26 Haziran 2011 Pazar

Balım Sultan Türbesi


Balım Sultan hakkında bilgi:
Bektaşiliği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan, 1457’de Dimetoka’da doğmuştur. 1517 tarihinde hakka yürümüştür.Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin manevi kızı Fatma Nuriye Hatun (Kadıncık Ana - Kutlu Melek)'un torunu Mürsel Babanın oğludur.Geniş bir kitleye göre Bektaşiliğin önemli bir ulusudur. “İkinci piri (piri sani)”, kurucusu ve kurumlaştırıcısı olarak görülür. Kurucusu değildir ancak “ikinci piri” olduğu, kurumlaştırdığı, yolu yasal bir kurum durumuna getirdiği, Bektaşiliğin varolan yapısına yeni bir biçim kazandırdığı, erkanını geliştirerek yeniden düzenlediği kesindir. Bektaşilik onunla birlikte devlet tarafından tanınır ve geniş yığınlara mal olur. 1501’de dönemin padişahı kendisi de Bektaşiliği benimsediği iddia edilen II. Bayezit tarafından Kırşehir’deki Hacı Bektaş Dergahı’nın başına atanır. Amaç; Türk/ Türkmen Kızılbaş- Alevi- Bektaşi’yi İran’ın etkisinden korumaktır. Bu durum Bektaşilik’le devletin ilişkilerini arttırır. Bundan sonra, devlet içerisindeki birçok yönetici bürokrat ve ulemadan insanlar doğrudan Bektaşilik Tarikatı’nın üyeleri olurlar.

Balım Sultan, Hacı Bektaş’tan sonraki “mihenk taşı”dır. Bektaşiliğin toplumsal ve insancıl yönlerini, barışseverliğini ve yardımseverliğini ön plana çıkaran bir gönül eridir. Yüzyıllardan beri gelen Alevi- Bektaşiliğe ait kuralları derlemiş ve dergahta bir düzen içerisinde yaşama geçirilmesini sağlamıştır. Sözel olan Bektaşi geleneğinde düzenlemeler yaparak, yazılı metin haline getirmiştir. Yapısal olarak Bektaşiliği “kurallara bağlamış”tır. Balım Sultan’la Bektaşilik erkannamesi son biçimini almıştır. Böylece geniş bir coğrafik alana yayılan Bektaşilik uygulamasında “birörneklilik” sağlanmış olur.
Balım Sultan XVI. y. yılda Bektaşiliği Haydariliğin bir kolu, türevi olmaktan kurtarır, Haydarilik etkilerinden arındırır. Osmanlı Devleti’nin de desteğini alarak Hacı Bektaş’ın adına yeniden yapılandırır.Artık bu yüzyıldan sonra Bektaşilik bağımsız bir tarikattır. Diğer Batıni- Alevi eğilimli tarikatları içerisinde eritip özümleyecek güçtedir.
Balım Sultan yola, tarikatın pratiğine sürekli bir biçim ve içerik kazandıracak yeni etkiler getirmiştir. Geliştirilen erkana göre yola girenlerle sıkı ilişki içerisinde örgütlenmiş bir Bektaşi toplumu ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Tarikata bir disiplin getirmiştir. Kent içi ve kenti çevreleyen tekkelerde daha yetkinleştirilmiş “bir ritüel ve örgütlenme” başlatmıştır. Giderek düzenlenmiş sistemin dışında kalan köy gruplarından farklılaşan, bir biçime ulaşmış Bektaşilik Tarikatı yaratmıştır. Bu örgütünü kendisi tarafından kurulan sistemin “ruhani ve örgütsel” başı olan Dedeler’le yaymayı ve yaşatmayı amaçlamıştır.Çelebiler Anadolu ve köylük yörelerde tutunurken, kentsel yörelerde Balım Sultan ekolü benimsenir. Balım Sultan, soydan Alevi olmayanlara kapı açarak Bektaşi olabilmelerinin yolunu açar ve Alevi- Bektaşilik alanında önemli bir reform yapar. Dedebabalık’la yönetilen Bektaşiliğin bu kolu yeniçeri ocaklarının kapatılmasıyla büyük bir güç kaybetmiştir. Ancak 1800lerin sonu ve 1900lerin başında tekrar hareketlenmiş İstanbul ve Rumelideki bir çok Ocak yeniden uyandırılmış ve Osmanlı Eliti içinde etkin olmuştur. Cumhuriyet döneminde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte tekrar zayıflamıştır. Günümüzde başta Rumeli ve Balkanlar olmak üzere birkaç yüzbin kişilik müridi bulunan önemli bir topluluktur.
Balım Sultan'ın getirdiği yeni usullerin en önemlileri “Dedebabalık”, evlenmemiş(“mücerret”) babalık kurumu ve “mengüç”tür. Ayrıca ibahilik, üçleme (teslis) ve hulul anlayışları da Balım Sultan'la birlikte Alevi-Bektaşiliğe girer.
Balım Sultan’a kadar Bektaşilik, genellikle kırsal kesimlerde ve köylük yörelerde tutunmuş, Alevi- Türkmen içerisinde benimsenme olanağı bulmuştur. Özellikle Aleviliğin bir türevi ve Aleviliği yeniden biçimleyen, derneştiren, onları eğiterek disipline eden bir eğilim olarak kendini ortaya korken, Balım Sultan’la kentsel kesimlere ve Osmanlı aydınları arasına da girmiştir. Böylece Bektaşilik tarihinde yeni bir dönem başlar ve Bektaşiler; “Köy Bektaşisi”, “Kent Bektaşisi” olarak farklılaşırlar. Kent Bektaşiliğine “Nazenin Tarikatı” veya “Babagan Kolu (Babalar Kolu)” da denir.

Türbe Hakkında Bilgi:
Üçüncü Avlu'nun doğusunda, piramit külahlı klasik bir türbedir. II.Beyazıt 1501 yılında, İkinci Pir olarak bilinen Balım Sultan’ı (1462-1516), Hacı Bektaş Veli Dergahının başına getirmiştir. Bütün söylentiler Balım Sultan'ın, Edirne'nin 40 kilometre güneyinde bulunan Seyyid Ali Sultan (Kızıl Deli) tekkesinin bulunduğu Dimetoka'dan geldiğini göstermektedir. Balım Sultan'ın, Alevi - Bektaşi düşüncesini ve teşkilatını kontrol altında tutmak için, Osmanlı Devletince Hacı Bektaş Veli Dergahının başına getirildiği yönünde görüşlerde ileri sürülmektedir. Bektaşi Tarikatının biçimlenmesine ilişkin etkisi ve rolü yadsınamayacak olan Balım Sultan, 1462'de Dimetoka'da doğmuş ve 1516 yılında Hacıbektaş'ta ölmüştür. Balım Sultan'ın türbesini, Yavuz Sultan Selim'in kumandanlarından Şehsuvaroğlu Ali Bey'in 1519 yılında yaptırdığını, Türbe kapısının üst duvarındaki yazıdan anlıyoruz.


Türbeye, önünde üç kemer bulunan üstü örtülü alandaki kapıdan girilir. Türbeye girildiğinde dikdörtken biçimli ufak bir oda ile karşılaşırız. Tam karşıda bulunan kapıdan, Balım Sultan'ın mezarının bulunduğu türbeye ulaşılır. Balım Sultan Türbesinin içi kare planlıdır. Türbenin içinde ejderler ve buket taşıyan güvercin figürlerinden yapılmış büyük bir şamdan bulunmaktadır. Türbede, başka küçük şamdanlar ve kıymetli levhalarda sergilenmektedir. Türbenin üzerindeki kubbe, sekiz köşeli piramit şeklinde ve sivri külahlıdır.

Türbenin kuzey kenarında Kalender Çelebi'nin mezarı bulunmaktadır. 1516 yılında ölen Balım Sultan'dan sonra, Dergah'ın başına Kalender Çelebi'nin geçtiğini ileri sürenler de bulunmaktadır. Kalender Çelebi'nin, Balım Sultan'ın kardeşi, oğlu yada torunu olduğuna ilişkin farklı değerlendirmeler olsa da, Bektaşi Dergahı ile bağını kimse yadsımamaktadır.

Kişisel notlar:
Hakkında çeşitli efsaneler olan (suda yürümek, astral yolculuk gibi) Balım Sultan türbesi de Hacı Bektaş-i Veli külliyesinin içinde. Yemyeşil bakımlı bahçede kuş sesleri arasında çok huzur verici bir yer. Ayrıca çok bakımlı ve temiz. Dilek tutup, dua etmek isteyenler için önemli ziyaret mekanlarından biri. Giriş kapıda ödenen 3 TL'ye dahil.

Kaynak: http://www.hacibektas.com/index.php?id=hacibektas_veli_muze

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder