Londra korumasındaki sermaye, CHP'ye "Erdoğan'ı dışarıdan çevrele!" emri verdi! Van'a, Hakkari'ye, Urfa'ya gitmeyen CHP, Çin'e gitti, Sisi'ye gitti!
CHP'nin arkasında yerli görünümlü SERMAYE ne yaptıysa Türkiye'nin Kürtlerle buluşmasına engel olamadı!
İngiliz anahtarı
İkiz Kuleler'e saldırıdan sonra Amerika'ya bir düşman lazımdı! O da Ladin'di! İkiz Kuleler'e yani Musevi sermayesini temsil eden binalara kimin neden ve nasıl bir planla saldırdığını, muhtemelen 25 yıl sonra öğreniriz! Şimdi tek yapabileceğimiz akıl yürütmek!
Saldırıdan sonra Amerika hem Afganistan'a hem de Irak'a girdi.
ABD başkanlarının neredeyse tümünün DOKTRİNİ vardı! Truman, Eisenhower, Nixon, Carter'ın hareket tarzı aynıydı!
2023'te dünya petrollerinin yüzde 67'sini üretecek olan Suudi Arabistan, Katar ve Körfez'i elde tutmaktı!
Neredeyse bütün BAŞKANLAR aynı metotla yol alırken BUSH doğrudan müdahaleyi seçti! Zaten elde bir KATİL vardı! Ladin'in peşinden gidip Afganistan'ı, yani doğalgaz ve petrol virajını ele geçirdi!
Ama Nevada çöllerinde aracını sağa çekip ihtiyacını karşılayan sade bir vatandaşı bile izleyebilirken, Ladin'i bir türlü ele geçiremiyordu!
Üstelik aranan LADİN her ay bir SINGLE çıkarıp dünyaya sesleniyordu! Yapımda ve yayında emeği geçenler, ne hikmetse bir türlü bulunamıyordu!
Taşlar yerine oturuncaya kadar film böyle devam etti!
Daha önce BÖBREK YETMEZLİĞİNDEN öldüğünü açıkladığımız Ladin'e, birkaç yıl sonra operasyon yaptı! Bir daha öldürdü! Tabii herkese bir hikaye gerekliydi! Amerika bunun için zemini hazırladı! Afganistan'ı geçen Amerikan askerleri Pakistan'da büyük teröristin kaldığı yeri gece bastı!
Filmlere taş çıkartacak kadar heyecanlı baskında Ladin ölü ele geçirildi! Bir Amerikan helikopterinin düştüğü söylenen operasyonda sonuca ulaşılmıştı! ceseti denize atılan Ladine gerek yoktu artık
Daha sonra filmleri çekilse de gerçekte Ladin'in öldüğünü gören yoktu! ALGI her şeydi! Görmek gerekmiyordu! Ölmüştü işte!
El Kaide'nin ve Ladin'in ölmesi şarttı!
Çünkü taşlar yerine oturmuş artık!
Amerika'nın hem Afganistan'dan hem de Irak'tan çekilmesi gerekiyordu! Bütün bunlar Ortadoğu'da yeni bir sayfanın açılacağına işaretti!
Ama Türkiye'nin içinde İngiltere adına ülkeyi kontrol eden aileler ve onların yönettiği partiler vardı! Türkiye kendi aklıyla kendi vicdanıyla baş başa kalıp doğru karar vermeliydi!
100 yıllık şans kapımızı çalmıştı! Ama içeride muazzam bir FREN vardı! Hem sermaye, hem Avrupa grubu bu PASTADAN pay alma isteğine karşıydı!
Erdoğan ise buna yürekten inanıyordu!
Ankara yıllar sonra ilk kez küresel oyunları doğru okuyor ve yapması gerekenleri yapıyordu!
Yapması gereken İngilizler'in koyduğu kurallarla kaskatı hale gelen rejimi esnetmekti! Bölge ile kucaklaşmak başka türlü mümkün değildi!
Erdoğan bunu temsil ediyordu!
Prangalara vurulmuş bir ülkenin ayağa kalkışının simgesiydi! Bu nedenle ne dünya medyası ne de muhalefetten Allah'ın bir kulu AK Parti'yi eleştirmiyor sadece ve sadece Erdoğan'a saldırıyordu!
Siyaset tarihinde okutulacak bir olaydı bu! Sadece bir LİDERE saldırı yapılırken neden PARTİSİ hiç eleştirilmiyordu!
Aslında AK Parti'nin içindeki bir kol ile CHP ve MHP aynı yerdeydi! Farkları yoktu!
Ama biz bunu bilmiyorduk! İngiliz oyunu, her sahnede sürüyordu anlayacağınız!
Büyük planı çözen Ankara, Erdoğan'ın aldığı RİSKLE içerideki kavgayı bitirmeye karar verdi!
Silahlar sustu! Bölgede ne kadar KÜRT varsa yönünü Ankara'ya çevirdi! Bu Türkiye'yi büyütecek çok önemli bir hamleydi!
İngilizler'in yaptığını bu kez Türkiye yapıyor "Silahla değil AKILLA" gidiyordu!
Londra, CHP'ye operasyon çekip Baykal'ı götürdü. Yerine Kemal Bey'i getirdi! Erdoğan ve Baykal'ın ideolojileri farklı da olsa siyasetleri aynıydı!
Yani ülkenin gideceği yer konusunda hem fikirdiler! Ama Deniz Bey, resmi ideolojinin savunucusuydu!
Türkiye yol aldıkça CHP'ye verilen roller iyice su yüzeyine çıktı!
CHP'nin son aylarda nereye gittiğine bir bakın! ÇİN, IRAK, SURİYE, MISIR, BELÇİKA, Washington ve New York! Musevi BARONLARIN sözünün geçtiği her yere gittiler!
Londra korumasındaki sermaye, CHP'ye "Erdoğan'ı dışarıdan çevrele!" emri verdi! Van'a, Hakkari'ye, Urfa'ya gitmeyen CHP, Çin'e gitti, Sisi'ye gitti!
CHP'nin arkasında yerli görünümlü SERMAYE ne yaptıysa Türkiye'nin Kürtlerle buluşmasına engel olamadı!
Kürtlerle buluşma sadece silahların susması anlamına gelmiyordu! Yıllarca İngiltere adına ülkeyi kontrol eden AİLELERİN sadece ticaretle ilgilenmesi ve gizli ilişkilerinden vazgeçmesi anlamını taşıyordu!
Görülmeyen, duyulmayan ve YANDAŞ medya tarafından asla yazılamayacak olan buydu! Devletin sesini yükseltmesi ilk kez görülen bir şeydi! Bu "Türkiye Türklerindir!" yalanını ortaya atanların tasfiyesi demekti! Sıkıntıları buydu! Yoksa yine para kazanmaya devam edecekler! Hiçbiri batacak değil!
Sadece Türkiye'nin artık Kraliçe'nin kontrolünde olmadığını bilmeleri gerekiyor!
Bunu anlamaları ve kabul etmeleri isteniyor!
Etmezlerse!
Mücadele giderek kızışır! Aynı renk sermaye, muhalefeti alarak da gelse, AK Parti'den bir kolu sökerek de gelse fark etmez! Dayak yedikleriyle kalırlar!
Yeni rollerini kabullenmeleri, Türkiye'yi çok daha çabuk büyütür ve 100 yıl önce bıraktığımız Ortadoğu'ya görkemli bir şekilde dönmemizi hızlandırır!
Zaten öyle ya da böyle döneceğiz!
Bundan kaçış yok!
Türkler'in geldiğini duymayan, bilmeyen yok! Sadece bizim içerideki YABANCILAR görmezden geliyor!
Göreceksiniz yakında KÜRTLER hep bir ağızdan "Türkiye!" diyecek!
Bu da İngiliz yapımı 100 yıllık filmin bitişi demek!
Citygroup'ların, Deutsche Bank'ların, Merrill Linch'lerin, Goldman Sachs'ların, Bank of America'ların, Morgan Stanley'lerin, Lehman Brothers'lerin, yani kısacası dünyanın kontrolünü elinde tutan Musevi 40 ailenin Türkiye'deki haklarından vazgeçmesi demek!
İşte tam da bu nedenle AK Parti değil de Erdoğan hedefte!
Çarkı bozduğu için!
Sokaktaki insan, Ankara'daki "gizli bir elin" kesildiğini de bilmeyecek!
Nasıl bir mücadele yaşandığını belki 2023'e kadar öğrenemeyecek! Ama Türkiye tarih yazmaya devam edecek!
Ankara eminim 100 yıllık yalnızlığını bitirirken herkesi yeni filmin galasına davet edecek!
Ya sopayla ya tatlı dille!
Ergün Diler .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder