Karadeniz'in büyük şehirlere bu kadar yakın olmasına rağmen hala doğal güzelliklerini koruyabilmiş Düzce ilinin en büyük ilçesidir. Karadeniz'in ender kumsallı denizine sahip olması, aynı zamanda yaz kış farketmeden balıkçı barınaklarında taze balık olması Akçakoca'yı farklı kılmaktadır. Denizin hemen bitişiğinde başlayan ve her yanı saran yeşil kuşak ormanları, yıllara meydan okuyan tarihi anıt ağaçları, mağaraları, şelaleleri ve kanyonları ile her çeşit doğal güzelliği bünyesinde barındırmaktadır. Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere yakınlığı ile dikkat çeken ilçe; otoban ayrımından sonra 35 kilometre içeride yer almaktadır. Gelelim Akçakoca'nın gezilecek yerlerine:
Akçakoca sadece deniz ve yeşillik için değil doğa yürüyüşü içinde önemli yerleri bünyesinde barındırmaktadır. Bunların en önemlisi ilçeye gelmeden 11 km geride yer alan Aktaş Köyü tabelasından dönülerek ulaşılan bölgede yürüyüş sonrasında sizleri çok güzel bir şelale karşılamaktadır. Yaklaşık 50 metre yükseklikten akan şelalenin sesi ve etrafındaki bitki örtüsü çok güzel bir dinlenme yeridir.
Akçakoca'da bulunan doğal güzellikler deniz, kum, asırlık çınarlar ve şelaleler ile bitmemektedir. Bu kadar gelmişken ilçenin 8 km doğusunda adını bulunduğu köyden alan ve yeni turizme açılmış olan Fakıllı mağarasını gezmenizi tavsiye ederim. Toplam 1000 metre olan mağaranın 350 metresi ziyarete açıktır. Mağara içerisinde çeşitli yönlere ayrılan daha sonra birleşen farklı galeriler, çok hoş sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.
İlçeye yazın yüzmek için geldiğinizde kullanabileceğiniz en güzel plaj şu an çok az bir bölümü kalan Ceneviz Kale'si plajı ve mesire yeridir. Burada orman içinde yer alan piknik masalarında yemeğinizi yiyebilir, ardından kumsaldan denize girebilirsiniz. Tesis içerisinde ayrıca bir dilek kuyusu da bulunmaktadır. Bahar ayları için ise bir diğer mesire yeri ilçe girişinde yer alan Göktepe Köyü'ndeki Cumayanı Mesire alanıdır. Burada yedi sekiz kişinin kollarını açarak etrafını dönebileceği asırlık ulu çınarlar altında piknik yapabilirsiniz. Yeşilin her tonunun bulunduğu bu mesire alanı içerisinde Ahmet Dede Türbesi'ne ait Evliya Camisi yer almaktadır. Bu caminin özelliği ise tamamen ahşap ve çivi çakılmadan birbirine geçme olarak yapılmasıdır.
Akçakoca'nın etrafında bulunan doğal güzellikleri gezdikten sonra akşam üzeri ilçeye geldiğimizde bizleri bir çok bakımsız eski evler karşılıyor. Merkeze yaklaştıkça daha bakımlı restore edilmiş tarihi evler yer almakta. İlçe içerisinde çok fazla gezilebilecek bir yer bulunmamakla beraber konaklamak için çok sayıda pansiyon bulunmakta. Ayrıca öğretmen evinde de kalabilirsiniz. Yemek için tabi ki balıkçı kasabalarının olmazsa olmazı balık yemelisiniz.
Akçakoca İstanbul ve Ankara'ya yakınlığı ile özellikle bahar aylarının hafta sonlarında gidilerek tüm bu doğal güzelliklerin bir arada görülebileceği bir açık hava müzesi.
Akçakoca sadece deniz ve yeşillik için değil doğa yürüyüşü içinde önemli yerleri bünyesinde barındırmaktadır. Bunların en önemlisi ilçeye gelmeden 11 km geride yer alan Aktaş Köyü tabelasından dönülerek ulaşılan bölgede yürüyüş sonrasında sizleri çok güzel bir şelale karşılamaktadır. Yaklaşık 50 metre yükseklikten akan şelalenin sesi ve etrafındaki bitki örtüsü çok güzel bir dinlenme yeridir.
Akçakoca'da bulunan doğal güzellikler deniz, kum, asırlık çınarlar ve şelaleler ile bitmemektedir. Bu kadar gelmişken ilçenin 8 km doğusunda adını bulunduğu köyden alan ve yeni turizme açılmış olan Fakıllı mağarasını gezmenizi tavsiye ederim. Toplam 1000 metre olan mağaranın 350 metresi ziyarete açıktır. Mağara içerisinde çeşitli yönlere ayrılan daha sonra birleşen farklı galeriler, çok hoş sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.
İlçeye yazın yüzmek için geldiğinizde kullanabileceğiniz en güzel plaj şu an çok az bir bölümü kalan Ceneviz Kale'si plajı ve mesire yeridir. Burada orman içinde yer alan piknik masalarında yemeğinizi yiyebilir, ardından kumsaldan denize girebilirsiniz. Tesis içerisinde ayrıca bir dilek kuyusu da bulunmaktadır. Bahar ayları için ise bir diğer mesire yeri ilçe girişinde yer alan Göktepe Köyü'ndeki Cumayanı Mesire alanıdır. Burada yedi sekiz kişinin kollarını açarak etrafını dönebileceği asırlık ulu çınarlar altında piknik yapabilirsiniz. Yeşilin her tonunun bulunduğu bu mesire alanı içerisinde Ahmet Dede Türbesi'ne ait Evliya Camisi yer almaktadır. Bu caminin özelliği ise tamamen ahşap ve çivi çakılmadan birbirine geçme olarak yapılmasıdır.
Akçakoca'nın etrafında bulunan doğal güzellikleri gezdikten sonra akşam üzeri ilçeye geldiğimizde bizleri bir çok bakımsız eski evler karşılıyor. Merkeze yaklaştıkça daha bakımlı restore edilmiş tarihi evler yer almakta. İlçe içerisinde çok fazla gezilebilecek bir yer bulunmamakla beraber konaklamak için çok sayıda pansiyon bulunmakta. Ayrıca öğretmen evinde de kalabilirsiniz. Yemek için tabi ki balıkçı kasabalarının olmazsa olmazı balık yemelisiniz.
Akçakoca İstanbul ve Ankara'ya yakınlığı ile özellikle bahar aylarının hafta sonlarında gidilerek tüm bu doğal güzelliklerin bir arada görülebileceği bir açık hava müzesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder