24 Kasım 2007 Cumartesi

Sivrihisar'ın Önünden Geçip Giderken...



Ankara-Eskişehir arasında hep dikkatimizi çeken kayalıkların önünden geçilerek gidilen bir yol kavşağıdır Sivrihisar çoğu kez. Biraz ilerideki bir şehri uzaktan farkederiz belki... Ama nedense hiç içine girilmez, bir an evvel gidilecek yere yetişmenin acelesiyle... Hemşerim, quo vadis? Belki İzmir, belki Afyon, Antalya, ya da Bursa, Balıkesir, Ayvalık, Akçay, ya da Bodrum, Marmaris, Fethiye, belki de Ege Denizinde bir mavi tur istikamet... Oysa varılacak yer midir önemli olan, yoksa yolculuk mudur yaşamın kendisi... Neyse... Biz girdik... Sizin için keşfettik, fotoğrafladık ve işte paylaştık...

67 Ağaç Sütunlu Ulu Cami

İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılmış. Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise bir sanat şaheseri olarak nitelendiriliyor.

Sivrihisar Ulu Cami

Ulu Cami’nin kuzeyine düşen Alemşah Kümbeti 1327 - 1328 yılları arasında Melik Şah tarafından kardeşi Sultan Şah için yaptırılmış. Necibiddin Mustafa'nın karısı için yaptırdığı Hoşkadem Camii ve 1492 yılında Şeyh Baba Yusuf tarafından yaptırılan Kurşunlu Camii şehrin diğer önemli Anadolu Selçuklu eserleri.

Nasreddin Hoca'nın Doğduğu Şehir

Sivrihisar şehirle bütünleşmiş ve ilçenin medar-ı iftiharı olan Nasreddin Hoca’nın da doğum yeri. Türk halk mizahının büyük filozofu Nasreddin Hoca, 1208’de Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğmuş. Köyün adı 1999’da Nasreddin Hoca olarak değiştirilmiş. Hoca’nın evi halen burada varlığını sürdürüyor. İki katlı ev, belediyeden anahtarı alınarak gezilebiliniyor. Hortu Köyü Sivrihisar’a 26 kilometre uzaklıkta. Köyde, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bir de temsili Nasreddin Hoca evi yaptırılmış. Bu ev de halka açık.

Tabii söz konusu Nasreddin Hoca olunca rivayet muhtelif... Hoca’nın doğduğu evin Sivrihisar’da, türbesinin ise Akşehir’de bulunması iki ilçe arasında, Hoca’yı sahiplenme yönünde, sürekli bir tartışma konusu olmuş.

Anadolu'daki İlk Bakanlar Kurulu

Bakanlar Kurulu Anadolu’da ilk kez Sivrihisar Zaimağa Konağı’nda, Atatürk’ün katılımıyla toplanmış. Konak, şehrin merkezinde yer alıyor. Restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışmalara başlamış .

Bakanlar Kurulu

Sivrihisar’da tarihi yapıların büyük bölümü şehir merkezi etrafında toplanmıştır.Kısa bir gezintiyle hepsini gezip görmek mümkün. Eğer gelmişken biraz da spor yapalım diyorsanız, ilçenin sivri kayalıkları tırmanmak için ideal. Kayalıklar üzerindeki Kayasaat’e tırmanarak buradan bölgeyi kuşbakışı görebilir, fotoğraflayabilirsiniz.

Kibele’nin Büyük Tapınağı

Antik Anadolu'da yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağı Sivrihisar sınırları içerisinde. Geçmişi M.Ö 3500’lere dayanıyor. Ana Tanrıça, şehir ilkbahara girerken, büyük tapınağı ziyarete gelenlerle birlikte diz çökerek ve kollarını açarak Arayit Dağı arkasından sabahın ilk ışıklarını beklermiş. İlkbaharda bitkilerin yeni baştan canlanışı kutlanır ve doğanın müziğinin ezgileri duyulurmuş.

Pessinus’u ortaya çıkarmak için ilk kazı çalışmaları 1967 yılında yapılmaya başlandı. Mabet, tiyatro, çarşı, nekropol, mermer su kanalları ve bir kısım bina temelleri ortaya çıkarılmış. Helenistik ve Roma çağına ait olan bu yapılardan yalnızca mabet kalıntıları Frig uygarlığına kadar uzanıyor.

Eti ve Frig uygarlıkların yanı sıra Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi önemli uygarlıklara da ev sahipliği yapan Sivrihisar’da, bu dönemlere ait kalıntılar da var.

Ankara, İzmir ve Eskişehir yollarının keşişme noktası olan Sivrihisar Eskişehir’e 95, Ankara’ya 133 kilometre.

Yemekleri

İlçe’nin geleneksel yiyeceklerinin başında, un ve suyla yapılan, içerisinde tavuk etinin de yer aldığı arap aşı geliyor. Aynı zamanda bamya çorbası, kelem dolması ve helvası meşhur. Bunun yanında meşhur bulgur pilavını ve bazlamasını da unutmamak gerek. Tabii arap aşı Yozgat'ın da meşhur yemeği... Ama anlaşılan Nasreddin Hoca gibi bu konuda da kimse böyle güzel lezzetlerden vazgeçmek niyetinde değil...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder