4 Haziran 2015 Perşembe

Batum Gezisi 3. Bölüm

Batum'da nereler gezilir, neler yapılır?
Daha önceki yazılarda da bahsettiğim gibi benim gibi müze gezmekten hoşlananlar Batum'da istediklerini pek bulamayacaklar. Ben iki müze gezdim ama pek memnun kaldığımı söyleyemem. İlk gezdiğim müze tarih ve arkeoloji müzesiydi ama bulmak gerçekten de çok zor oldu.

İlk müze

İlk başta elde harita baya bir dolaştık sokakları, herkese sorduk ama ingilizce bilmeme problemlerinden dolayı pek başarılı olamadık bulmakta. En sonunda bir bakkala sorup, duruma göre vazgeçmeye karar verdik ama sormaz olaydık. Bakkalın önünde oturanlardan biri istemediğimiz halde ben sizi götürürüm diye tutturdu. İstemedik çünkü adam öğlen vakti zil zurna sarhoştu ve biz bir türlü ikna edemedik onu. İşin kötüsü ne o bizi anlıyordu ne de biz onu ama adam durmadan konuşuyordu ve ısrarla da cevap bekliyordu. Ne hikmetse o kafayla bizi müzeye götürdü. Biz de teşekkür ettik ama adamın peşimizi bırakmaya niyeti yoktu. Mecburen ona da bilet aldık ve ve yine anlamadığımız halde bize müzede kendince rehberlik etti (Bu arada müze görevlileri de adamı uzaklaştırmaya çalıştı bizden ama o ustalıkla hepsini ekarte etti).

Balina

Yarım yamalak müzeyi gezdikten sonra e hadi artık sen git türünden birşey dedik adam inat edince eline biraz para verip, hadi sen birşeyler iç sağol vs. dedikten sonra bizi bıraktı ama onda da baya pazarlık etti para için. Bu müzede pek görecek bişey yoktu açıkçası tek enteresan olan şey arka bahçede bulunan yaklaşık 20 mt'lik bir balina iskeletiydi.


İkinci gezdiğim müze ise resim - heykel müzesiydi ve ilkine göre daha iyiydi. Tablolar biraz bakımsız dursa da gürcü sanatçıların eserlerini tanımak hoş oldu. Bina da daha önceki müzeye nazaran çok daha bakımlıydı.

Batum Bulvarı




Batum'da bence akşamları yapılacak en keyifli şeylerden biri Batum sahilde bulunan parklarda vakit geçirmek oldu. Her yer cıvıl cıvıl. Kurulan havuzlarda akşam dokuzdan sonra ses ve ışık gösterileri düzenleniyor ve gerçekten de çok güzel. Havuzdaki fıskiyeler müziğe göre su fışkırtıyor ve güzel ışıklandırmanın da etkisiyle çok güzel görünüyor (yeni Batum bölgesinde bu gösteriler çok daha büyük havuzlarla sergileniyor. Old town tarafı daha mütevazi). Ayrıca yine bu parklarda birçok gösteri sanatçısı da oluyor geceleri. Kuklacılar, dansçılar, ressamlar, şarkıcılar ne ararsanız var. Fakat bizim en ilgimizi çeken her gece aynı yerde canlı müzik eşliğinde kafkas dansları yapan 20'li yaşlardaki gençler oldu. Neredeyse her gece onları izlemeye gittik. İzleyen halkın da katılımıyla çok keyifli danslar yapıldı.
Sahil tarafında kurulan panayırlarda da çok keyifli saatler geçirdik.

Piazza Batumi

İşte o saat, figür ve çanlar

Piazza Batumi de sık sık gittiğimiz yerlerden oldu. Eski Batum tarafında bulunan bu meydanın en büyük özelliği çeşit çeşit cafe-restoranı içermesinin yanı sıra devamlı canlı müzik olması. Hem de son derece ustaca çalınan, rahatsızlık vermeyen bir müzik. Bunun dışında meydanda bulunan saat kulesi de enteresan. Her saat başı çaldığında içinden figürler çıkıyor ve küçükten büyüğe sıralanmış çanlar melodi çalıyor. Son derece hareketli olan bu meydanı da öneririm (hatta son gece defile bile vardı).

Batum'da deniz, plaj vs...


Batum tam anlamıyla bir sahil şehri boydan boya bütün sahilden denize girilebiliyor. Pier Batumi tarafı neredeyse tamamen halk plajı ve ücretsiz. Su inanılmaz temiz ama birden derinleşiyor. Sahil çoğunlukla taşlık. Biz Hem otelin havuzuna girdik hem de plajlara gittik. İlk gittiğimiz plaj kaldığımız otel olan Radisson'un plajıydı (iveria beach) ve giriş kişi başı 15 lari kadardı (15 x 1,6) bu fiyata havlu şemsiye ve şezlong dahildi. İkinci plaj ise Alfabe kulesi'nin yanında olan yine paralı girilen Mandarin Beach'di ve aynı fiyat ve hizmetler geçerliydi. İki plajda da içki vs. kapıda verilen paraya dahil değil ama pahalı da değil.


Bu arada gürcüler alfabeleriyle övünç duyuyorlar ve üzerinde her harfin yer aldığı bir de kule dikmişler sahile. Sahil kısmında kuleyi gördükten sonra bir benzeri Londra'da da olan büyük dönme dolap'a binip (55 m. yüksekliğinde) bütün Batum'u yukarıdan izleyebilirsiniz.

Batum Botanik bahçesi




Ne olur ne olmaz bakışıyla ben...

Batum botanik bahçesi şehrin oldukça dışında. Bu yüzden şoförümüz Edo'yla gittik oraya. Devasa bir alan ve gez gez bitmiyor açıkçası. Yorulanlar yada yaşlılar için elektrikli mini tren gezdiriyor içeride. Tamam çok güzel, yemyeşil ama ben biraz sıkıldım açıkçası burada. Zaten Batum'un her yeri park, her yeri yemyeşil. Tek enteresan olan şey kolumuzda poz veren Şahin (ama o da biraz ürkütücüydü) Hem çok ağırdı hemde pençeleri inanılmaz sıktı kolumu. (ona da 5 lari verdik galiba fotoğraf için) ve devasa kökleri olan ağaçlardı. Giriş yanlış hatırlamıyorsam yabancılara 14, gürcü vatandaşlarına 8 lariydi.

Heykeller
Ali ve Nino

Poseidon


Batum'da her yer heykel dolu bunların en bilinenleri. Medusa heykeli, Poseidon heykeli ve elbetteki Ali ve Nino. Ali ve Nino klasik kavuşamayan aşıkların hikayesi. Buradaki heykel ise gitgide birbirine yaklaşıyor ve yanlış hatırlamıyorsam on dakikada bir iç içe geçiyor. Güzel olan şeyse insanların bu iç içe geçme sırasında alkışlaması onları. İnsanın yüzünü gülümsetip, kalbini aydınlatıyor...
Astronomik saat kulesini, Büyük katedrali de mutlaka görün. Özellikle katedral'in büyüleyici bir havası var...
Katedral

Bunun dışında Batum yunuslarıyla övünen bir şehir. Şehrin ambleminde bile yunuslar var. Yunus gösterileri de şehrin önemli simgelerinden izlemek isteyenlere. Casinolar ise yine vakit geçirilecek yerlerden. Canlı masaları bilmem ama kollu makinelerde bet'ler çok yüksek değil ama Aklınıza Kıbrıs'ın lüks casinoları gelmesin burada. Biraz da temkinli olmakta yarar var ortamdan dolayı. Maalesef biraz kötü işler dönüyor buralarda (kızlarla ilgili anlarsınız). Hatta bir akşam benim yanımda oturan ve devamlı muhabbet etmeye çalışan bir kadının patronları olduğunu anladık son anda ve çok huzursuz oldum açıkçası.

Özetlersek...
Teneke Ev

Ben Batum'u çok sevdim. Hatta o kadar sevdim ki bu yaz tekrar gitmek istiyorum. Onca fakirliğe rağmen çalışkan, güleryüzlü insanlarını, cıvıl cıvıl sokaklarını, ufacık şeylerden mutlu olduklarını görünce kendimi sorguladım bir bakıma (Gürcüler maalesef fakir bir halk. Yeni yeni bir şeyler yapılıyor ülkede gelişme adına. Gürcistan'da sigorta, emeklilik gibi şeyler olmadığı için herkes yaşamak için çalışmak zorunda. O yüzden de özellikle Türkiye'de çocuk, hasta bakımı için çalışıyorlar. Maaşlar çok düşük. Edo'nun anlattığına göre hükümet çalışanları harici en yüksek maaş kalp ve beyin üzerine çalışan doktorların. O da türk parasına göre en fazla 5000-6000 civarı. Üniversiteler ve sağlık hizmetleri paralı, ilaçlar çok pahalı. Polis olmak için bile paralı okula gitmek zorundasınız ve okulun yıllık ücreti alacağınız maaştan fazla. Bir tarafta son derece lüks yeni binalar, bir tarafta da teneke kaplı evlerle tam bir curcuna burası). Velhasıl kelam gidin, görün Batum'u. Benim kadar sevmeseniz bile pırıl pırıl bir denize girip, o güzel şaraplarının, peynirlerinin tadına bakın...

Bizi gezdiren Gürcü şoförlerimizin iletişim numaraları
Koba (bizi trabzon havaalanından alıp Batum'a götürdü. Az türkçe biliyor)
+995555 21-81-82
Edo (Batum'dan Trabzona götürdü ve Batum içinde ve çevresinde gezmek istediğimiz uzak yerlere götürdü. Çok iyi türkçe biliyor, birkaç sene türkiye'de çalışmış ve çok sevimli, düzgün bir adam)
(+99593-12-66-01)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder