu sayısının çokluğunu da göz önünde bulundurursak yaptığın doğruydu. Ama bugünden, tam bugünden itibaren Şubat 23'e kadar LYS'deki derslerinin en kritik konularını seçip onları çalışmalısın. Tavsiyem, YGS'de zaten olan konular değil, çok soru çıkan ve/veya hiç çalışmadığın konulara çalış, inan bu ekstra çalışma YGS'den sonra sana çok olumlu yansıyacak, ben ikinci sene bunu yaşadım biliyorum, o yüzden sana bunun garantisini verebilirim :)
%50 YGS %50 LYS şeklinde gitmelisin ve toplamda %70 konu ile %30 soru dağılımını yakalamalısın. Soruları ne zaman, ne kadar çözeyim dersen; Konu anlatımlı kitabının sorularını çöz, netlerin iyiyse testlerde, yeterlidir. 1 hafta içinde o konudan sadece 1 test çöz, ama bunu mutlaka yap. Bak, tekrar yap tekrar konu çalış diye cümle kurmak şu bloga yazmak istediğim en son cümle. Çünkü çalışmayı ne kadar sevsem de en sevmediğim şey, TEKRAR. O yüzden sana tekrar yap derken, o konuyu baştan sona tekrar bitir, sonra onunla ilgili 90 soru çöz falan felan demeyeceğim :) Çünkü, en az bunun kadar etkili olan bir tekrar sistemi benimsedim ve gayet de başarılı oldu. Bir sonraki paragrafta bahsedeceğim. Burada ise soru çözümü hakkında bir not daha söyleyeceğim. İlk iki testi konu anlatımına bakarak çözdün, üçüncü testi bakmadan çözdün fakat netlerini beğenmedin. 3 durum var; Netler beklediğinden çok düşükse daha çok 'çözümlü örnek' bak, netler beklediğinden biraz düşükse başka bir kitaptan istediğin neti yakalayıncaya kadar 2-3 test çöz, netler beklediğin gibiyse o konu için çalışman tamamdır, sadece tekrar testi çözmen yeter.
Konu Tekrarı Nasıl Yapılır?
Konu tekrarı, belirttiğim gibi, o konuyu baştan bitirip veya başka kaynaktan tekrar bitirip üstüne soru çözülerek olmaz. Çünkü bu yöntem; Sıkıcıdır, Etkili değildir ve Zaman Kaybıdır. Belki daha önce beni bir şeye bu kadar karşı çıkarken bulmadın çünkü tekrar, çalışmada en sevmediğim kısım. Peki, ben nasıl yaptım?
Konu çalışırken o sayfada önemli/unutulabilecek detay varsa onu sayfanın üstündeki boş kısma yazdım, bir formül olabilir bu mesela. Sonra test çözdüm, testlerde en çok baktığım yer ise konu üstündeki notlardı. Tekrar yaparken ise direkt teste daldım, ha, hatırlayamadığım bir şey olduğunda sadece o notlarıma bakmak yetti. Bunu çoğu derste böyle yaptım. İstisna olarak, biyoloji ve tarih gibi biraz daha sözel derslerde ise kritik cümlenin defalarca altını çizdim, cümle başına yıldızlar attım maksat sayfadaki önemli noktalara gözümün çarpmasını sağlamaktı. Ek olarak, konu ağır geldiğinde ve aldığım/alacağım notlar çok fazla ise ayrıca bir kağıda özenle yazar o kağıda bakarak çözerdim ilk testleri.
Böyle bir tekrar yaparsan, hem dersten sıkılmazsın, hem de çok pratik bir hatırlatma yapmış olursun. Şu formülü kurabiliriz; TEKRAR = Konuya 5 Dakika Göz Atma + Bir kaynaktaki soruları bitirme
İşte, kalan kısıtlı zamanda kullanabileceğin en etkili tekrar yöntemi. Bunu, bitirdiğin her konu için yap. Ve arada bir aklına gelsin, hmm "Hücre Bölünmeleri" ben bu konuda Mitozun Mayozdan farkını hatırlıyor muyum, bir düşüneyim, pek değil, o zaman bu konudan soru çözeyim. Biyoloji çalışırken bunu fark edebilirsin, anında birkaç test çöz, en güzel tekrar işte.
Sorularını yorum olarak atabilirsin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder