İlahınız Kim?
İnsanların, Allah(c.c) ile irtibatlarının engeli aslında “zan ve nefislerinin hevasına” uymalarıdır. İnsanların Allah(c.c) ‘ı bırakıp yaratılmış varlıkları Allah(c.c) ‘ a denk gibi önemsemeleri, tutkun ve düşkün olarak onlara yönelmeleri, onları sürekli övmeleri, taparcasına rağbet etmeleri işte bu cahili zan yüzündendir.
Bu şeylerin neler olduğunu kalplerinde olanı dilleri ile devamlı anarak kendilerini ele verirler. ”İnsanlardan kimi de Allah'tan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı.”(Bakara Suresi 165.ayet)
Şeytan, insanlardan kimi kendine dost kazanırsa bu tipler “insan şeytanları” oluyor. Aynı şeytani görevi gerçekleştirmekte birbirlerine yardımcı olurlar. Bunlar vesvese ve zan ile birbirlerini Allah(c.c) ‘ın yolundan ve O’nunla irtibatı olan namazdan alıkoyarlar. İnsanların yaşadıkları batılları, özellikle şirk ve diğer haramları çekici ve süslü göstermenin asıl nedeni “Allah(c.c)’a secde etmesinler” diye.
İnsanların Allah(c.c)’ın yolundan alıkoyucu yaşadıkları anlamsız yaşam tarzlarını ve fiillerini süslemiş ve çekiçi kılmıştır. “ Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah(c.c)’a secde etmesinler diye şeytan onları yoldan çıkarmıştır.”(Neml Suresi 25.ayet).
Bununla birlikte her çağda Allah(c.c)’tan başka şeylere tapınma, değişik varyantlarıyla da olsa kulu Yüce Rabbinden oyalayan, engel teşkil eden şeyler devamlı olmuştur. Bu yönelinen şeyler devamlı Allah(c.c)’a yönelmeye engel olmuştur. Halbuki varlığa tapmak; varlık karşısında nesneleştirmektir. Bunun pratik anlamı varlığa Allah(c.c) muamelesi yapmaktır.
Hakikatin örüldüğü bir toplumda Allah(c.c)’tan başka rağbet edilen şeyler kişiyi; sapmasında etken oluyor. Bu şeyler farkında olmadan kişi ile Allah(c.c) arasına giriyor. Bu noktadan itibaren tapmanın adresi sapıyor. “Şeytan, onlara vaatlerde bulunur, onları kuruntulara düşürüp boğar. Şeytan onlara kuru bir aldatmadan başka ne vaat eder?”(Nisa Suresi 120.ayet). Cemil Meriç’in deyimiyle “İnsanın insanlaşması kutsala inanması ile başlar. Tehlikeli olan, kutsalla alakası olmayana kutsallık atfeden düşüncedir.”
Bu gün şeytanın maskarası olmuş kimselerin her günaha yönelmelerinin temelinde şeytanın iğfal etmesi vardır. Etrafa virüs gibi yayılan şeytanhaneleri (meyhaneleri,kumarhaneleri,fuhuşhaneleri) dolduran kimseler orada tesadüfi bulunmuyor. İslam’dan başka dinleri(ideolojileri,hayat tarzını) yol edinenler tesadüfen bu yolları; “izm” leri yutmuyorlar. İşte bunların temelinde şeytandan gereği gibi Allah(c.c)’a sığınmamaları olmuştur. “Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın! Her kim şeytanın adımlarına uyarsa, şunu bilsin ki o, çirkin ve kötü şeyler emreder. Allah'ın size karşı lütfu ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbiri asla temize çıkamazdı; fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, herşeyi işiten, herşeyi bilendir.” (Nur Suresi 21.ayet) Cengiz Numanoğlu ise olayı şöyle özetler “Şeytan, önce insana, Allah'ı unutturur ; Sonra, “çağdaş” çöplükte ne bulursa yutturur.”
Eğer biz İslamiyet’i fiilen yaşasak hem gafiller hem de gayrimüslimler seve seve İslam’a girecek, onlar da İslamiyet’i yaşayacaklar. Biz İslam’ı yaşayamazsak kim yaşar? Senin Cenab-ı Hakk’a olan sevgin iddia ettiğin gibi doğru olsaydı O’na itaat ederdin. Zira seven kimse sevdiğine itaat eder. İman eden mü’min İslamiyet’i kabul etmiş, İslam’ı yaşamaya gayret etmeli ki sözü ile sözü ile hareketi birbirine ters düşmesin. Hülasa; meseleyi özetlemek gerekirse “Ey mü’minler, materyalistler gibi maddeyi, natüralistler gibi tabiatı putlaştırmayın; çünkü siz ‘La ilahe illallah’ diyorsunuz”
http://www.risaleajans.com/ahmet-kayak/ilahiniz-kim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder