Medet Ya Ali

Medet Ya Ali”...

Dün Kadıköy’de Alevi mitingi vardı..
Alevi örgütler, “İnkara, asimilasyona karşı, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü” sloganı ile düzenlemişler, mitingi..
CHP de var. ÖDP de var. HDP de var..
Taşınan pankartlara şöyle bir baktım.
Aralarında hiçbir ilgi olmayan, birbirinden tamamen kopuk, hatta tam zıt sloganlar..
Mesela, “Medet Ya Ali” diye bir afiş..
Heyecanlanıyorsunuz..
Benim ismim Ali olduğu için değil.
“Hz. Ali’ye bir bağları olabilir” diye..
Hatta başlarına bağladıkları şeritte de “Medet Ya Ali”yi görünce...
Daha da heyecanlanıyorsunuz..
Ama devam ediyorsunuz afişleri okumaya..
“Şeriata geçit yok.”
Haydaaa.

İlginçtir, bu pankartın altındaki bayanların bile başında, “Medet Ya Ali” yazısı var!
Bunların Ali’den kasıtları ne ola ki?
Yoksa Hz. Ali’den başka bir Ali’yi mi kastediyorlar, ne?
Aynı alandan, kocaman fötrlü bir Atatürk pankartı..
Hemen devamında ise, “Kurtarıcı değil her ne ararsan, kendinde ara!”
Atatürk’e mi diyorlar?
Hiç sanmam..

“Alevilerin mal varlıkları iade edilsin” afişinin altındaki Garip Dede Derneği’ni görünce, “Tamam” diyorum, “Tekkelerin kapatılmasına karşı çıkacaklar..”
Ama hayır..
Onlar sadece Diyanet’in kapanmasını istiyorlar..
Tekkelerin kapatılmasına, tek kelime ile itiraz etmiyorlar..
Tabii bu durumda, Garip Dede’nin mal varlığı nasıl iade edilecek, o da bir muamma.
“Hakikatler komisyonu kurulsun” pankartını görünce, “Acaba Dersim’i mi kastediyorlar” diye meraklanıyorum..
Ama o da boşuna..
Tek kelime ile, “Dersim” geçmiyor, pankartlarda da, konuşmalarda da..
Canlı şahitleri hâlâ hayatta olan Dersim’i çoktan unutmuşlar bunlar..
Hatırladıkları ise...

Dersim kadar net olmayan bir savaştaki ölümler..
Birisi savaş..
Birisi katliam..
Ama onlar, katliamı unutup, savaşı katliam gibi sunuyorlar..
Konuşmalara kulak kabartıyorum..
Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Engin Gündük konuşuyor: “Alevilerin talepleri net: Cemevi ibadethanedir, zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır!”
“Medet Ya Ali” demek, bu sefer bize düşüyor.
Medet Ya Ali!

Hz. Ali dillense de, bunlara söylese: “Bizim zamanımızda cemevi yoktu. Siz nerden çıkarttınız cemevini!”
Bir de, “Din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istemeleri” yok mu..
Bir proje olduklarını, net olarak itiraf ediyorlar..
“Medet Ya Ali” diyeceksiniz.
Sonra genel anlamda din bilgisi verilen dersin kaldırılmasını isteyeceksiniz..
Ne zararı var size, din dersinin?
Bir zararı varsa, söyleyin..

Hz. Ali’ye bir saygısızlık mı var, din derslerinde?
Hz. Hüseyin’e küçücük bir eleştiri mi var, o ders kitaplarında?
Nedir bu hıncınız, din dersine karşı?
Müzik dersi kalsın.

Elin gavurunun konçertosunu öğrenelim..
Ama kendi dinimizi öğrenmeyelim..
Bunu mu istiyorsunuz?
Dünkü mitingde, bir de çağrı yapılmış:
“Cami-cemevi projesi iptal edilmelidir” denilmiş..
Ben de o projeye karşıyım da..
Cemevini hiçbir kaynak ibadethane olarak göstermezken, kendi kafalarına göre ibadethane olarak kabul ettirmeye kalkışanların, cami-cemevi projesine karşı çıkışları niye?.

Öyle ya, bunlar demiyorlar mı, “İbadetimize karışmayın” diye..
Siz de, o projeyi hayata geçirmek isteyenlerin ibadetine karışmayın o zaman!
Değil mi ama?
“Alevilere ait inanç merkezlerinin el konulan taşınmazları ve diğer varlıkları geri verilmelidir” diyorlar..

O taşınmazlara kimin el koyduğunu söyleyin, ben size söz veriyorum, iade ettireceğim..
Ama uyanıklık yapmayın..
Taşınmaza el koyanların isimlerini hiç ağzınıza almayın. Hatta sabah akşam övün..
Sonra da, AK Parti iktidarından, taşınmazlar geri isteyin!
Ne kadar uyanıksınız, siz öyle!
“40 bin Alevinin öldürülmesinden sorumlu olan Yavuz Sultan Selim’in ismi kamusal alanda kullanılmamalıdır” diye devam ediyorlar, çağrılarına..
Yine ikiyüzlülük..

Dersim’deki katliama tek kelime etmeden..
O katliamın sorumlusu İsmet İnönü’nün isminin dağlara taşlara verilmesine itiraz etmeden..

Sabiha Gökçen’in havaalanındaki ismine itiraz etmeden, siz nasıl Yavuz Sultan Selim’e itiraz edebilirsiniz ki?

İtiraz etseniz bile, samimiyetinize kimi inandırabilirsiniz ki?

Ali Karahasanoğlu