Anadolu, dünyada eski uygarlıkların kurulduğu, altın çağlarını yaşadığı, yıkıldığı, kaybolduğu ender rastlanan zenginliğe sahip topraklardır. Çeşitli sebeplerden yok olan bu kentler uzun çalışmalar sonucunda yeniden hayat buluyor. Antik çağın altın şehri EFES, Roma'nın küçük Asya eyaletinin görkemli başkenti, erken Hıristıyanlık döneminin en önemli dinsel merkezi, Meryem Ana'nın yaşamının son günlerini geçirdiği, Aziz Paulus'un defalarca ziyaret ettiği ve antik çağın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nın yer aldığı SELÇUK ilçesi şimdiki durağımız. Tepede Selçuk Kalesi, sağda hemen kalenin altında Aziz Jean Kilisesi, solda İsabey Camii ve Artemis Tapınağı kalıntıları ile görkemli tarihi bizlere ulaştıran eşsiz turizm beldemiz...
Sokaklarda yürürken, kütüphaneyi, tapınakları gezerken burada kimler yaşamış, yaşantıları nasılmış, bu kocaman taşları, mermerleri nasıl üst üstte yerleştirmişler, hangi teknikle yapılmış, birkaç defa yıkılmasına rağmen nasıl günümüze kadar yaşamayı başarabilmiş diye düşünürsünüz. Sevinçlerin, hüzünlerin, mutlulukların paylaşıldığı bu topraklarda yaşayan insanları merak edersiniz. Her şey yaşanmış ve bitmiştir. Ama izleri bizlere hatta bizlerden sonraki nesillere mesaj vermeye devam edecektir. Bu topraklara yaşam hikayelerini bırakarak ayrılmışlardır.
ODEİON, küçük bir tiyatro olan yapı M.Ö.5. y.y. 23 oturma sırası ile ortadan ikiye bölünmüş, 1400 kişi kapasiteli sahne binası iki katlıdır. Kentin ölümsüzlüğünü simgeleyen, kent ateşinin hiç sönmediği yer PRYTANEİON'dur. Salonun çevresinde tanrı ve imparator heykelleri sıralanmıştır.
DOMİTİAN TAPINAĞI, antik çağda kentleri için baş rahiplerin gözetim ve yönetim onuruna sahip olmak çok önemlidir. Efes, dört kez sahip olduğu bu onuru korumak için Pergamon (Bergama), Smyma (İzmir) gibi rahipleri ile çatışmıştır. İmparator Domitian adına yapılan 8X13 sütunlu tapınakta bulunan sunak Efes Müzesinde sergilenmektedir.
HERAKLES KAPISI, Roma Çağı sonlarında yapılan kapı Kuretler Caddesi'ni yaya yolu haline getirmiş. Ön cephesinde Kuvvet Tanrısı Herakles kabartması dolayısıyla bu ismi almış.
TRAİAN ÇEŞMESİ, M.Ö.102-114 yılları arasında inşa edilmiş, eskiden havuzun ortasında Traian'ın büyük heykeli bulunan çeşme iki katlı ve köşeli bir yapıymış. Sular havuza heykelin altından dökülürmüş.
HADRİANUS TAPINAĞI, Korinth düzenli ve frizlerinde Efes'in kuruluş efsanesi işlenmiş. Kemerin en üst orta kısmında kent tanrıçası ''Tyche'' büstü bulunmaktadır. Teraslar üzerine inşa edilen çok katlı yamaç evlerde zengin aileler yaşarmış. Evlerin tabanlarında mozaikler, duvarlarda mermer kaplama ve freksler yer alır. Dört bin metrekare alana inşa edilen evlerde ısıtma, soğutma sistemleri, yemek, oturma, çocuk odaları bulunur.
CELCUS KİTAPLIĞI, Kuretler caddesi ve Mermer Cadde'nin birleştiği yerde Efes'in en önemli anıtsal yapısıdır. M.Ö.105-107 yıllarında Efes'in Asya eyaleti prokonsülü Julius Cesar Polemeanus'un ölmesi üzerine, onun anısına oğlu Aquila tarafından mezar anıtı ve kütüphane olarak yaptırılmış. Kitap ruloları yapı içerisinde duvarlardaki nişlerde saklanıyormuş.
BÜYÜK TİYATRO, 24.000 kişi kapasiteli antik dünyanın en büyük tiyatrosudur. Sahne yüksekliği 18 mt. bulan sütunlu, üç katlı niş, heykel ve kabartmalarla süslü bir görünümdeymiş. Oturma basamakları üç bölümlüdür.
Malazgirt zaferinden sonra, Türkler büyük bir hızla Anadolu'ya yayılır. Efes ve yöresine Sasa Bey atanır. (1304) Daha sonra Aydınoğlu Beyliği Birgi'yi merkez yapar. Sonradan Efes'in değeri anlaşılır ve merkez buraya kaydırılır, beyliğin en önemli limanı olur . Kente ''Ayasuluğ'' denir. Bu dönemde kentte çok hareketli ticaret gerçekleşir. Cenova'lı ve Venedik'li tacirler kumaş, tahıl, kenevir, balmumu, şarap, şap, gümüş, sabun ticareti yaparlar.
Bunları yapmadan dönmeyin:
- Pamucak plajına uğramadan
- Selçuk'ta çöp şiş yemeden
- Nefis lezzetle tanışmak için şeftalinin ve incirin tadına bakmadan
- Efes Müzesini gezmeden
- Şirince şaraplarının tadına bakmadan
- Selçuk Gevekirse Gölü Kuş Cennetini ziyaret etmeden
- Efes'in büyüsüne kapılmadan dönmeyim....
Güzel fotoğraflarını paylaşarak bizi Efes'e bir fotoGezi'ye götüren Nurten Yağcıoğlu'na, yazı ve bilgiler için Nurperi Ünsal'a çok çok teşekkürler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder