Hollanda’dan Belçika’ya geçtiğinizde birden ülke değiştirdiğinizi anlıyorsunuz, herhangi bir sınır işareti görmeseniz de “burası Hollanda değil” rahatlıkla diyebilirsiniz, dağınıklık, çirkin yapılaşma vs.
Brüksel büyük bir şehir, 10 milyona yakın nüfusu var. 1 milyona yakın Müslüman nüfus ile tam bir uygarlıklar kardeşliği. Avrupa’nın başkenti. Başlıca AB organları ve NATO burada. Burada bulunuş nedenim de bir AB egitim toplantısı zaten.
İki resmi dil var Fransızca ve Dutch. Her şey, sokak isimleri dahi iki dilde yazılmış, yani bilmem ne lane/avenue yazıyorlar.
Zaten Hollanda ile niye ayrılmışlar: din yüzünden, Belçikalılar Katolik, Hollandalılar Protestan (Feylesof La Altuğ bu konuda keskin görüşlere sahip, kendisinden yararlanabiliriz!) Protestanlar kapitalizmi daha iyi kıvırıyorlar. Hollanda ile Belçika’yı karşılaştırınca bunu görüyorsunuz.
Şehrin merkezinde/kalbinde Grand'Place (Grote Markt) var. Turunuza buradan başlayın, hiç vaktiniz yoksa sadece burasıyla kendinizi sınırlayabilirisiniz. Meydan çevresindeki çikolatacılardan Belçika çikolatası alabilirsiniz, en azından deneyin, tadına vardıktan sonra bir kerede 100 gram çikolata yiyebilirsinizJ
Kaosa ve yol kenarlarındaki çöpler veya pislik tanıdık gelse de güzelim büyük parklar bize hiç de tanıdık değilJ
Central tren istasyonundan Bruge’a ve Antwerp’e gidebilirisiniz. Ki Bruge için Kuzey’in Venedik’i denir. 1 saat mesafede yerler ve asıl görünmesi gereken yerler buralarmış. Gidemedik göremedik, içimizde kaldı; bir başka bahara diyelim.
Brussel hakkında çok yazamayacağım, yazsam haksızlık olur, çok kısıtlı bir zaman için oradaydım.
(27 Mayıs 2005)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder