MERHABALAR;
Sevgili Kitap Dostları,
ARKA KAPAK
Türk Fantastik Edebiyatının güçlü kalemi Gülşah Elikbank yine kendine has bir dünya yaratmış, Mavi Dağ’da
Kasabaya çöken lanetten kurtulamadan gözlerini “gerçek” hayatta açan Nil ve Kayra’nın macerası sizleri de Mavi Dağ’a sürükleyecek.
Siyah Nefes isminin gizemi çözülürken, bambaşka gizemler serpilecek yolunuza, Supay’ın karanlık güçleri çoğalırken Günebakan Nil ve arkadaşları Ruhlar Konseyinin karşısında.
Üstelik Nil ve Kayra’nın efsaneleşe aşkı hiç beklemediği bir tehtidin pençesinde.
Kader, ayağımızdaki pranga mıdır? Aşk, savaşmanın en yalın haliyse eğer; kim karşısında durabilir bu savaşın?
Birini kaybetmek, onsuz yarım kalmak mıdır yoksa asıl olan onsuz yok olmak mıdır? Her sayfasını merakla çevireceğiniz Mavi Dağ’da heyecan hiç bitmeyecek.
ÖZET
Günebakan Üçlemesinin ilk kitabı Siyah Nefes’in sonunda Nil’in laneti kaldırmak uğruna yaptığı fedakârlığın ardından; lanetin ortadan kalkmaması bir yana Nil ve arkadaşları kendilerini gerçek hayatta bulurlar.
Nil ailesinin yanındadır ve tüm arkadaşlarının da bir ailesi vardır. Her biri sanki doğduğundan beri aileleri ile birlikte gibidirler. Aneko bir huzur evindedir, Kayra bir üniversite’de öğretim görevlisidir. Fimes Aneko’nun yaşadığı huzur evinde çalışmaktadır. Noran ve Sofis de evlenmek üzeredir.
Noran ve Sofis’in nikah akşamı Supay harekete geçmiş ve Nil ve arkadaşlarının ailelerini kaçırıp kasabaya götürmüştür. Kasabaya girişin tek yolu Mavi Dağ’dan geçmektedir.
Nil ve arkadaşları Mavi Dağ’a doğru yola çıkarlar. Nil bu yolculuk sırasında uzun zamandır haber almadığı babası ve öldüğünü sandığı kardeşi ile karşılaşır. Kasabanın kurtuluşu için onlara Aydınlığın Şövalyesi de katılır.
Aşkına karşılık bulamayan Fimes, Nil’den vaz geçmek niyetinde değildir. Ancak Nil Kayra aşkı birçok yeni olaya gebedir.
KİTAPTAN NOTLAR
Fantastik tür daha önce de paylaştığım gibi ilk defa okuduğum bir tür. Her ne kadar okuduğum bazı romanlarda fantastik unsurlar aralara serpiştirilse de tamamen fantastik bir dünyanın ve fantastik kahramanların yer aldığı okuduğum ilk roman.
Serinin ikinci kitabında da heyecan ve gerilim devam etmekte. Ve ilk kitabın adı olan “Siyah Nefes” açıklanmakta. Ben Siyah Nefes’in Supay’ın gölge bulutuna benzer bir yaratık ya da buna benzer bir canlı olduğunu düşünmüştüm ilkin. Ancak “Siyah Nefes”in Nil’in yakalandığı bir hastalık olması ilginç olmuş.
Fantastik ögeler yine çok yerinde ve güzel kullanılmış. Bu ögelerden en çok “Ruhlar Konseyi” ilgimi çekti doğrusu.
Bir de yazarın cinsel ögeler olmadan da tutkulu bir aşkı çok güzel anlatması çok hoşuma gitti. Bu durumun romanın akışına olumlu etkilediği görüşündeyim...
Kendi adıma yazın sıcak günlerinde okumak için uygun olduğunu düşünüyorum. Zaten elinize alınca romanının akıcılığından dolayı elinizden bırakamıyorsunuz...
Serinin üçüncü kitabı KIZIL ÖLÜM'le yakında görüşmek dileğiyle...
SEVGİLER...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder