3 Ocak 2013 Perşembe

ÜNİVERSİTE NE İŞE YARAR ?


Mardin Yeşilay Başkanı Lütfü Günlüoğlu’nun Mardin Artuklu Üniversitesindeki öğrenciler ile ilgili söyledikleri bu ülkenin hızla değişen ve kasıtlı biçimde yönlendirilen gündemi içinde kaybolup gitti.

Birçok kişi bu söylenenleri ciddiye almadı, gülüp geçti.

Ya da tam tersi, gereksiz ve abartılmış bir tepki verdi.

Oysa başkanın söyledikleri üzerinde serinkanlı düşünmek gerekir.

Amacım Lütfü Günlüoğlu’nu ve Mardin’i hedef alan bir yazı yazmak değil, “üniversite” ile ilgili düşüncelerimi sizinle paylaşmak. 

Başkan bakın ne diyor;

“Mardin’e üniversite kararı çıktığı zaman küçük-büyük hepimiz çok sevindik. Artık çocuklarımız kendi memleketlerinde okuyabileceklerdi, ya da yakın illerden Mardin’e öğrenci gelecek, Mardin her yönden gelişecekti”.

Devam ediyor;

“…bu gelişme beraberinde birçok ahlaksızlığı da getirdi. Artık kız-erkek gençlerimiz özgürlük ve medeniyet adına el-ele, kol kola, sarmaş dolaş uluorta gezmeye, gün ortasında herkesin önünde hayasızca sevişmeye başladılar...”

Öncelikle belirtmek isterim; üniversiteyi sadece “çocukların okudukları, meslek öğrendikleri yer” olarak görmek yanlıştır.

Üniversite; tek başına bilginin aktarıldığı değil, üretildiği yerdir.

Üniversite; anne babalarımızdan öğrendiklerimizin yanlış olduğunu anladığımız yerdir…

Üniversite muhaliftir.

Üniversite özgürdür.

Üniversite kuşkucudur, rehberi akıldır.

Üniversite “bu dünya” için vardır, ötesi yoktur. Yunanlıların dediği gibi; “yaşam için” öğrenmeye çalışır.

Üniversite meraktır.

Üniversite her şeyi öğrenebileceğimize ve evrenin sırlarını çözebileceğimize duyduğumuz inançtır.

Üniversite bilgidir.

Mardin’de kurulan bir üniversite tabii ki huzur bozucudur, öyle de olmalıdır.

Mardin, üniversiteden sonra hala eski Mardin olarak kalacaksa üniversiteye ne gerek var.

İlerleme için Mardin’de yaşayanların “üniversite”ye uyum sağlaması gereklidir, “üniversite”nin Mardin’de yaşayanlara değil.

Üniversite sayesinde insanlar ele ele dolaşan genç insanlara katlanmayı öğrenecek, gençleri gözetlemeyi bırakacak, farklılıklara hoşgörü gösterecek, kendinden farklı yaşam biçimleriyle yaşamayı içine sindirecek.

Üniversite Mardin’leşmeyecek, Mardin üniversite’leşecek.

Sonuçta ne olacak?

Kentler üniversite kentleri haline geldikçe, kentin insanları sevdikleri ile el ele dolaşan insanlara değil, NÇ’ ye 28 kişinin birden tecavüze kalkışmasına tepki gösterecek, Türkiye cinayete kurban giden her iki kadından birinin kendi yaşamı ile ilgili karar vermek istemesi yüzünden öldürüldüğü bir ülke olmaktan çıkmaya başlayacak.

Mardin bir laboratuardır şimdi.

Bakalım üniversite ne kadar direnecek mahalle baskısına?

Göreceğiz…

Bilimsel kimliğini bildiğim, takdir ettiğim, daha önce kısa bir süre beraber çalıştığım ve üniversitenin anlamını bildiğine inandığım Mardin Artuklu Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay’a büyük görev düşüyor.

Aslında sadece Sayın Omay’a değil, hepimize görev düşüyor...

Sadece Mardin’de değil, Van’da, Adana’da, İstanbul’da, Kayseri’de, her yer de…

Bu ülke gerçek anlamda üniversiteyi anlayıp onun değerlerini benimsediğinde tarihindeki en önemli dönüşümü yaşayacak ve bilgi toplumu olmaya ilk adımı atacaktır.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder