İlk olarak aklıma takılan değişti kelimesi. Doğru değilmiş gibi geldi bir an. Neyse uzun zamandır herhangi bir şey yazmıyorum. Hep o anlattığım toplumun insana attığı acımasız yumruklardan birini yedim herhalde.
İlk önce bir kaç müzik açalım efenim yazıya eşlik etsin
buğulu sesli bırayn abimizden gelsin please forgive me
İş güç temposu içinde yazamıyorum farkındayım zaten türkiye de bile değilim. İnsanını sevmese bile ülkeni özlüyorsun ara ara. Bir anlık gelen giden bir his gibi aslında.
Neyse insanoğlu hep bencildir demişimdir. Kendini düşünür. Halen katılıyorum bu konuda bir şey değişmedi.
Yazmayalı daha az önyargılı oldum mesela. Eskiden belli kalıplarda yaşarken şimdi daha bir geniş skalada (türkçe mi bu) yaşıyorum. insanları yargılamıyorum. Bu adam veya hatun kişi şunu yapıyorsa mutlaka bir sebebi vardır diyorum. Kafamdaki bir çok kalıbı yıktım belki. Doğru mudur yanlış mıdır bilmiyorum. Sonuçta daha geniş bir vizyondan bakıyorum.
Global düşünüyorum artık. Sadece türkiye yok bende. Bu sene fransa seneye çek cumhuriyetine gideyim diyorum kendimi kısıtlamadan. Bir ilin sınırlarına kapanmak ve hayatını orda sürdürmek elimizde olan bu hayat için çok anlamsız geliyor.
Yalnızlık. Koyuyor sanki bilmiyorum.
Bu arada şarkı değiştirelim
eskilerden gidiyoruz gene sıkorpiyıns dan winds of ceync
Yalnızlık diyordum. Hani o dogru insan elbet karşına çıkar mottosu vardır ya. Ona inanırdım eskiden. Şimdi inanmıyorum. Daha bir gerçekçi oldum. Zannederim o gerçekçi olma yüzdesi yaşlandıkça artıyor. Daha kesine bağlı hayallerden uzak bir insana döndüm. Kesin şeyler üzerine düşünüyorum. Peri masallarına inamıyorum. Eskidende inanmazdım gerçi ama hani bir gün karşına O diyebileceğin insan çıkacak ideası yavaşça kaybolmaya başladı.
Umutsuzluk.
Yok efenim kendimi kesecek bir durumum yok tabi. Ama realistik (gerçekçi ingilizce yazınca entel bir hava katıyor) düşüncede bir umutsuzluk var evet. İnsanın hayatındaki en acı dönem "yapmak istediklerini yapamayacağını anladığı zaman"dır diyorum. Evet tırnak içine aldım.
bu arada yeni parçamız maykıl boltondan tel mi hav em ay saposd to bi vit aut yu
Zaman.
çok hızlı geçiyor. İnsan zamanla bunun farkına varıyor. Evet kaotik bir durum. Zamanın farkına ancak zaman geçtikçe varabiliyorsunuz. Ben zamanın farkına vardım mı? bilmiyorum. Hızlı geçiyor işte. Sadece üzerine düşünmek lazım ara sıra. Neredeyim? ne yapıyorum? kiminleyim? neden?
Çok şey değişti. Ama pandalar hala panda. Seviyorum bak uysal hayvanlar. Umarsız bir koala gibi ama ondan daha şirin birşey. Gene pandalara getirdim konuyu bir şekilde.
Sonuç olarak(Ortaokulda kompozisyonlarda son paragrafı hep böyle bitirirdim ben) yaşıyorum. Önemli olan bu diyor insan. Şekspirvari düşünüyorum öyleyse varım modunda olmasam dahi beklemek gerekiyor kimi şeyleri.
Neyi Bekliyoruz?
Bir b.k bilmiyorum bu konuda. Neyi bekliyoruz kimi bekliyoruz?
Belli bir zamandan sonra önünüzde beliren o yolun oturarak zaman kaybedebileceğiniz kadar önemsiz bir şey olmadığını farkediyorsunuz. İlerlemeniz lazım. Yürümeniz lazım. Ne şartta olduğu önemli değil. Ancak attığınız her adımın size geridönüşü olabileceğinizi umarak yürümek halet-i ruhiyenizi iyileştiriyor. Nereye gittiğiniz öenmli iken artık sadece gitmeyi düşünüyorsunuz.
Durmamalıyım! duyduğunuz tek ses bu.
Sadece yalnız olmayınız efenim. En azından arada yere oturduğunuz zaman hadi kalk artık diyen biri olmalı yanınızda.
"Hadi kalk artık daha çok yolumuz var"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder