25 Ocak 2010 Pazartesi

KPSS Ders Çalışma ve Test Çözme Tekniği

KPSS test tekniğine dayalı sınavdır. Bu sınavlarda başarılı olmak test çözme becerisi kazanmayı gerektirir. Çünkü bu sınava müracaat eden aday sayısı her yıl artmakta kontenjanlarda sınırlı kalmaktadır. Yani kazanmak her yıl bir önceki yıla göre daha da güçleşmektedir. Bu güçlüğün üstesinden gelmek için adayın sınav süresince yaptığı netlerin yüksek olması gerekir.

Test tekniğine dayalı sınavlarda başarısızlığın nedeni genellikle bilgi eksikliğinden değil, sorulara yaklaşım tarzından veya soru sitiline aşina olmamaktan kaynaklanır. Test tecrübesi sınav sonucunu etkileyen en önemli etkenlerdendir. Test çözme tekniğini iyi bilmek istenen sonucun alınmasını büyük oranda sağlayacaktır.

Sınavdan önce çözülen yüzlerce hatta binlerce sorunun oluşturduğu bilgi birikimi adayın sınavda başarılı olmasını sağlar. Çünkü çözülen her soru gerçek sınav öncesi adaya tecrübe kazandıracaktır. Aday bu bilgi birikimiyle sorulara nasıl yaklaşacağını ve soruları nasıl çözeceğini, hangi yolları kullanacağını, ne kadar süre ayıracağını ve nelere dikkat edeceğini öğrenir.

KPSS sorularının özellikle yoruma dayalı olması yani bilgiden ziyade öğrencinin bilgi birikimini kullanmayı ölçen nitelikte olması tecrübeli olmayı ön plana çıkarmaktadır. Tecrübe ise çözülen soru miktarıyla ölçülür. KPSS´de başarılı olmayı hedeflenen adayın test çözerken “bir sorudan ne çıkar canım” diyerek o soruyu yok sayması en büyük hatadır. Çözülen her bir soru tipi aday için bir avantajdır. Sınava hazırlanan adayın çözemediği her sorunun doğru cevabını öğrenmesi gerekir.

Test Çözme Becerinizi Arttırın:

1. Bir konuyla ilgili soruları çözmeden önce o konuyu iyi öğrenmelisiniz. Soru çözerek de öğrenip öğrenmediğinizi kontrol etmiş olursunuz.

2. Amaç KPSS’de başarılı olmak ise KPSS niteliğine uygun sorular çözmelisiniz.

3. Soruları kendinize zaman tanıyarak çözün. Çünkü gerçek sınav sadece bilginizi değil bilgi kullanma hızınızı da ölçmektedir. Bu yüzden 120 soru için 120 dakika süre tanınmaktadır.

4. Her sorunun size sınavda sorulabileceğini düşünerek yanıtlamaya çalışın. Çözemediğiniz veya yanlış çözdüğünüz sorunun mutlaka doğru çözümünü öğrenin.

5. Soruyu çok fazla okuyarak zihninizi karıştırmayın.

6. Soruyu çözmenizi sağlayacak soru metninde yer alan önemli kelimelerin altını çizin.

7. Her gün belirli miktarda soru çözmeye çalışın. Soru çözmek sizde bir alışkanlık olsun.

8. Soru kökünü ve soru paragrafını anlamadan şıkları okumaya başlamayın. Önce size verilenleri ve sizden istenenleri iyi belirleyin. Bu sizin cevabı daha kısa sürede ve daha doğru bir şekilde bulmanızı sağlayacaktır.

9. Bütün şıkları okumadan doğru olduğuna inandığınız şıkkı işaretlemeyin. Çünkü bazı sorular sizden en doğru cevabı bulmanızı ister.

10. İki cevap da birbirine benziyorsa, cevap, büyük ihtimalle ikisi de değildir. İki şık birbirinin zıttaysa, bunlardan biri doğrudur.

11. Yanlış olduğuna kesin emin olmadıkça, ilk tahminde bulunduğunuz cevabınızı değiştirmeyin.

12. Doğru çözdüğünüzden emin olmadığınız soru ve sorular varsa o soruya hemen değil de birkaç tane soru çözdükten sonra bakın.

13. Yanlış çözdüğünüz sorulardan ötürü ümidinizi kaybedip karamsarlığa düşmeyin. Çünkü her yanlış çözdüğünüz soru şayet doğru çözümünü öğrenirseniz sizin için bir kazançtır.

14. Çözemediğiniz soruları düşünerek stres yapmayın. Her öğrencinin çözemeyeceği sorular mutlaka çıkar.

15. Uzun paragraftan oluşan soruları “uzun soru zordur” yargısında bulunarak o soruyu okumadan geçmeyin. Paragraf sorularının en önemli özelliği cevabının paragrafın içinde gizli olmasıdır.

16. Paragraf sorularında önce soru kökünü okursanız paragrafı daha kolay ve kısa sürede anlarsınız. Bu ise soruyu daha çabuk çözeceğiniz anlamına gelir.

17. Doğru cevaba daha kısa sürede ulaşmak istiyorsanız yanlış olduğuna inandığınız şıkları hemen eleyin. Kalan şıklar üzerine düşünün.

18. Sayısal sorularda işlemleri mutlaka kaleminizi kullanarak yapın.


Not tutmanın faydası derse olan ilgiyi artırmasıdır. Böylece, dinlerken dikkatin uzun süre diri kalması sağlanmış olur. Alınan notlar, yazanın kaleminden çıktığı için bilgi yazanın malı haline gelmiştir. Bu notlar tekrar edilerek yabancılık çekilmeyeceğinden, bir başka deyişle sizin ürününüz olacağından daha kalıcı olacaktır. Unutmayın ki beyniniz size ait olan kavramlara, cümlelere aşinadır.

Not tutarken kağıt konusunda cömert davranın. Ufak kağıtlara, mikroskop yardımıyla okunacak yazılarla not almayın. Bu durum hem ders çalışma arzunuzu yok eder (estetik açıdan) hem de göz sağlığınız açısından sizin için zararlı olur. Ayrıca not tutarken kağıdın alt, üst ve yanlarında boşluk bırakınız. Bunun ne faydası olacak derseniz, not alırken sizin aklınıza gelen örnekleri, cümleleri, soruları buralara yazabilirsiniz. Bütün bunların yanında renkli kağıtlardan, renkli kalemlerden yararlanırsanız, çalıştığınız dersten zevk alabilirsiniz. Kısaca ders çalışmayı bir zevk haline getirebilirsiniz.

Yazdığınız notların belli soruları yanıtlar nitelikte olması oldukça önemlidir. Böylece alınan notlar fonksiyonel olma özelliği taşır. "Kim", "nerede", "ne zaman", "nasıl", "niçin", "ne" gibi sorulara yanıt verecek şekilde olmalıdır alınan notlar.

Kendiniz için kısaltmalar yapın. Bu uygulama zaman kaybını engelleyecek ve hızlı bir şekilde not tutmanızı sağlayacaktır. Kendinize ait şifrelemelere başvurun. Belli kelimeleri anlayacağınız şekilde kısaltarak yazın ("örneğin" yerine "ör.", "bununla birlikte" yerine "+", "aynı anlamda" yerine "=" gibi). Ayrıca önemli olan kavramların, can alıcı noktaların altını çizebilir ya da bunların yanına yıldız gibi çeşitli işaretler koyabilirsiniz. Yazı karakterini farklılaştırarak da (italik yazma ya da büyük harfleri kullanma gibi) dikkati bu cümleler ve kavramlar üzerinde yoğunlaştırabilirsiniz.

Not tutarken karşılaştığınız ve anlamını bilmediğiniz kavramların ne olduğunu öğrenip o kelimeleri sık sık kullanarak hafızanıza yerleştirmeye gayret ediniz. Unutmayın ki her dersin kendine özgü terimleri vardır. Bunları bilmeyen bir öğrencinin konuyu tam olarak kavraması mümkün değildir.

Son olarak derste tuttuğunuz notları, evde temize geçirin. Böylece bir defa dinleyip iki defa not aldığınız bilgiler kalıcı olacaktır. Konunun ana başlıklarını, yan başlıklarını belirleyip düzgün bir kodlama yapınız (Ana başlıkları büyük harfle, yan başlıkları rakamlarla gösterebilirsiniz). Böylece zihninizde konunun şablonu belirmiş olur. Konu karmaşası, zihinsel dağınıklık ortadan kalkar. Konunun en sonuna şematik bir şablon çıkarmanız, konuyu bütün olarak görmenizi ve kolay anlamanızı sağlayacaktır.

Her dersin sonunda (45 dakika) yaklaşık beş dakikayı tekrara ayırmanız bilginin kalıcılığını sağlamak açısından oldukça önemli. Bunun ardından on dakika dinlenmek için kendinize zaman ayırın. Her günün sonunda yatmadan önceki son etüdünüzü o gün çalıştığınız dersleri tekrar ederek değerlendirin. Özellikle uykudan önce yapılan bu tekrarın unutmayı engellediği bilimsel olarak ispatlanmıştır. REM uykusu (rüya görülen dönem) döneminde salgılanan bazı hormonların yeni bilgilerin pekişmesine zemin hazırladığı görülmüştür. Yine yapacağınız bir başka önemli iş de sabah kalktığınızda bir gün önceki dersleri tekrar etmektir. Böylece bilgi daha kalıcı bir duruma getirilmiş olur. Haftanın belli saatlerini, ayın belli günlerini tekrar yapmak amacıyla belirleyin.

Tekrar yaparken kendinizin yazdığı özet notları kullanmanız teferruatta boğulmamanız için önemlidir. Bunun yanında bir başkasına anlatarak tekrar yapmanın da büyük faydası vardır. Bu tekrarlar sonucunda konuyu ne derece bildiğinizi ölçmenin yolu bol bol soru çözmektir. Test sorularının yanında önceki KPSS´lerde çıkmış olan soruların çözülmesi konudaki eksikliklerin belirlenmesi açısından oldukça önemlidir. Yanlış cevaplanan soruların neden yanlış yapıldığı irdelenmelidir. Böylece teorik olarak yaptığınız tekrarı, soru çözerek pratik açıdan da gerçekleştirmiş.

Tekrar yaparken aynı tür dersleri (sayısal veya sözel) çalışmanız sıkıcı olacağı için dikkat dağılmasına neden olacaktır. Sözel ve sayısal derslerin beraber tekrar edilmesi bu açıdan faydalıdır.

Aşırı tekrarın yararından daha çok zararı vardır. Çünkü devamlı aynı uyarıcıya muhatap olan beyin belli bir süre sonra bundan sıkılacak, bu durum da motivasyon bozukluğuna neden olacaktır. O nedenle yukarıda belirttiğimiz gibi belli periyotlarla bu tekrarın yapılması öğrenciyi konuya daha ilgili kılacaktır.
Alıntı: Feyza Eğitim Kurumları Rehberlik Servisinden Alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder