31 Temmuz 2009 Cuma

Suya Konuşmak


Bir arkadaşım demişti geçenlerde, sıkıldığım zaman suyu açarım karşısına geçer anlatırım ve konuşmam bitincede suyu kapatırım diye. İlginç geldi aslında, bir o kadarda hoş bir ayrıntı belki. Kişisel bir terapi gibi aslında. Kendi üzerimde denesem feci bir su faturası geleceğinden eminim. Sıkıntım çok benim. Fazla daralıyorum. Üzerime bir kova su dökmem lazım aslında ayılmam için. Nerede iç bayıklayıcı şeyler varsa onları dinliyorum, kavuşamayan insanları izliyorum, ayrılanları dinliyorum. Seviyorum aslında inceden bir melankoli havasını. Fazla abartmadan. Saatlerce karanlıkta oturup duvara bakayımcılık yok bende. Sevmem zaten pek karanlıkta oturmayı, uykum geliyor hemen. İstemedğim bir saatte uyumaktan nefret ediyorum, çocukluktan kalan birşey belki. Bu sebeple kendi çocuklarım olursa vampir olmalarından korkuyorum.

Bugün çok ıslandım birde. Her dakika başında gelen minibüsü onbeş dakika beklemem sonucunda kaldırım kenarında yüzdüm resmen. Yağmurla konuştum birde. Karşılıkli küfürleştik. Ben küfrettim o kafama lap lap damlalarıyla vurdu. Çok acımasız bir şey bu yağmur. Başım ağrıdı. Minibüs geldiğinde ona da küfrettim. O da üzerime su sıçratarak cevap verdi. Karşılığını alıyorum hep yaptıklarımın.

Suya konuşmak... Zor olsa gerek benim için. Karşılık vermesinden korkuyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder