[Nakarat X2]
Yüreğini folyoya sar yak, kırılacağına tutuşsun
Denemeden bana yakın olmayı sen çok uzaklara uçmuşsun
Güneş açacak, düne bakacağız; girer kapıdan yine mutsuzluk
Sarılınca birbirimize sıkıca, ısınamadık buz tuttuk
Unuturum her çeşit değer yargını, bunu şahsî algılama
Sandığın gibi torpil geçmedi tanrı bana, beni tanımadan yargılama
Sinirimi bedenime gömebilirim, yeri gelip kendime saldırarak
Bazen tüm dünya üstüme geliyor, sanıyorum herkesin kastı bana
Saçma sapan… Merhamet denen bastıbacak mı nefreti bastıracak?
Beni öldürmeyen her acı, güçlendirmese bile deli gibi yazdıracak
Kandıracağım seni kandıracağım! Mutluyuz diye sallayacağım
Sonra da realite hançerini yüreğinin ortasına saplayacağım
Üstüme gelme! Üste gelenler şu ana kadar beni deviremediyse
İnan tanıdığından başkası var bilinçaltımda biraz derine inince
Sevinemeyince birlikteliğe ve ayrılıklaraysa üzülemezken
Anlatsana, şu anda ne söylememi bekliyorsun ki yüzüne benden?
Sadece diğer insanlar gibi davranmaya çalışıyordum
O ruhları tutsak eden saçma sapan boş kavramlara şaşırıyorum
Duyguların şu an azgın kediler gibi damdan dama kaçışıyordur
Ben yapamam, başkası olamam; kinimle damardan kana karışıyorum!
[Nakarat X2]
Yüreğini folyoya sar yak, kırılacağına tutuşsun
Denemeden bana yakın olmayı sen çok uzaklara uçmuşsun
Güneş açacak, düne bakacağız; girer kapıdan yine mutsuzluk
Sarılınca birbirimize sıkıca, ısınamadık buz tuttuk
Belki de bilmeden açtığın her yara ruhumda derin bir iz bırakır
Bil bunu hayat her zaman olmuyor film gibi, yine de bir baktım biz dramız
İntikam için yaşıyorum artık, sıra sana da gelir bil sıranı
Unutulup gitmeyecek hesapsızca, verdiğin acıların bir gramı
Film arası, kestik stop! Sevgi denen medeniyetin yüzkarası
Buna yenilemem artık suratıma kaba pençelerini geçirsin yüz kanasın!
Küs kalalım. Bildiğin her şey sadece Iceberg’in üst tarafı
Sana bu gülen gözlerin hangisi gerçek? Şöyle bir etrafı süz bakalım
Kaç mevsim bakmadı yüzüme bile, beni görmedi pas geçti
Çok çabaladım ama sonuç alamadım artık kendimden bile vazgeçtim
Kal sessiz… Akbabalar gene başımda yapıyor kan testi
Beni anılar yaraladı her gün, o zaman geçmişe dair yak resmi!
Halâ diğer insanlar gibi rol yapmaya çabalıyorum
Neden oldu bu? Ruhuma yaralar verdim her bir vakitte kafamı yorup
Yapamıyorum… Her çaba kan kaybına neden oluyor yaramı yolup
Gene kendime yaptığım hiçbir telkin beni kurtarmaya yaramıyordu!
[Nakarat X2]
Yüreğini folyoya sar yak, kırılacağına tutuşsun
Denemeden bana yakın olmayı sen çok uzaklara uçmuşsun
Güneş açacak, düne bakacağız; girer kapıdan yine mutsuzluk
Sarılınca birbirimize sıkıca, ısınamadık buz tuttuk
Yüreğini folyoya sar yak, kırılacağına tutuşsun
Denemeden bana yakın olmayı sen çok uzaklara uçmuşsun
Güneş açacak, düne bakacağız; girer kapıdan yine mutsuzluk
Sarılınca birbirimize sıkıca, ısınamadık buz tuttuk
Unuturum her çeşit değer yargını, bunu şahsî algılama
Sandığın gibi torpil geçmedi tanrı bana, beni tanımadan yargılama
Sinirimi bedenime gömebilirim, yeri gelip kendime saldırarak
Bazen tüm dünya üstüme geliyor, sanıyorum herkesin kastı bana
Saçma sapan… Merhamet denen bastıbacak mı nefreti bastıracak?
Beni öldürmeyen her acı, güçlendirmese bile deli gibi yazdıracak
Kandıracağım seni kandıracağım! Mutluyuz diye sallayacağım
Sonra da realite hançerini yüreğinin ortasına saplayacağım
Üstüme gelme! Üste gelenler şu ana kadar beni deviremediyse
İnan tanıdığından başkası var bilinçaltımda biraz derine inince
Sevinemeyince birlikteliğe ve ayrılıklaraysa üzülemezken
Anlatsana, şu anda ne söylememi bekliyorsun ki yüzüne benden?
Sadece diğer insanlar gibi davranmaya çalışıyordum
O ruhları tutsak eden saçma sapan boş kavramlara şaşırıyorum
Duyguların şu an azgın kediler gibi damdan dama kaçışıyordur
Ben yapamam, başkası olamam; kinimle damardan kana karışıyorum!
[Nakarat X2]
Yüreğini folyoya sar yak, kırılacağına tutuşsun
Denemeden bana yakın olmayı sen çok uzaklara uçmuşsun
Güneş açacak, düne bakacağız; girer kapıdan yine mutsuzluk
Sarılınca birbirimize sıkıca, ısınamadık buz tuttuk
Belki de bilmeden açtığın her yara ruhumda derin bir iz bırakır
Bil bunu hayat her zaman olmuyor film gibi, yine de bir baktım biz dramız
İntikam için yaşıyorum artık, sıra sana da gelir bil sıranı
Unutulup gitmeyecek hesapsızca, verdiğin acıların bir gramı
Film arası, kestik stop! Sevgi denen medeniyetin yüzkarası
Buna yenilemem artık suratıma kaba pençelerini geçirsin yüz kanasın!
Küs kalalım. Bildiğin her şey sadece Iceberg’in üst tarafı
Sana bu gülen gözlerin hangisi gerçek? Şöyle bir etrafı süz bakalım
Kaç mevsim bakmadı yüzüme bile, beni görmedi pas geçti
Çok çabaladım ama sonuç alamadım artık kendimden bile vazgeçtim
Kal sessiz… Akbabalar gene başımda yapıyor kan testi
Beni anılar yaraladı her gün, o zaman geçmişe dair yak resmi!
Halâ diğer insanlar gibi rol yapmaya çabalıyorum
Neden oldu bu? Ruhuma yaralar verdim her bir vakitte kafamı yorup
Yapamıyorum… Her çaba kan kaybına neden oluyor yaramı yolup
Gene kendime yaptığım hiçbir telkin beni kurtarmaya yaramıyordu!
[Nakarat X2]
Yüreğini folyoya sar yak, kırılacağına tutuşsun
Denemeden bana yakın olmayı sen çok uzaklara uçmuşsun
Güneş açacak, düne bakacağız; girer kapıdan yine mutsuzluk
Sarılınca birbirimize sıkıca, ısınamadık buz tuttuk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder