Doktor Ignaz Philipp Semmelweis, yaklaşık 150 yıl önce Viyana’da çalıştığı hastanede ebelerin yaptırdığı doğumlarda anne ölüm oranlarının doktor veya tıp öğrencileri tarafından yapılan doğumlara göre çok daha düşük olduğunu fark etti. Semmelweis, yüksek anne ölüm oranını, doktorların otopsi sonrası ellerini yıkamadan doğumlara girmesine bağladı. Bu saptamayı takiben kendi kliniğinde uyguladığı sıkı bir el yıkama kampanyası sonrası anne ölüm oranı üç hafta içinde %22 den %3 e kadar düştü. Bu çalışma sonucuna dayanan Semmelweis, tüm hekimlere ellerini yıkamalarını önerdi ancak bu öneri o çağın doktorları tarafından onur kırıcı olarak algılandı ve zavallı Semmelweis’in dışlanmasına neden oldu. Oysa günümüzde el yıkamanın gerekliliğini tartışmaya bile gerek yoktur ancak halen el yıkamanın öneminin ve yönteminin tam anlatılamaması bir sorun oluşturmaya devam etmektedir. Nitekim ABD’de “Centre for Disease Control (CDC)”, 2002 yılında yayımladığı rehberde konunun önemine dikkat çekmektedir.
Yapılan çalışmalar, iyi yıkanmamış ellerden uzaklaştırılamayan mikroorganizmaların kişiden kişiye taşınabildiğini ortaya koymaktadır. Nitekim Chicago’da yapılan ciddi bir çalışma, ellerini uygun yıkamayan sağlık çalışanlarının %41’de patojen mikroorganizmalardan önemli bir kısmının 7 güne dek taşınabildiği ve bulaşabildiğini göstermiştir. El yıkamadaki ana amaç elde mevcut olan mikroorganizmaların infeksiyon oluşturamayacak düzeylere indirilmesidir. Su ve sabunla doğru yıkamayla ellerin üzerinde olan ve bulaşmadan asıl sorumlu cildin geçici florasının tamamının temizlenebildiği iyi bilinmektedir. El yıkamada aşağıda sıralanan noktaları bilmek önemlidir.
1- El yıkama sabun, deterjan veya dezenfektan kullanılarak yapılmalıdır. Sadece su kullanmak yeterli dekontaminasyon sağlayamaz.
2- El yıkamada ılık su kullanılmalıdır. Sıcak su elleri tahriş eder ve mikroorganizma girişine zemin hazırlar.
3- El yıkanırken tüm takıların çıkartılması uygundur.
4- Sabunun kuru tutulması önemlidir. Sabun kabının drenaj sağlayacak biçimde olması gerekir. Uygun koşullarda kullanılmayan sabunlarda da patojen mikroorganizmaların ürediği unutulmamalıdır. Likit sabun kullanılıyorsa sabun kapları tam olarak boşaldığında temizlenip kurulandıktan sonra yeniden doldurulmalıdır. Bu önerilere uyulmadığı taktirde buralarda üreyen mikroorganizmalar infeksiyonun bulaşmasına neden olur.
5- Etkili bir el yıkama işlemi 30 sn ile 1 dakikalık sürede gerçekleştirilir. Eller çok kirli ise bu süre 2-5 dakikaya dek uzayabilir.
6- Eller sabun veya deterjanla bileklere kadar köpürtülmelidir
7- Sabunun suyun altına tutularak köpüklerden temizlenmesi sağlanmalıdır. Köpük, sabunda mikrorganizma yerleşimini kolaylaştırabilir
8- Tüm yıkama işlemi boyunca eller dirseklerden aşağıda tutulmalıdır. Böylece kirli suların parmak uçlarından lavaboya direk akışı sağlanmış olur.
9- Eller yıkandıktan sonra mutlaka durulanmalı ve iyice kurulanmalıdır. Çünkü eller ıslak veya nemli kalırsa bakteri bulaşması kolaylaşır.
10-Yıkama sonrası parmak araları ve avuç içleri iyice kurulanmalıdır. El kurulamada doğru seçenek kağıt havlu kullanılmasıdır. Kumaş havlular nemli kalabildiğinden kontamine olabilirler. Sıcak hava püskürten kurutma sistemlerinin zaman kaybına neden olması, yeterince kurulama yapamaması, gürültülü olması ve dolaşan havanın kontaminasyonu yolu ile yıkanmış ellere yeniden mikropların yerleşebilmesine neden olması yüzünden önerilmemektedir. Kağıt havlu ile el kurulamanın ortalama süresi 7-9 sn olmalıdır. Kağıt havlu kurulamanın yanı sıra mekanik temizlemeyi sürdürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder